Ana içeriğe atla

Veda Hutbesi - Hz. Muhammed (sav)'in Yaptığı Konuşmanın Tam Metni

Bu gün sizlerle;veda hutbesi kısaca, veda hutbesi diyanet, veda hutbesi maddeleri,veda hutbesi oku, veda hutbesi nedir?, veda hutbesi arapça, Peygamber Efendimiz in veda hutbesi, veda hutbesi araştır, veda hutbesi maddeleri, veda hutbesi gerçeği, veda hutbesi metni araştırınız, veda hutbesi kısaca e ödev, veda hutbesi ilkeleri, veda hutbesi öğütleri...konularını paylaşacağız

veda hutbesi tam metin

Peygamber efendimiz in Vedâ Haccında 124.000’den fazla Müslümana yaptıkları vâz ve nasîhatlar. Peygamberimizin Allahü teâlâ tarafından insanlara, doğru yolu göstermek için görevlendirilmelerinden sonra mübârek ağızlarından çıkan her söz, mânâ ve hakîkatler yönünden beşeriyete birer rehberdir. Bunlardan “Vedâ Hutbesi” olarak bilinen son haclarında buyurdukları hususların ise ayrı bir ehemmiyeti vardır. “Vedâ Hutbesi” değişmez prensip, kânun ve nizamlar olarak on dört asırdır, bütün insanlığa ulaşabildiği seviyenin çok üstünde bir insan hakları anlayışı getirmiştir. 

Bu hutbe, M.S. 632 yılında Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz tarafından yüz bini aşkın müslümana irad edilmiştir. Hz. Muhammed (S.A.V.) Allah'a hamd ve senâdan sonra şöyle buyurmuştur.) 
Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki:
Hamd, Allahü teâlâya mahsûstur. O’na hamd eder, O’ndan yarlıganmak diler ve O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından Allahü teâlâya sığınırız. Allahü teâlânın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola iletecek yoktur.

EY İNSANLAR!
Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

İNSANLAR!
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.

ASHABIM!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.

ASHABIM!
Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!
Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.

İNSANLAR!
Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.

MÜ'MİNLER!
Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır. MÜ'MİNLER! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...

ASHABIM!
Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!
Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana Allah saygısı ölçüsünden başka bir üstünlüğü yoktur. 

İNSANLAR! 
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?
"Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.) Şahid ol yâ Rab! Şahid ol yâ Rab! Şahid ol yâ Rab!


Veda Hutbesi Tam Metni
Allah'a hamd olsun. O'nu över, O'na şükrederiz. O'ndan medet umarız. O'ndan bağışlanma dileriz, tevbe ederek O'na ita­ate yöneliriz. Nefislerimizin kötülük telkin­lerinden ve kötü ameller işlemesinden Al­lah'a sığınırız. Allah kime doğruyu göste­rirse, kimse onu hak yoldan uzaklaştıra­maz. Kimin de hak yoldan uzaklaşmasına özgürlük tanırsa, kimse ona doğruyu gös­teremez. Tek Allah'tan başka tanrı olma­dığını, ilahlığında, otoritesinde, mülkün­de, tasarruflarında ortağı bulunmadığını kabul ve tasdik ederim. Muhammed'in O'nun kulu ve Rasûlü olduğunu kabul ve tasdik ederim. (1)

Ey Allah'ın kulları, size Allah'a sığın­manızı, emirlerine yapışmanızı, günahlar­dan arınmanızı, azabından korunmanızı öğütlerim. Size tekrar tekrar, O'na itaati tavsiye ederim. Sözlerime hayırlı olanla, O'nun izni ve yardımıyla başlıyorum. (2)

Ey İnsanlar! Ben sizin hepinize, Al­lah'ın; emirlerini tebliğ ile görevlendirdiği, ilahî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur et­tiği tek yetkili Rasûlüyüm. Beni dinleyin, size bazı açıklamalar yapacağım. Bu yıldan sonra, bir daha burada sizinle buluşup buluşamayacağımı bilemiyorum. (3)

Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşa­ma hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlü­ğünüz Rabbinizle buluşacağınız güne ka­dar bu ayınızda, bu beldenizde, bu günü­nüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gi­bi, saygıya ve korunmaya layıktır, doku­nulmazdır. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli kara­ra dayalı cezalar müstesnadır. (4)

Benim sözlerimi iyi dinleyin ki, izzet ve şerefle huzurlu yaşamaya devam edesiniz. Sakın haksızlık yapmayın ve zulmetmeyin. Sakın baskı, zulüm ve işkenceye alet olmayın. Sakın zulme boyun eğmeyin. Haksızlığa rı­za göstermeyin. İyice anlatabildim mi?

Allah'ım, Sen de şahit ol. (5)

Ashabım! Siz Rabbinizin huzuruna vara­caksınız, size işlediğiniz bilinçli amellerin hesabını sorulacak. İyice tebliğ edebildim mi?

Allah'ım, Sen de şahit ol! (6)

Ey İnsanlar, Allah'a sığının, emirlerine yapışın, azabından korunun. İnsanların mallarını eksik teslim etmeyin, değerlerini düşürmeyin, bedellerini eksik ödemeyin, mallarını kötülemeyin, haksız rekabet yap­mayın, aldatarak, hile yaparak, fırsat kollayarak, gasp ederek insanların haklarını zayi etmeyin, zayiine sebep olmayın. Ül­kede, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmakta ve küfürde ileri git­meyin. (7)

Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, bu emaneti sahibine versin. Size hediye verene hediye ile karşılık verin. Kefil borçlu gibidir. Borcun ödenmesi gerekir. (8)

Soyunuzdan sopunuzdan medet umarak benim yanıma yaklaşmayın. İşlediğiniz bi­linçli amelleri vesile ederek yanıma gelin. Ben bütün insanlara da, size de aynı şey­leri söylüyorum. (9)

Cahiliye döneminin faizli alışverişleri kaldırılmıştır. Yüce Allah, kaldırılan ilk fa­izin, Abbas b. Abdilmuttalib'inki olmasını emretmiştir. Ancak ana paralarınız sizindir. Ne siz haksızlık edebilirsiniz, ne de haksız­lığa uğratılacaksınız. Allah, faizli alışverişin yapılmayacağını icrası kesin hüküm haline getirdi. Kaldıracağım ilk faiz amcam Ab­bas b. Abdilmuttalib'in faizli alış verişlerindeki faizdir. (10)

Ey İnsanlar! Hangi ayda, hangi günde, hangi ülkede olduğunuzu biliyor musu­nuz? (11)

(İnsanlar, ‘saygıya layık korunan bir günde, dokunulmazlığı olan ülkede ve bir ayda', dediler.)

Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşa­ma hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğü­nüz, Rabbinizle buluşacağınız güne kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunul­mazdır. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara da­yalı cezalar müstesnadır. (12)

Ashabım! Şunu belirteyim ki, Cahiliye dönemindeki bütün kan, su ve mal dava­ları, kıyamet gününe kadar şu ayaklarımın altındadır. (13)

Kıyamet gününe kadar Cahiliye döneminde var olan kan da­vaları kaldırılmıştır, Cahiliye döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, kaldıracağımız ilk kan davası, Amir (İyâs) b. Rebîa b. el-Hâris b. Abdülmuttalib'in kan davasıdır. O Sa'd b. Leysoğulları'nda süt anneye verilmiş bir çocuktu. Hüzeyl, onu öldürdü.

İyice tebliğ edebildim mi?

(İnsanlar; ‘elbette tebliğ ettin', dediler)

-Allah'ım Sen de şahit ol! Burada bulu­nanlar sözlerimi bulunmayanlara iletsin. (14)

Kâbe hizmetkarlığı ve hacıların su ihtiya­cını karşılama dışında cahiliye devrinin hükümet görevleri kaldırılmıştır. (15)

Kasten adam öldürmenin cezası, kısas­tır. Kasten öldürmeye benzeyen cinayet, sopa ve taşla öldürmedir. Diyeti, yüz deve­dir. Kim daha fazlasını isterse, o İslam'ı benimsemeyen Cahiliye dönemini özleyen biridir. En büyük Allah düşmanı, kendisine herhangi bir kastı olmayan birini sebepsiz yere öldürendir, kendisine el kaldırmayana sebepsiz yere vurandır.

İyice tebliğ edebildim? Allah'ım, Sen de şahit ol! (16)

Ey İnsanlar! Sizi uyarıyorum, herkes yal­nızca kendi işlediği suçtan sorumludur. Suçlu evlattan dolayı baba sorumlu tutula­maz, suçlu babadan dolayı evlat da sorum­lu tutulamaz. (17)

Ey İnsanlar! Şeytan, sizin bu toprakla­rınızda kendisine tapınılmasından ümit kesmiş bulunuyor. Ancak, bunun dışındaki önemsiz gördüğünüz davranışlarda, ara­nızda çıkardığı fitne fesatla sizi birbirinize düşürdüğünde sözünün dinlenmesinden hoşnut olacaktır. Dininizde sebat ederek, dininize sahip çıkarak, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların, şeytani düzen­lerin vesvesesinden, daleveresinden kendi­nizi koruyun. (18)

Ey İnsanlar, yalan yere Allah'ın adını anarak yemin etmeyin. Yalan yere Allah adına yemin edenin yalanını Allah açığa çıkarır. (19)

Ey İnsanlar! Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki düzenli sistemine girerek seyrediyor. Ayların sayısı, on ikidir. Dört tanesi, savaşın haram olduğu aylar­dır. Bunlardan üçü birbiri peşinden gelir. Biri tektir. Bunlar Zilkade, Zilhicce, Mu­harrem ve Cumade'l-ahire ile Şaban ara­sındaki Mudar kabilesinin adını koyduğu ay Recep'tir.

Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı gün, Levh-i Mahfuz'da tesbit ettiği kayıtlarda, Allah katında, ayların sayısı on ikidir. On iki aydan dördü savaşın haram olduğu ay­lardır. İşte bu haram aylarla ilgili hüküm, insanlığı, insani değerleri ve düzeni ayakta tutan dinin, medeniyetin, zamanla değiş­meyen tabii hukuk kurallarını içeren şe­riatın hükmüdür. Bu aylarla ilgili Allah'ın koyduğu yasakları çiğneyerek kendinize, birbirinize zulmetmeyin.

İlahlığında, otoritesinde, mülkünde, ta­sarruflarında, Allah'a ortak koşan Müşrik­ler nasıl size karşı topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı topyekün savaşın. Bilin ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine ya­pışarak günahlardan arınıp, azaptan koru­nanlarla, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görev­lerinin bilincinde olan müminlerle, müttakilerle beraberdir.

Saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Al­lah'ın savaşı haram kıldığı ayları erteleyerek, yerlerini değiştirerek, on iki aya ay ilave ederek, hileli takvim düzenlemek, ke­sinlikle Allah'ın sene ve aylarla ilgili koy­duğu hükmü inkarda ileri gitmektir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Al­lah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkarda ısrar edenlerin, kafirlerin, bu yüzden hak yol­dan uzaklaşmalarının, dalaleti tercihlerinin önü açılır. Erteleyerek, değiştirerek ilave ettikleri aydaki savaşları, bir yıl helal ve meşru, bir yıl haram sayarlar. Allah'ın ha­ram kıldığının sayısına uydursunlar da, Al­lah'ın haram kıldığını helal ve meşru kılsın­lar, isterler. Onların bilinçli kötü amelleri kendilerine süslenip güzel gösterilmiştir. Allah kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumlu­luk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, küfürde, nankörlükte ısrar eden bir kavme doğru yolu gösterme lütfunda bulunmaya­cak, başarı nasip etmeyecektir. (Tevbe, 9/ 36-37).

Onlar bir yıl, Safer ayını helal sayıyorlar, bir yıl Muharrem'i haram sayıyorlardı. Nesî (yıla ekleme), işte budur. Allah'ım, Sen de şahit ol!. (20)

Ey İnsanlar! Kadınlarınızın sizler üze­rinde hakları, sizin kadınlarınız üzerinde haklarınız vardır. Sizin onlardaki hakkınız, minderinize sizden başkasını oturtmama­ları, meşru tavsiyelerinizde size karşı çık­mamaları, hoşlanmadığınız kişileri izniniz olmadan eve sokmamaları, kötü söz söyle­memeleri kötü fiil ve davranışta bulunma­malarıdır. Şayet bunları yaparlarsa, Allah onları engellemenize, sıkıştırmanıza yatak­larında tek başlarına bırakmanıza ve hafif­çe, incitmeden vurmanıza izin vermiştir. Bun­lardan vazgeçer ve size itaat ederlerse, meşru, örfe uygun ölçüler içerisinde rızıklarını ve giyimlerini sağlama sorumluluğunuz var. Kadınların iyiliğini isteyin, durum­larının iyileşmesi için çaba sarfedin. Çünkü onlar müşterek hayatın gereği kendileri adına bir şey yapma gücüne ve imkanına sahip olmayan, sizinle birlikte yaşamak mecburiyetinde olan hayat arkadaşlarınızdır. Siz onları Allah'ın emaneti olarak aldı­nız. Allah'ın emri ve hükmüyle onlarla iliş­kiyi helal edindiniz. Eğer haklarını ararlar, sorumluluklarına riayet ederlerse onlara tavır takınmanıza, cezalandırmaya hakkı­nız yoktur. Onların serkeşliğinden ve şid­dete başvurmasından endişe ederseniz, onlara öğüt verin ve yataklarınızı ayırın. Aşırı gitmeden hafifçe vurun. Onların yi­yeceği ve giyimi konusunda cömertçe her türlü iyilik ve ihsanda bulunmanız, onların haklarıdır. Kadınların haklarına riayet ko­nusunda Allah'ın emirlerine yapışın, aza­bından korunun, onların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarfedin. Hanımlarınız, sizlerin izni ve bilgisi olmadıkça, evinizin mali imkanlarını cömertçe harcamasınlar. Sözlerimi iyice anlayarak hatırınızda tutun.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol! (21)

Ey İnsanlar! Meşru şekilde sahip oldu­ğunuz, üzerlerinde meşru haklarınız ve düzgün insani ilişkileriniz olan köle ve ca­riyelerinize, iş akdiyle bağlı işçilerinize ha­yırla muameleyi size tavsiye ederim. Sof­ranızda bulunanları ölçü alarak onların ka­rınlarını doyurmanızı, giydiklerinizi ölçü alarak onların giyimlerini sağlamanızı tav­siye ederim. Affetmeyi düşünmediğiniz bir suç işledikleri takdirde aranızda aynı cins­ten suç işleyenlere uyguladığınız cezaları ölçü alınız. Onlara işkence etmeyiniz, onları cezalandırmayınız.!. (22)

Ey İnsanlar! Sözlerimi iyi dinleyin, iyi muhakeme edin. Bütün ırklara mensup Müslümanların, Müslümanların kardeşi ol­duğunu bilin. Bütün müminler kardeştir. Kimseye, gönül rızası olmadıkça, kardeşi­nin malı helal değildir. Sakın haksızlık etmesin, hile yapmasın, haince davranma­sın.

Müslümanın kim olduğunu size anlata­yım mı? Müslümanların, dilinden ve elin­den zarar görmediği kişidir.

Müminin kim olduğunu size anlatayım mı? İnsanların mallarına ve canlarına za­rarı dokunmuyacağından emin olduğu ki­şidir.

Muhacirin kim olduğunu size anlatayım mı? Kötülükleri ve günah işlemeyi terk eden kişidir.

Mücahidin kim olduğunu size söyleye­yim mi? Allah'a itaat yolunda nefsiyle mücadele eden kişidir.

Bu günün dokunulmazlığı gibi, müminin mümine zarar vermesi haramdır. Etini yeme mesabesinde olan müminin mümini gıybeti de haramdır. Namus ve haysiyetine zarar vermesi de haramdır. Müminin yü­züne tokat vurmak da mümine haramdır. Onu itip kakarak incitmesi de haramdır.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol! (23)

Ey İnsanlar! Yeryüzü Allah ve Rasûlüne aittir. İnsanlar, 'Allah'tan başka ilah yok­tur' deyip, benim Allah'ın Rasûlü olduğu­mu kabul edinceye kadar, insanlarla mücadele etmem, savaşmam emredildi. İn­sanlar kelime-i tevhidi söyleyince, kan­larını, canlarını ve mallarını korumuş olur­lar. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. Ahiretteki hesapları ise Allah'a aittir. Kendinize, birbirinize haksızlık etmeyin!(24)

Ey Müminler, benden sonra küfre dön­meyin, birbirinin boynunu vuran kafirler haline gelmeyin. Size, sımsıkı sarıldığınız sürece asla hak yoldan uzaklaşmayacağınız apaçık dinî, ilmî, idari, siyasi kuralları içe­ren Allah'ın kitabı Kur'ân'ı ve Rasûlü'nün sünnetini bıraktım. Bunlarla amel ediniz, davranışlarınıza Kur'ân ve sünneti yan­sıtınız. Bir de soyumdan yakınlarımı, Ehl-i beytimi bıraktım.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol! (25)

Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız bir­dir. İslam'da insanlar eşittir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem de toprak­tan yaratıldı. Allah katında en değerliniz, en çok Allah'a sığınanız, emirlerine yapışa­nınız, günahlardan arınanınız, azabından korunanızdır. Bir Arab'ın, Arap olmaya­na, bir başkasının Arab'a, bir siyahın bir kızılderiliye, bir kızılderilinin bir siyaha, takvanın dışında bir üstünlük sebebi yok­tur.

"Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idare etme­niz, karşılıklı olarak, İslami kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alış­verişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tav­siye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerli­niz, en üstününüz, en çok Allah'a sığınanı­nız, emirlerine yapışanınız, en çok günah­lardan arınıp azaptan korunanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgür­lüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrana­nınız, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık her şeyden haberdardır." (Hucurat, 49/13.) (26)

Ey İnsanlar! Görünürdeki organları kesil­miş bir Habeşli bile başınıza getirilse, size Allah'ın kitabındaki hükümleri uyguladığı sürece, dinleyin ve itaat edin.

İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol! (27)

(İnsanlar, ‘evet' dediler)

Burada bulunanlar, sözlerimi bulun­mayanlara iletsinler.

Ey İnsanlar! İyi dinleyin! Bütün peygam­berlerin daveti geçmişte kalmış, görevleri sona ermiştir. Yalnızca benim davetim ve görevim devam etmektedir. Ben insanların ihtiyacı sebebiyle Rabbimin katında davetimi, görevimi kıyamet gününe kadar muhafaza ettim. Ben önceki ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim. Beni mahcup etmeyin, yüzümü kara çıkarma­yın. (28)

İyi dinleyin, bir kısım insanlar için elim­den bir şey gelmezken bir kısmını kurtaracağım. Ya Rabbi ashabım, diyeceğim. Ba­na, ‘Senden sonra din adına neler icat et­tiklerini bilmiyorsun', buyuracak. Ben cen­netteki havuz başında sizi bekleyen öncünüzüm. (29)

Ey İnsanlar! Allah, her hak sahibinin hakkını, her varisin, mirastaki payını belirlemiştir. Varise vasiyet yapılamaz. Vasiyet terekenin üçte birini de geçemez. Çocuk meşru eşe aittir. Zina edenin hak sahipliği söz konusu değildir. Hamisinin, amirinin, ortağının, işvereninin, efendisinin sağladı­ğı imkanlara nankörce davranan, Allah'ın Muhammed'e indirdiği Kur'ân'ı inkar edi­yor demektir. Babasından başkasına men­subiyet öne süren veya efendisinden başkasını veli edinen, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Böylesinin ne azabı geri çevrilir, ne ceza yeri­ne fidye alınır. (30)

Ey İnsanlar! Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri kesinlikle dinde aşırılık­ları helak etmiştir. Hacdaki amelleri, dav­ranışları benden öğrenin. Bu seneden sonra bir daha haccedip edemeyeceğimi bile­miyorum. Bu öğütlerimi burada bulunan­lar bulunmayanlara ulaştırsın. Öğütlerimin ulaştırıldığı bazı kimseler burada dinleyenlerden daha iyi anlayarak, daha iyi mu­hafaza edebilirler, nice kimseler uygulaya­rak daha mutlu olabilirler. (31)

Ey İnsanlar! Allah sözlerimi işitip de bel­leyene, rahmetini merhametini ihsan et­sin. Allah yüzünü ağartsın. Mana yüklü sözlerimi anlamadan ezberleyen birçok in­san var. Derin manalar içeren sözlerimi bilen birçok insan, kendisinden daha yük­sek anlayış sahiplerine bu sözlerimi ulaş­tırsın. Üç vasfa, üç davranışa sahip olan;

-Samimiyetle Allah rızası için dinî görev­lerini yerine getiren,

-Müslüman idarecilere samimi davranan ve itaat eden,

-İslam toplumunun birliğini ve bütünlüğü­nü koruyan müminlerin İslam'a hıyanet etmeyeceğini, kalplerinden İslam'ı atma­yacağını bilin.

Bütün müminler gelecek nesilleri, İslam ile şereflenmemiş insanları İslam'a davet ederek İslam'ı tebliğ ve davet görevini yeri­ne getirmelidirler. (32)

Benim dışımda benden sonra peygam­ber görevlendirilmeyecektir. Sizin dışınız­da ümmet de olmayacaktır. Rabbinizi ilah tanıyın, candan Müslümanlar olarak Rabbinize teslim olun, saygıyla Rabbinize kulluk ve ibadet edin. Rabbinizin şeriatine boyun eğin, adabına, erkanına riayet ederek beş vakit namazı aksatmadan aşikare kılın. Vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran, berekete vesile olan zekatı verin. Ramazan orucunu tutun. Yöneticilerinize itaat edin ki Rabbinizin cennetine girersiniz. (33)

Ey İnsanlar! Yarın Beni size soracaklar. Ne dersiniz? Peygamberlik görevimi yeri­ne getirdim mi? Vazifemi yaptım mı?

(Orada bulunanlar, ‘evet yemin ederiz ki, tebliğ ettin, bize tavsiyelerde ve öğütlerde bulundun, böylece şehadet ederiz' dediler).

-Şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi...

Size selam ve selamet diliyorum, Al­lah'ın rahmet ve bereket ihsanını niyaz ediyorum. (34)

(Sonra insanlara veda etti. Bunun üzerine insan­lar, ‘bu veda haccı' dediler).

1) M. Hamidullah. Mecmûatü´l-Vesaikü´s-Siyasiyye (Vesaik) 360; İbn Abdirabbih 4/53-55.

2) Vesaik, 360.

3) Yakubî, 2/110;Vesaik, 360; Beyhaki, Sünen-i Kübra, 10/180; Sahih-i İbn Huzeyme, 4/255;Kur`ân-ı Kerim, 7/158.

4) Vesaik, 361; Buharî, “Hac” 132; “Megazi 78;“Tevhid” 24, “Edahi” 5, “Fiten” 8; “Edeb” 42;Müslim, “Hac” 283; Müsned-i Ahmed, 7/ 307.

5) Müsned-i Ahmed. 7/307.

6) Müslim,“Kasame” 26; Müsned-i Ahmed, 7/307; İbn Sa´d, 2/186.

7) Yakubî, 2/109-110; Kur`ân-ı Kerim, 11/ 85.

8) Vesaik, 361, 364; İbn Mace, “Sadaka” 9;Kur´ân-ı Kerim, 2/283.

9) Yakubî, 2/109-110.

10) Vesaik, 361; Darimî. “Büyü” 3.

11) Yakubî, 2/109-110.

12) Darimî,“Menasik” 84; Müsned-i Ahmed, 7/330.

13) Müslim, “Hac” 132.

14) Vesaik, 361; Darimî, “Menasik” 34; Müsned-i Ahmed, 7/376.

15) Vesaik, 361.

16) Vesaik, 361; Yakubî, 2/110.

17) Tirmizî, “Tefsiru´l-Kur´ân” 10.

18) Vesaik, 361.

19) Vesaik, 367; Taberanî. Mucemu´l-Kebîr, 8/229.

20) Vesaik, 361, 365.

21) Vesaik, 361-362; İbn Mace,“Menasik” 84; Müsned-i Ahmed, 7/376; Tirmizî, “Tefsîru´l-Kur´ân” 10; Kur`ân-ı Kerim, 4/34.

22) Yakubî, 2/109-110; Kur´ân-ı Kerim

23) Vesaik, 364-367; Tirmizî, “Tefsiru´l-Kur´ân” 10; Yakubî, 2/110 Kur`ân-ı Kerim, 49/12-13.

24) Yakubî ,2/110; Vesaik, 363; Buharî “Cizye” 5; “İkrah” 2; Müslim,“Cihad” 20.

25) Vesaik, 362, 365; Tirmizî, “Menakıb” 32; Müslim, “Kasame” 26; Buharî, “Hudud” 10; Yakubî, 2/110; Muvatta, “Kader” 3; Ebû Davud, “Talâk” 40; Darimî, “Mukaddime” 24; “Talak” 10; Müsned-i Ahmed, 1/75, 3/212, 286, 4/206, 5/30.

26) Vesaik, 362; Müsned-i Ahmed, 9/127;Yakubî 2/110.

27) Nesaî, Sünen-i Kübra, 4/431 (7815. hadis); Müsned-i Ebî Avâne, 4/402.

28) Taberanî, Mucemu´l-Kebîr, 8/141; Vesaik, 367.

29) İbn Mace, “Menasik” 76.

30) Vesaik, 362; Müsned-i Ahmed, 6/207; Yakubî, 2/110; İbn Hişam, 4/219.

31) Ebû Davud, “Menasik” 77; Nesaî, “Menasık” 217; İbn Mace “Menasik” 63; Müsned-i Ahmed, 1/215, 347, 7/376.

32) Darimî, “Mukaddime” 24.

33) Vesaik, 365; Taberanî, Mucemu´l - Kebîr, 8/115, 136, 138, 303; Kur´ân-ı Kerim, 21/ 92, 23/52.

34) Ebû Davud, “Menasik” 56.

Yorumlar

DUALAR

Aşık Etme Duası (Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua)

Sizlerden gelen sorular; Nihat HATİPOĞLU aşık etme duasını paylaşır mısınız?, ayetel kürsi ile aşık etme duası var mı?, aşık etme duası 14 gün, anında aşık eden dua var mı?, çok tesirli aşık etme duası paylaşır mısınız?, aşık etme duası mishakal, deli gibi aşık etme duası var mı?,en etkili aşk duası paylaşır mısınız?,  denenmiş  birini kendine aşık etme duası var mı..?  şeklinde soruluşmuş sorulardı. Tüm bu soruların cevaplarını aşağıda sizler için paylaştık. Allah ettiğiniz duaları kabul etsin inşallah. Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua-Nihat HATİPOĞLU BİRİNİ KENDİNE AŞIK ETMEK İÇİN DUA (BÜYÜ DEĞİLDİR) ; Erkeği Aşık Etme Duası-Kızı Aşık Etme Duası: Kuvvetli bir celbiye için uygulamadır. Bizzat denenmiş bir uygulamadır, herhangi bir yapılış zamanı yoktur, önerilen okuma düzeni bir hafta boyunca günde 1 defa okumaya niyet etmedir fakat genel anlamda bir hafta dolmadan hacetimiz görülmüş olur. (14 gün okumada ise okumadan sonra 40 gün başka bir işlem ya da okuma yapılmaması

Aşırı Şehvetten Kurtulma Duası

Her ne kadar Allah (azze ve celle) bunu fıtrî olarak zevk ve lezzet gibi hediyelerle birlikte vermiş olsa da kişi bu hissi kontrol altında tutmadığı taktirde hem dünyâ hem âhiret cihetiyle zor durumda kalacaktır. Fikri haram, bakışı haram, meylî haram olan kişi zinâ gibi büyük bir günahla karşı karşıya gelecektir. Bedenen bunu yapmasa da uzuvları ile bir bakıma zinâ işlemiş olacaktır. Peki bu histen nasıl kurtulacağız? Şehvetten Kurtulma Duası Bismillahirrahmanirrahim, Allahumme yâ senede men lâ senede lehü. Ve yâ zuhre men lâ zuhre lehü. Ve yâ câmi’eşşettâti. Ve ya râhimel emvâti. İrhamni rahmeten tuğninî biha an rahmeti men sivâke. Allahumme lâ emlikü linefsi nef’an ve la dârren ve lâ mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûran. Allahumme vessî’li fîmâ rezaktenî. Ve bârik li fîmâ ve hebtenî. İnneke alâ külli şey’in kadîr. Ve lâ tusallit aleyye bizünûbi men lâ yerhamunî yâ erhamerrâhimîn. Verzuknî hayre’ddünya vel âhireti yâ Rabbel âlemîn. İlahi, in afevteni fe lâ yenkusu fî mülkike şey

Define Duası (Define Bulmak İçin veya Define Bulunduğunda Okunacak Dualar)

Bu konuda sizlerden gelen soruların bazıları; havas ilmiyle define bulmayı anlatırmısınız?,altın bulduran dualar var mı?,define bulmak için istihare nasıl yatılır?,define rüyasına yatmak gerçek mi?, rüyada define yeri görmek için okunacak dua var mı?,para bulma duası var mı?.. şeklinde sorulmuş sorulardı.Bizde her zaman ki gibi sorularınızı cevapsız bırakmadık ve sormuş olduğunuz tüm soruların cevaplarını aşağıda sizler için paylaştık. Define Bulmak İçin veya Define Bulunduğunda Okunacak Dualar Hazine yada Define ararken okunması gereken dualar; Şüpheli yerde bir (1) defa Euzu Besmele çektikten sonra yedi (7) defa Ayetel Kürsü okuyun. Her okuduğunuz da o bölgenin (gömü'nün) sağına soluna her yerine okuyun çember içine vs. alın. Bu o bölgedeki (gömü de) eğer tılsım, cin, vs varsa Ayetel Kürsünün koruma azamati geçene kadar orada size hiç bir cin zarar veremez. Sonra Kuran'ı Kerimde Vakia Suresi vardır,bu sureyi orada kıbleye karşı on (10) defa okuyun okuduktan sonra hiç

Çevirgel Duası (Gideni Geri Getirme Duası)

Çevirgel Duası, Çevirgel Duası Orjinal,Çevirgel Duası Ne zaman Okunur?,Dilek Duası,Çevirgel Duası Nasıl Okunur?,Çevirgel Duası-Nihat HATİPOĞLU... Dua'i çevirgel günümüze kadar taşınan bir duadır. Bu dua ile neler yapılabilir?.. Eşler ve evli çiftler arasında olan dargınlık, kırgınlıklardan dolayı evini ve ailesini yüz üstü bırakıp terk eden veya başka bir metres tutup ailesini bırakıp onun peşine takılan, giden bundan dolayı aileyi mağdur bırakan, eşlerden her hangi birisini geri çevirmek, aşıkları birleştirmek, terk edilmiş kalpleri geri kazanmak, sevdiğini yeniden aşık etmek,  sevdiğin birisini yeniden geri getirmek, birini kendine aşık etmek için tertiplenmiş bir dua'dır. Çevirgel - Döngel Duasını Okumanı Şartları: Önce amele niyet edip abdest alınmalı kıbleye dönüp 2 rekat Allah rızası için namaz kılınmalı ve on tövbe, on salavatı şerife, on kelimeyi tehvid okuyup duya ondan sonra başlanmalıdır. Dua bittikten sonrada 3 ihlas 1 fatiha okuyup peygamber ve ashabın

Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Emel HATİPOĞLU Kimdir?

Sizden Gelen Sorular : Nihat HATİPOĞLU Evli mi?,Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Kimdir?,Emel HATİPOĞLU Kimdir?.. Ünlü ilahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu sosyal medyada dolaşan bir fotoğraf nedeni ile birden bire gündeme bomba gibi düştü. Tesettürlü ancak oldukça bakımlı genç bir kadın hayranı ile çekilen fotoğrafı basına yayılan Nihat Hatipoğlu, konu hakkında sert konuştu. Bazı internet kullanıcıları fotoğraftaki genç kadının Nihat Hatipoğlu'nun eşi olduğu bile iddia edildi ve Hatipoğlu ilginç eleştirilere maruz kaldı. GENÇ KADINLA EVLENECEK DİYENLER OLDU  Nihat Hatipoğlu' nun genç ve güzel tesettürlü bir kadın hayranı ile çektirdiği fotoğraf adeta olay oldu. Nerede çekildiği bilinmeyen fotoğraf, kısa sürede sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasına girdi. Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü ilahiyatçıyı eleştirirken, bazıları da fotoğrafın son derece normal olduğunu savundu.  NİHAT HOCA ÇIKAN HABERLERE İSYAN ETTİ   Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü