Kadir Gecesinin Fazileti,Kadir Gecesi,Kadir Gecesinin Anlam ve Önemi...
Kadir, sözlükte, hüküm, şeref, güç, yücelik gibi anlamlara gelir. Dini literatürde, “leyletü’l kadr” şeklinde Kur’an-i Ker’im’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. Kadir süresi, bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur. Bu sürede yüce Allah şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz biz o Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik, Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin, Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır, Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rab’lerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir” [1]
Görüldüğü üzere, Kur’an-ı Kerim’in Kadir gecesinde indirildiği ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilmektedir. Hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade etmektedir.[2]
Allah’ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihai mesajı olan Kuran’ın indirilmesi, insanlığın hidayetine bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. [3]
Bir hadisi şerifte, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanabilmelerine karşılık Müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir. [4]
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir” [1]
Görüldüğü üzere, Kur’an-ı Kerim’in Kadir gecesinde indirildiği ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilmektedir. Hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade etmektedir.[2]
Allah’ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihai mesajı olan Kuran’ın indirilmesi, insanlığın hidayetine bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. [3]
Bir hadisi şerifte, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanabilmelerine karşılık Müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir. [4]
Bir gün Resulullah (sav) efendimiz, İsrail oğullarından Allah’a 80 sene ibadet edip bir göz açıp kapayacak süre bile isyan etmemiş olan dört kişiden bahsetti, bunların Eyüp (a.s.), Zekeriya (a.s.), yaşlı adamın oğlu Hazkiya ve Yuşa bin Nun olduğunu bildirdi. Resullullah (sav)in ashabı, bu duruma hayran oldular. Bunların makam ve derecelerine ulaşmanın imkânsız olduğunu düşündükleri sırada Cebrail (a.s.) gelip Kadir süresini indirdi.
Bu sürede bildirildiğine göre, bu gece Allah’ın izniyle melekler ve Cebrail yeryüzüne inerler ve gece boyunca yeryüzüne barış ve esenlik hakim olur. Kadir süresinde verilen bilgiler, Kuran’ın Ramazan ayında (Bakara 185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (Duhan 3-4) indirildiğine dair ayetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin Ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar. Bu gecenin daha çok Ramazanın son 10 veya son 7 günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler [5]gecenin tespitiyle ilgili bize bazı ipuçları vermektedir. Bu hususta sahabeden gelen rivayetlerde en çok Ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da [6]bu rivayetler ihtilaflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir. Bazı nakillerde de, hazreti peygamberin Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahabenin Resulullah’a başvurması üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonrada konunun zihninden silindiği bildirilmektedir. [7]
Kadir gecesini kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin bildirilmesi halinde Müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Hâlbuki kısmi belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün Ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Ayrıca Kadir gecesinin bildirilmesi yoluyla Müslümanların bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tazimde aşırıya kaçmaları önlenmiş oldu. [8]
Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde “inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği” müjdelenmiştir. [9]
Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber (sav) dünyevi işlerinden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de ibadet için uyanık tutardı. [10]
Hz. Aişe (r.a) validemiz : “Ya Rasulellah (sav) Kadir gecesine rastladığım zaman nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Peygamber Efendimiz (sav) : “ Ey Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” diye dua ve niyazda bulunmasını buyurmuştur. [11]
Ebu Hureyre (r.a.)dan : Ramazan ayı geldiğinde Resulullah (sav) şöyle buyurmuş : “Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır, o ayın orucunu Allah size farz kılmıştır. O ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur. Onda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan gerçekten mahrum kalmıştır.” [12]
Kadir gecesi, yüce dinimiz İslam’ın en şerefli, en faziletli ve en ihtişamlı gecelerinden en başta gelenidir. Kadir gecesi, İslam güneşinin, Kuran meşalesinin dünyayı aydınlatmaya başladığı mübarek bir gecedir. Bu gece, kalbi Kuran nuru ve peygamber müjdesi ile parlayan, alnı secde izleri ile nurlanan müminler için af ve mağfiret gecesidir.
Bu gece melekler yeryüzüne inerken bereket ve rahmette iner, Kuran okunduğu zaman melekler yeryüzüne inerler. Bu gece her iş için bir selamet ve saadet gecesidir. Bu gece selamet gecesidir. Şeytan bu gece kötülük yapmaya ve eziyet vermeye güç yetiremez. Bu gece çakıl tanelerinden daha çok sayıda melekler yeryüzüne inerler. Bu gece ibadet edip, gündüz oruç tutmak, gece kıyam etmek bin aydan daha hayırlıdır. [13]
Şüphesiz güzel olan, her zaman ve her vakit ibadet ve dua etmektir. Ramazan ayında daha çok, Ramazan’ın son on gününde biraz daha çok, ayrıca Ramazan’ın tek gecelerinde gücümüzün yeteceği kadar çok fazla ibadet edilmesi çok daha güzeldir. Duanın ve niyazın çok fazla yapılması güzel görünmektedir. Bu gecenin kadrini bilen ve onu iyilikle ve ibadetlerle ihya eden kimse Allah katında yüksek yer ve şeref sahibi olur.
Yüce Allah’ın biz kullarına olan sonsuz inayet ve rahmeti sayesindedir ki Cenabı Hak zamanların ve mekânların bir kısmını diğerlerinden üstün ve faziletli kılmıştır. O zaman ve mekânlarda yapılan ibadet ve iyiliklere bahşedeceği mükafat ve sevapların çok daha fazla olacağını bize bildirmiştir. Şöyle ki, mekânlardan Kabe-i Muazzama, Ravza-i Mutahhara, Arafat Dağı, Müzdelife ve Mina mübarek mekanlardandır. Burada yapılan ibadetler diğer yerler ile kıyas edilemeyecek derecede faziletlidir. Aylar içinde Ramazan ayı, haftanın günleri içinde Cuma günü, geceler içerisinde ise de Kadir Gecesi bu yüceliklere haiz bulunan mübarek zamanlardır.
Bu gece bin aydan daha hayırlı olan ve fecre kadar devam selam ve esenlik dolu bir gecedir. Bu gece oruç, Kuran, teravih ve diğer ibadetlerle temizlenen müminlerin, meleklerle melekleştiği şükran gecesidir.
O halde, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in kâinatı aydınlatmaya başladığı, meleklerin Allah’a kulluk eden müminleri müjde ile kuşattığı, rabbimizin af ve mağfiretinin coştuğu ve bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen selam ve kurtuluş gecesi olan Kadir gecesini gafletle, dalgınlıkla, ibadetten uzak geçirmeyelim.
Bu geceyi tam bir ihlâs ve samimiyetle Kuran okuyarak, namaz kılarak, tevbe ve istiğfar ederek, efendimize selat-ü selamlar getirerek, anne babalarımızı, akraba ve komşularımızı, fakir ve yoksulları sevindirerek, geçmişlerimizi rahmetle anarak geçirmeliyiz.
Günahlarımızdan kurtulmak, dünya ve ahiret saadetine ulaşmak için yüce Allah’ın bize ihsan ettiği mübarek gecelerin en büyüğü ve en faziletlisi olan Kadir gecesini ihmal etmek, ibadetsiz ve boşa geçirmek müslümana yakışmayan bir davranıştır.
Bu sebeple Müslümanlar Ramazan ayının son on gecesini ve özellikle âlimlerin çoğunun işaret ettiği 27. geceyi kulluk bilinci içinde ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen göstermelidirler.
Ramazan ayının 27.gecesi İslam âleminde Kadir Gecesi olarak bilinir ve kutlanır. Çünkü bu gece hayırlarla dolu olayların meydana geldiği mübarek bir gecedir. Kadir Gecesi, gecelerin en faziletlisi ve bereketlisidir. Bu gece çok değerli ve müstesna bir gece olduğundan Kur’an-ı Kerim’de müstakil bir sure ile yüceltilmiş, 97. sure olan Kadir suresi buna tahsis edilmiştir.
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim Ramazan ayında ve Kadir Gecesinde inmiştir. İnsanlık için bir hayat rehberi olan Yüce Kitabımızın böyle bir gecede inmesi, bu geceye büyük bir şeref kazandırmış, kadrini yüceltmiştir.[14]
Buhari’nin pek çok rivayetlerine göre, Kadir Gecesinin Ramazanın son on gecesinden birinde olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Sevgili Peygamberimiz Ramazanın son on gününde, her zamankinden daha fazla ibadet eder, aile fertlerini de ibadet için kaldırırdı.[15]
Ayrıca Peygamberimizin rastladığı Kadir Geceleri hakkındaki rivayetler arasında 27. geceye ait olan rivayetler, alimlerin çoğunluğu tarafından tercih edilerek, bu gece Kadir Gecesi olarak zamanımıza kadar kutlana gelmiştir.[16]
Yüce Rabbimiz çeşitli zamanlarda bizlere sayısız fırsatlar ve imkânlar sunmaktadır. Bu fırsat ve imkânları en güzel ve verimli bir şekilde değerlendirmeliyiz. İnsanlar arasında da bazı zamanlarda mesai yapanlara, normal zamanlardan çok daha fazla ücret ödenir. Bazen genel af ilan edilir ve büyük cezalar dahi bağışlanır. Bütün bunları düşündüğümüzde Kadir Gecesinin anlamı ve kıymetini daha iyi kavrarız. Çünkü Yüce Allah, kullarından daha cömerttir, Kerimdir, Ğafur’dur, Rahimdir. O’nun hazinesi, cömertliği, keremi ve bağışlaması başkalarınınkiyle asla kıyaslanamaz. Maddi ve manevi nimetler, hazineler O’nun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini de O bilir. İşte Kadir Gecesi, O’nun biz Müslümanlara adeta bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir ikramiyesidir.[17]
Kadir Gecesini her zamankinden daha fazla Kur’an okuyarak, manasını anlayarak, namaz borcu varsa kaza namazı kılarak, nafile namaz kılarak, tövbe istiğfarda bulunarak ve dua ederek değerlendirilmeli; Hayatımızın ve yaşantımızın Kur’an ve sünnete uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalı; dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine kardeşliği hâkim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elini uzatmalıyız.
Bu geceyi hayatımız için bir fırsat bilmeli, manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen, yaklaşık seksen kusur yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceden, gerektiği şekilde istifade etmeliyiz. Sayısız manevi güzelliğin yaşandığı ve mükâfatın sınırsız olarak verildiği bu gecede; özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulamalı, kendimizle hesaplaşmalı, iyi ve güzel davranışlarımızı artırmaya, kötü davranışlarımızdan uzaklaşarak kalbimizdeki manevi kirleri temizlemeliyiz.[18]
Kadir Gecesi Nedir Anlam ve Önemi
Hakk'ın en şa'şaalı nûru tecelli etti.
Doğdu Kur'an güneşi, leyle-i fetret bitti.
Ramazan ayının 27. gecesi "Kadir Gecesi"dir. İnsanlara dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösteren, beşeriyyeti karanlıklardan çıkarıp aydınlığa kavuşturan dinimizin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında, Kadir gecesinde inmiştir.
Bu gece, çok şerefli ve müstesna bir gece olduğundan müstakil bir sûre ile şerefi yükseltilmiş, Kur'an-ı Kerimin 97. sûresi buna tahsis edilmiştir.
Kuran-ı Kerim - KADR SÛRESİ
Mekke döneminde inmiştir. 5 âyettir. Sûre, Kadir gecesini anlattığı için bu adı almıştır.
Kadr, azamet ve şeref demektir.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
1. "Doğrusu, Biz, onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.
2. Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin?
3. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
4. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler.
5. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir."
Bu kutsal gecede;
- Şerefli bir kitap (Kur'an-ı Kerim)
- Şerefli bir melek aracılığıyla, (Cebrail)
- Şerefli bir ümmetin,
- Şerefli peygamberine (Hz. Muhammed A.S.) nazil oldu.
Kadir gecesi;
- Kur'an-ı Kerim'in bu gecede inmesi,
- Bu gecenin bin aydan (83 sene, 4 ay) daha hayırlı olması,
- Allah'ın ezelde takdir ettiği şeylerden bir yıllık olayların ana kitaptan alınarak görevli meleklere bildirildiği gece olması, sebebiyle üstün bir değer taşımaktadır.
Cebrail (a.s.)'in diğer meleklerle bu gece yeryüzüne inerek Allah'a ibadet eden kulları selâmlamaları ve bu gecenin tan yeri ağarana kadar selâm ve esenlik olması da ilâhî rahmetin çok güzel bir tecellisidir.
Bin aydan daha hayırlı olduğu açıkça bildirilen bu gece bizim için Allah'ın büyük bir lütfudur.
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:
"Kim ki faziletine inanarak ve mükâfatını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır." 48
Peygamberimiz, Ramazanın son on gününde, her zamankinden daha fazla ibadet eder, aile fertlerini de ibadet için uyandırırdı. 49
Hiç şüphesiz Kadir gecesine yetişmek mü'minler için büyük bir mutluluk olduğu gibi, en iyi şekilde değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.
Bu geceyi, namaz kılmak, Kur'an okumak, dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak suretiyle ihya etmeliyiz. Namaz borcu olanların hiç olmazsa bir gün bir gecelik kaza namazı kılmaları, böyle bir borcu olmayanların ise nafile namaz kılmaları uygun olur.
Peygamberimiz Kur'an okuyanlara bu Yüce Kitab'ın şefaat edeceğini şu sözleri ile bildirmiştir.
"Kur'an okuyunuz, zira O, kıyamet gününde sahibine (okuyana) şefaatçı olarak gelir." 50
Bu sebeple, Kur'an-ı Kerimin yeryüzüne inmeye başladığı bu mübarek gecede, Kur'an okumanın ayrı bir değeri vardır.
Peygamberimizin saygıdeğer eşi Hz. Aişe (R.A.) diyor ki: "Peygamberimize:
- Ey Allah'ın Rasûlü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim" diye sordum. Peygamberimiz:
-"Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet" diye dua et" buyurdu. 51
İbn Fariz diyor ki:
Hak tecelli ederse, bütün geceler Kadir gecesidir. Vuslat ve mulâkat günlerinin hepsi de cuma günüdür. 52
Konu ile ilgili rivayetler arasında; Kadir gecesinin, Ramazanın son on gününde, sayıları tek olan gecelerin içinde ve bu tek sayılı gecelerden de 27. gecede olduğu rivayeti tercih edilmiş ve asırlardan beri mü'minlerce kutlanagelmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum İçin Teşekkürler...