Hacı Murat Hakkında Bilgi Verir misiniz?,Hacı Murat Hakkında Ansiklopedik Bilgi,Hacı Muradın Seceresi,Hacı Murad Kimdir?
HACI MURAD KİMDİR?
(1812-1852) Kuzey Kafkasya'da Ruslar'a karşı istiklâl mücadelesi veren Şeyh Şâmil'in en meşhur naibi.
Kişiliği iki kutup arasında gidip gelen, bu arada büyük dava önderliğinden hainliğe geçiş yapan meşhur bir isim Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat. Dağıstanlı Hacı Murat'ın adı ünlü yazarların eserlerine isim olmuş. Çoğunluk birbiriyle çelişen halk hikâyelerinin arasından sağlıklı bir Hacı Murat öyküsü çıkarmak hemen hemen imkânsız. Onun muhteşem bir savaşçı olduğu muhakkak. Ama kan davalısı Hamzat Beg'i öldürtmesi daha erken yaşlarda isminin yanına bir soru işareti koydurdu.
(Diyanet İslam Ansiklopedisi, c. 14, Hacı Murad Md.)
HACI MURAD KİMDİR?
(1812-1852) Kuzey Kafkasya'da Ruslar'a karşı istiklâl mücadelesi veren Şeyh Şâmil'in en meşhur naibi.
Hayatı ünlü yazarların romanlarından, yüzlerce rivayete kadar konu olmuş Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat 19.yy başlarında Dağıstan’ın Hunzah bölgesinde dünyaya geldi. Kafkas-Rus savaşlarında ismini duyurmuş Gitino-Magoma’nın oğludur.
Çoçuk yaşta Hunzah medresesinde eğitim aldı, hiçbir zaman bir hedefe iki defa ateş etmediği söylenen Hacı Murat, daha genç yaşlarda at binmesi ve nişancılığı ile ün yapmaya başladı.Kuzey Kafkasya'da (Dağıstan) Avar Hanlığı'nın merkezi Hunzak (Hunzah) şehri yakınlarındaki Zai köyünde doğdu. Babası Hitinav Mahomat (Küçük Muhammed), annesi Fadimat'tır. Avar hanlarının çocuklarına sütanneliği yapan ve bu yüzden kocası ile anlaşamayıp Avar sarayına sığınan annesi tarafından götürülen Murad burada akranı Avar prensiyle beraber büyüdü. On dört yaşında evlendi.
Çoçuk yaşta Hunzah medresesinde eğitim aldı, hiçbir zaman bir hedefe iki defa ateş etmediği söylenen Hacı Murat, daha genç yaşlarda at binmesi ve nişancılığı ile ün yapmaya başladı.Kuzey Kafkasya'da (Dağıstan) Avar Hanlığı'nın merkezi Hunzak (Hunzah) şehri yakınlarındaki Zai köyünde doğdu. Babası Hitinav Mahomat (Küçük Muhammed), annesi Fadimat'tır. Avar hanlarının çocuklarına sütanneliği yapan ve bu yüzden kocası ile anlaşamayıp Avar sarayına sığınan annesi tarafından götürülen Murad burada akranı Avar prensiyle beraber büyüdü. On dört yaşında evlendi.
İlk ciddi savaş tecrübesini Şubat 1830'da Kafkaslar'da Ruslar'a karşı cihad eden Şeyh Gazi Muhammed'in Hunzak'a saldırısı sırasında yaşadı. Avar hanının ölümünden sonra idareyi ele alan karısı Bahu Bike'nin Ruslar'la iyi geçinmek istemesi üzerine, büyük bölümünü ele geçirdiği Hunzak'ı almak için harekete geçen Gazi Muhammed şiddetli bir direnişle karşılaştı; birçok ölü ve yaralı bırakarak geri çekilmek zorunda kaldı. Bu çarpışmada Bahu Bike'nin yanında yer alan Murad, Avarlar'ın Ruslar'a bağlılığını göstermek için Gazi Muhammed'in müridlerinin savaş alanında bıraktıkları bayrak ve flamaları toplayarak Tiflis'e gönderdi.
Süt akrabalığı bulunan Avar Han ailesi ile İmam Hamzat
Hacı Murat hakkında ansiklopedik bilgi; Hayatı ünlü yazarların romanlarından, yüzlerce rivayete kadar konu olmuş Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat 19.yy başlarında Dağıstan’ın Hunzah bölgesinde dünyaya geldi. Kafkas-Rus savaşlarında ismini duyurmuş Gitino-Magoma’nın oğludur.
Çoçuk yaşta Hunzah medresesinde eğitim aldı, hiçbir zaman bir hedefe iki defa ateş etmediği söylenen Hacı Murat, daha genç yaşlarda at binmesi ve nişancılığı ile ün yapmaya başladı.
Süt akrabalığı bulunan Avar Han ailesi ile İmam Hamzat Beg arasındaki kan davası, Murat’ın Hamzat Beg’i öldürmesi ve müridlerin Hunzah’ı terk etmesi ile sonuçlandı.
Takip eden dönem içerisinde Hunzah halkının barışçı tutumlarını suiistimal eden Ruslara karşı silahını eline alan Hacı Murat, Rus işbirlikçisi Avar Hanı Ahmet’in komplosuyla tutuklandı.
Halkın üzerindeki büyük etkisi göze alınarak, gizlice Rusya içlerine sürülmesine karar verildi.Ancak Temirhan Şura’ya götürülürken firar etmeyi başararak Gotsatl köyüne gitti ve burada bir süre kaldıktan sonra Gimri’ye İmam Şamil’in yanına gitmeye karar verdi.
Hamzat Beg olayından dolayı şüphe ile karşılandığı Gimri’de, kendini ispat etme fırsatı verilerek Tloh bölgesi Naibliğine getirildi. Hunzah’taki yandaşlarınında kendisine katılmasıyla kısa sürede büyük başarılar elde etti.
Kendisini ele geçirmek için 1841 Şubat’ında Tselmes’e saldıran Rus birliklerini Hunzah’a kadar püskürttü ve bir süre sonra General Bakünin komutasındaki bu birlikleri Hunzah’ı terk etmeye mecbur bıraktı.Bu şekilde Avar bölgesinin neredeyse tamamında hakimiyet sağlayarak İmam Şamil’in etki alanına kattı.
Temirhan Şura’dan Doğu Gürcistan’daki Babaratmiskaya’ya kadar Rus kuvvetleri üstüne sayısız baskın düzenledi ve bir süre sonra İmam Şamil’in en cesur ve en başarılı Naibi olarak anılmaya başlandı.
1851 yılının Temmuz ayında düzenlediği Boynakh baskını son askeri zaferi oldu.Aynı yıl içerisinde,üzerindeki sır perdesi hiçbir zaman aydınlanamayan bir olay gerçekleşti, Hacı Murat Vozdveezhenskoy kalesine giderek Ruslar’ın tarafına geçtiğini bildirdi.
Bu olay kimilerine göre İmam Şamil ile beraber yaptıkları bir planın kimilerine göre ise Şamil ile aralarının bozulmasının bir sonucu idi.
Ancak Hacı Murat adına yakışır bir şekilde, 4 Nisan 1853 günü Vozdveezhhensky kalesi yakınlarında, çok sayıda Rus askerleriyle tek başına girdiği bir çarpışmada şehid oldu.
Süt akrabalığı bulunan Avar Han ailesi ile İmam Hamzat
Hacı Murat hakkında ansiklopedik bilgi; Hayatı ünlü yazarların romanlarından, yüzlerce rivayete kadar konu olmuş Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat 19.yy başlarında Dağıstan’ın Hunzah bölgesinde dünyaya geldi. Kafkas-Rus savaşlarında ismini duyurmuş Gitino-Magoma’nın oğludur.
Çoçuk yaşta Hunzah medresesinde eğitim aldı, hiçbir zaman bir hedefe iki defa ateş etmediği söylenen Hacı Murat, daha genç yaşlarda at binmesi ve nişancılığı ile ün yapmaya başladı.
Süt akrabalığı bulunan Avar Han ailesi ile İmam Hamzat Beg arasındaki kan davası, Murat’ın Hamzat Beg’i öldürmesi ve müridlerin Hunzah’ı terk etmesi ile sonuçlandı.
Takip eden dönem içerisinde Hunzah halkının barışçı tutumlarını suiistimal eden Ruslara karşı silahını eline alan Hacı Murat, Rus işbirlikçisi Avar Hanı Ahmet’in komplosuyla tutuklandı.
Halkın üzerindeki büyük etkisi göze alınarak, gizlice Rusya içlerine sürülmesine karar verildi.Ancak Temirhan Şura’ya götürülürken firar etmeyi başararak Gotsatl köyüne gitti ve burada bir süre kaldıktan sonra Gimri’ye İmam Şamil’in yanına gitmeye karar verdi.
Hamzat Beg olayından dolayı şüphe ile karşılandığı Gimri’de, kendini ispat etme fırsatı verilerek Tloh bölgesi Naibliğine getirildi. Hunzah’taki yandaşlarınında kendisine katılmasıyla kısa sürede büyük başarılar elde etti.
Kendisini ele geçirmek için 1841 Şubat’ında Tselmes’e saldıran Rus birliklerini Hunzah’a kadar püskürttü ve bir süre sonra General Bakünin komutasındaki bu birlikleri Hunzah’ı terk etmeye mecbur bıraktı.Bu şekilde Avar bölgesinin neredeyse tamamında hakimiyet sağlayarak İmam Şamil’in etki alanına kattı.
Temirhan Şura’dan Doğu Gürcistan’daki Babaratmiskaya’ya kadar Rus kuvvetleri üstüne sayısız baskın düzenledi ve bir süre sonra İmam Şamil’in en cesur ve en başarılı Naibi olarak anılmaya başlandı.
1851 yılının Temmuz ayında düzenlediği Boynakh baskını son askeri zaferi oldu.Aynı yıl içerisinde,üzerindeki sır perdesi hiçbir zaman aydınlanamayan bir olay gerçekleşti, Hacı Murat Vozdveezhenskoy kalesine giderek Ruslar’ın tarafına geçtiğini bildirdi.
Bu olay kimilerine göre İmam Şamil ile beraber yaptıkları bir planın kimilerine göre ise Şamil ile aralarının bozulmasının bir sonucu idi.
Ancak Hacı Murat adına yakışır bir şekilde, 4 Nisan 1853 günü Vozdveezhhensky kalesi yakınlarında, çok sayıda Rus askerleriyle tek başına girdiği bir çarpışmada şehid oldu.
Gazi Muhammed'in Ruslar tarafından öldürülmesinden sonra onun yerine geçen Hamzat, 25 Ağustos 1834'te Hunzak'ı ele geçirip Bahu Bike'yi ve oğullarını öldürttü. Hacı Murad, Avar prenslerini ortadan kaldırdıktan sonra ülkede tütün ve içki yasağı koyan, tütün içtikleri için kendilerine de hakaret eden Hamzat'ı ağabeyi Osman'la birlikte öldürmeye karar verdi. Hamzat'ı Öldüren Osman aynı anda yakalanıp katledildi (1 Ekim 1834). Hamzat'ın öldürülmesinden cesaret alan Hunzak halkı Hacı Murad'ın etrafında toplandı. Hacı Murad Hamzat'ın müridlerini kılıçtan geçirerek Hunzak'ta duruma hâkim oldu.
Daha sonra Avar hanlığına Mehtule Hanı Ahmed Han'ın getirilmesi Hacı Murad'ın hoşuna gitmedi. Hacı Murad Ruslar'ın Ahmed Han'a gösterdiği itibarı kıskanırken Ahmed Han da cesaretiyle şöhret kazanan Hacı Murad'ı kıskanıyordu. Öte yandan Hamzat'ın yerine geçen Şeyh Şâmil'in gücü gittikçe artıyordu.
Daha sonra Avar hanlığına Mehtule Hanı Ahmed Han'ın getirilmesi Hacı Murad'ın hoşuna gitmedi. Hacı Murad Ruslar'ın Ahmed Han'a gösterdiği itibarı kıskanırken Ahmed Han da cesaretiyle şöhret kazanan Hacı Murad'ı kıskanıyordu. Öte yandan Hamzat'ın yerine geçen Şeyh Şâmil'in gücü gittikçe artıyordu.
Ahmed Han Ruslar'a, Şâmil tehlikesine karşı Hunzak'a bir askerî garnizonun yerleştirilmesini teklif etti. Bunun üzerine Ruslar 1837 yılı yazında Avaristan'a bir sefer düzenlediler. Ahmed Han bu fırsattan istifade ederek Hacı Murad'ın gizlice Şeyh Şâmil'le ilişkide bulunduğuna dair Ruslar'a şikâyette bulununca Rus garnizonu kumandanı Lazeryef Hacı Murad'ı tutukladı. Rus Generali Glegenau, Hacı Murad'ın sorgulanmak üzere Temirhanşura'ya getirilmesini emretti.
Hunzakta on gün kadar bir topa zincirlenmiş halde kaldıktan sonra Temirhanşura'ya doğru yola çıkarılan Hacı Murad Bustro köyü civarında kaçmayı başardı ve Hunzak yakınlarındaki Tselmes'e yerleşti. Kısa bir müddet sonra Hamzat'a karşı giriştiği hareketlerden dolayı affedilmesi için Şeyh Şâmil'e bir mektup gönderdi. Şeyh Şâmil isteğini kabul ederek kendisini Avaristan'a nâib tayin etti (Ocak 1841). Bu arada General Klegenau Hacı Murad'ı kazanmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Bunun üzerine 2000 kişilik bir Rus birliği Hunzak'tan Tselmes'e yürüdü. Rus kumandan General Bakunin'in ağır yaralandığı çarpışmalarda Ruslar geri çekilmek zorunda kaldılar.
Hacı Murad babasıyla iki kardeşinin öldüğü, kendisinin de yaralandığı bu savaştan sonra Tioh'a giderek faaliyetlerine orada devam etti. 29 Kasım 1841'de Şeyh Şâmil'in Avaristan seferine katıldı ve Ruslar'a karşı girişilen mücadelede onun yanında yer aldı. Hunzak hariç Avaristan'daki bütün Rus kaleleri ele geçirildi. 1846'da Kabartay bölgesine yönelik akınlara da katılan Hacı Murad, Terek ırmağı kıyısında büyük bir Rus ordusunu bozguna uğrattıktan sonra Dağıstan'a döndü. Gergebil köyünde bulunduğu sırada Rus ordusunun saldırısına uğradı, yoğun top ateşi altında 1000 kadar kayıp verdikten sonra geri çekilmek zorunda kaldı.
Hacı Murad'ın 1849'da küçük bir süvari birliğiyle Temirhanşura'yı yeniden basması onun Kafkasya'daki ününü daha da arttırdı. Ocak-Şubat 1850'de, Şâmil'in otoritesini kabul ettirmek için Said Abdullah ile birlikte Aşağı Çeçenistan'ın Yukarı Şunca bölgesine iki defa akın yaptıysa da beklenen sonucu alamadı.
Hacı Murad'ın 1849'da küçük bir süvari birliğiyle Temirhanşura'yı yeniden basması onun Kafkasya'daki ününü daha da arttırdı. Ocak-Şubat 1850'de, Şâmil'in otoritesini kabul ettirmek için Said Abdullah ile birlikte Aşağı Çeçenistan'ın Yukarı Şunca bölgesine iki defa akın yaptıysa da beklenen sonucu alamadı.
Aynı yıl içinde Doğu Gürcistan'a da bir akın düzenleyerek küçük Babaratminskaya Kalesi'ni ele geçirdi.
Şeyh Şâmil tarafından Hazar kıyılarındaki Kaytak ve Tabasaran halkını Ruslar'a karşı ayaklandırmakla görevlendirildi. 500 adamıyla Çoha'dan (Chokha) hareket ederek 14 Temmuz'da Derbend ile Temirhanşura arasındaki Boynak'a (Buynak/Buinaki) girdi. Ertesi gün Karakaytak'ı geçerek Tabasaran'a ulaştı. Tarku Şemhali'nin kardeşi Şahveli'yi öldürüp karısıyla çocuklarını kaçırması bölge halkının tepkisine yol açtı ve Şâmil'e kadar ulaşan şikâyetlere sebep oldu.
Ruslar 29 Temmuz 1851'de Kuyurih (Kuiarykh) yakınlarında Hacı Murad kuvvetlerine saldırdılar; bu saldırıdan Hacı Murad ve adamları kaçarak kurtulabildiler. Hacı Murad, General Argutinsky'nin Kuşni'ye (Ghozhni / Khoshni) hücumu üzerine Avaristan'a çekildi. Onun Avaristan'a dönmesinin hemen ardından Tabasaran'dan gelen bir heyet Şeyh Şâmil'e, Hacı Murad'ın bu bölgedeki hareketlerinden şikâyetçi olduklarını bildirdi. Bu olay Şâmil ile Hacı Murad'ın arasının açılmasına sebep oldu. Hacı Murad, oğlu Gazi Muhammed'i halef seçmesi dolayısıyla Şâmil'i eleştirmeye başladı.
Şeyh Şâmil'in birçok zaferini kendisine borçlu olduğunu söyleyince Şeyh Şâmil muhaliflerinin de etkisiyle onu nâiblikten azlederek yerine Avar hanedanının uzak bir akrabası olan Feth Ali'yi getirdi. Ayrıca mallarının müsadere edilmesini emretti.
Hacı Murad çeşitli akınlarda ele geçirdiği ganimeti teslim ederken kendi malını vermek istemedi.
Durum silâhlı çatışma noktasına gelmek üzere iken geçici bir uzlaşmaya varıldı. Ancak bu arada Hacı Murad'ın elindekilerin hepsini kılıçla kazandığını, Şâmil'in bunları kılıçla geri alabileceğini söylediği şeklinde rivayetler yayılmaya başladı. Bunun üzerine Şeyh Şâmil Çeçenistan'ın Avturi (Avtiri / Avtur) köyünde nâibleriyle gizli bir toplantı yaparak Hacı Murad'ı hiyanetle suçladı, nâibler meclisi de daha sonra gıyabında onu ölüme mahkûm etti. Hacı Murad, bir söylentiye göre toplantıya katılan bir naibin uyarısı üzerine Vodveezhenskoye (Chakheri) Kalesi'ne giderek Ruslar'a sığındı. Kale kumandanı Prens Vorontsof onu derhal Tiflis'e gönderdi.
Bir rivayete göre ise Hacı Murad. karısının doğum yeri olan Aşağı Çeçenistan'daki Gehi köyüne giderken Şâmil'in emriyle Feth Ali'nin adamlarının sürekli ateş tacizi altında girdiği ormanlık alanda yolunu kaybederek Rus askerlerinin eline düşmüş, bir esir muamelesi görmemek için de gönüllü olarak Ruslar'a teslim olduğunu söylemişti. Hacı Murad'ın Şeyh Şâmil ile danışıklı bir şekilde Ruslar'a teslim olduğuna dair bazı görüşler de vardır.
Tiflis'te Ruslar'ın gözetimi altında yaşamaya başlayan Hacı Murad, bir ara ailesini kurtarmak amacıyla Grozni'ye gittiyse de daha sonra Tiflis'e geri döndü. General Dolgorokofun Dağıstan'daki birliklerine katılmasına izin verilinceye kadar Nuha'ya (Nuka) gönderilmesini istedi. Bir süre Nuha'da kaldı. Dağ hayatına ve ailesine duyduğu özlemin artması üzerine kaçmaya karar verdi ve atla yaptığı bir akşam gezintisinde dört arkadaşıyla birlikte kaçtı. Ancak Nuha'daki Rus kuvvetleri kumandanı Albay Korganof un takibi sonucunda kıstırılarak arkadaşlarıyla birlikte öldürüldü. Cesedi Nuha'ya getirilip halka gösterildi. Bir rivayete göre İlisu'da veya Kuzey Azerbaycan'daki Kıpçak köyünde toprağa verildi. Kesik başı Tiflis'te bulunan Kafkasya genel valisi Prens Vorontsofa gönderildi. Prens Vorontsof un Hacı Murad'ın kesik başını görünce, "Yaşadığı gibi cesurca öldü" dediği, Şeyh Şâmil'in de onun ölümünden sonra imzasını sol eliyle atmaya başladığı, sebebi sorulduğunda "Sağ kolum kırıldı" cevabını verdiği kaydedilir.
Hacı Murad'ın kızından olma torunu 1914 yılında Azerbaycan'a gelerek dedesinin defnedildiği yeri tahmini olarak belirledi ve üzerine bir mezar taşı koydu. Bu mezar taşı günümüzde Azerbaycan Tarih Müzesi'ndedir. Azeri bilim adamları, 1957'de onun Tengit köyü yakınlarındaki kabrinin yerini kesin olarak tesbit ettiler. Hacı Murad'ın sefer nişanı, bayrağı, seccadesi, testisi, sefer yemek takımı ve ölümünden bir süre önce çekilmiş bir fotoğrafı Dağıstan Müzesi'nde korunmaktadır. Ünlü Rus yazarı L N. Tolstoy, Hacı Murad adlı eserinde onun hayatını romanlaştırmıştır.
Tiflis'te Ruslar'ın gözetimi altında yaşamaya başlayan Hacı Murad, bir ara ailesini kurtarmak amacıyla Grozni'ye gittiyse de daha sonra Tiflis'e geri döndü. General Dolgorokofun Dağıstan'daki birliklerine katılmasına izin verilinceye kadar Nuha'ya (Nuka) gönderilmesini istedi. Bir süre Nuha'da kaldı. Dağ hayatına ve ailesine duyduğu özlemin artması üzerine kaçmaya karar verdi ve atla yaptığı bir akşam gezintisinde dört arkadaşıyla birlikte kaçtı. Ancak Nuha'daki Rus kuvvetleri kumandanı Albay Korganof un takibi sonucunda kıstırılarak arkadaşlarıyla birlikte öldürüldü. Cesedi Nuha'ya getirilip halka gösterildi. Bir rivayete göre İlisu'da veya Kuzey Azerbaycan'daki Kıpçak köyünde toprağa verildi. Kesik başı Tiflis'te bulunan Kafkasya genel valisi Prens Vorontsofa gönderildi. Prens Vorontsof un Hacı Murad'ın kesik başını görünce, "Yaşadığı gibi cesurca öldü" dediği, Şeyh Şâmil'in de onun ölümünden sonra imzasını sol eliyle atmaya başladığı, sebebi sorulduğunda "Sağ kolum kırıldı" cevabını verdiği kaydedilir.
Hacı Murad'ın kızından olma torunu 1914 yılında Azerbaycan'a gelerek dedesinin defnedildiği yeri tahmini olarak belirledi ve üzerine bir mezar taşı koydu. Bu mezar taşı günümüzde Azerbaycan Tarih Müzesi'ndedir. Azeri bilim adamları, 1957'de onun Tengit köyü yakınlarındaki kabrinin yerini kesin olarak tesbit ettiler. Hacı Murad'ın sefer nişanı, bayrağı, seccadesi, testisi, sefer yemek takımı ve ölümünden bir süre önce çekilmiş bir fotoğrafı Dağıstan Müzesi'nde korunmaktadır. Ünlü Rus yazarı L N. Tolstoy, Hacı Murad adlı eserinde onun hayatını romanlaştırmıştır.
HACI MURAT'IN İHANETİ
Kişiliği iki kutup arasında gidip gelen, bu arada büyük dava önderliğinden hainliğe geçiş yapan meşhur bir isim Kuzey Kafkasya kahramanı Hacı Murat. Dağıstanlı Hacı Murat'ın adı ünlü yazarların eserlerine isim olmuş. Çoğunluk birbiriyle çelişen halk hikâyelerinin arasından sağlıklı bir Hacı Murat öyküsü çıkarmak hemen hemen imkânsız. Onun muhteşem bir savaşçı olduğu muhakkak. Ama kan davalısı Hamzat Beg'i öldürtmesi daha erken yaşlarda isminin yanına bir soru işareti koydurdu.
Ruslarla işbirliği yapan Avar Hanı Ahmet'in komplosuyla tutuklanmış, esir edilmiş, esaretten kaçmış ve Şeyh Şamil'e katılarak dillere destan bir direniş savaşı başlatmıştı. Ama 1851 yılında Ruslara karşı zafer üzerine zafer kazandığı bir dönemde birden, bire Rusların tarafına geçtiğini bildirdi. Bu o kadar beklenmedik bir olaydı ki çoğu yandaşı bunun Şeyh Şamil ile birlikte yaptıkları bir plan olduğuna inanmayı tercih etti.
Hacı Murat iki yıl kadar bir Rus kalesinde yaşadı. 4 Nisan 1893’te bulunduğu kaleden kaçmaya çalışırken kendisini takip eden Rus askerleriyle giriştiği çarpışmada öldü. Bazıları kaleden kaçışının, hatasını anlaması üzerine Şeyh Şamil'e katılmak üzere girişilmiş bir macera olduğu kanaatindedir. Başkaları da tek derdinin Şeyh Şamil'in hapishanelerinde bulunan ailesini kurtarmak olduğunu söylerler. Her durumda Hacı Murat Ruslara sığınmanın yanlış olduğunu anlamıştı. Ama geri dönüş yolu gidiş yolu kadar pürüzsüz değildi.
(Diyanet İslam Ansiklopedisi, c. 14, Hacı Murad Md.)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum İçin Teşekkürler...