Kolonya Abdesti Bozar mı-Diyanet?,Kolonya Abdesti Bozar mı-Cübbeli?,Parfüm Abdesti Bozar mı Nihat HATİPOĞLU?,Kolonya Abdesti Bozar mı Sorularla İslamiyet?,Krem Sürmek Abdesti Bozar mı Nihat HATİPOĞLU?,Kolonya Koklamak Abdesti Bozar mı?,Parfüm Abdesti Bozar mı?..
Bakara Sûresinin “hamr” ile ilgili âyetlerinin tefsirinde Elmalılı Hamdi Yazır bu konuda şu hususlara temas etmekte ve şöyle demektedir:
“Üzüm şarabından yapılmayan ispirto, bira vesaire müskirat içilemezse de elbiseye veya bedene sürülmesi de namaza mâni olur diye iddia edilemez.” (Hak Dini Kur’ân Dili, 2: 763.)
“Üzüm şarabından yapılmayan ispirto, bira vesaire müskirat içilemezse de elbiseye veya bedene sürülmesi de namaza mâni olur diye iddia edilemez.” (Hak Dini Kur’ân Dili, 2: 763.)
Bu nakilden de anlaşılacağı gibi, deodorant, parfümleri ve kolonyadaki alkol Hanefi mezhebinin bazı imamlarına göre necis kabul edilen alkol cinsine girmediğinden elbiseye veya bedene sürülmesiyle namaza mâni olmaz. Şâfii ve Hanbeli gibi diğer mezheplere göre pis sayıldığı için sürülen yeri yıkadıktan sonra namaza durmak gerekir.
Diğer bir konu da kullandığımız maddelerin suyu geçirip geçirmeyeceği: Bildiğiniz gibi abdest ve gusülde yıkanması gereken yerlerimizin ıslanması farzdır. Eğer kullandığımız malzeme suyu geçirmeyecek kadar katı ise bu durumda abdest ve guslümüze zarar verir. Ancak suyu geçiriyorsa her hangi bir zararı yoktur. Tavsiyemiz, mecbur değil isek şüpheli şeylerden kaçınmamızdır. Fakat, suyu geçiriyor ve içinde domuz yağı gibi haram madde yoksa kullanmanız caizdir. Abdest ve gusüle engel değildir.
Hanefi mezhebine göre içinde alkol olan bir kremi ya da parfümü kullanmak namaza engel olmaz. Yani böyle bir krem sürmek günah olmadığı gibi, içinde alkol olan bir kremi sürdükten sonra kılınan namaz da geçerlidir.
Alkol içermeyen diş macunları varken, ağız ve diş temizliği için kullanılan ve bileşiminde alkol bulunmayan ilaçlar mevcutken andığınız tür eşyayı kullanmak elbette doğru olmaz ve tavsiye edilemez. Eğer içerisinde alkol bulunmayan diş macunu yoksa yutmamak şartıyla kullanılabilir
İçerisinde alkol bulunan diş macunu ve ağızda çalkalanan alkollü ilaç kullanmak...
Bütün alkoller haram değildir. Sadece şarap ve benzeri sarhoşluk veren alkol, etil alkol olduğu için haram ve necis kabul edilmiştir. Bu sebeple etil alkolün dışındaki alkoller için aynı hüküm geçerli değildir.
Rasulüllah Efendimiz; "tedavi olun, zira Allah hiç bir hastalık yaratmamıştır ki, çaresini de yaratmış olmasın" diye buyururken: "Şüphesiz Allah şifanızı size haram kıldığı şeyler" de yaratmamıştır" (1. Ebu Davud, Tıb 11; Muvatta, Ayn 12.) diye de buyurmuşlardır. Târik b. Süveyd adlı sahabî ona şarabı (hamr) sordu da o da yasakladı. Tarık, "ama ilaç olarak kullanıyoruz" deyince de, "o deva değil derttir" (2) buyurdular. Buharî'nin naklettiğine göre İbn-i Mesut Allah ilacınızı size haram kıldığı şeylerde yaratmamıştır" ( Buhari, Eşribe 15.) ve Rasülüllah (sav)'ın "kim şarapta, (hamr) tedavi ararsa Allah ona şifa vermesin!" buyurduğunu zikretmiştir.
Bu hadis-i şerifler ışığında cumhur (fıkıhçılar çoğunluğu) pis ve haram, şeylerle bu arada içki ( hamr ) ile (olağan durumlarda) tedavi olunamayacağı görüşüne varmışlardır. Olağan durumlar; alkol ya da başka pis maddeler ihtiva eden ilaçların yerine başkası bulunabildiği, ya da bulunamasa dahi hasta için hayatî bir durumun söz konusu olmadığı zamanlardır. Ama alkol ihtiva eden ilaçların yerini tutacak başka ilacın olmadığı, hastanın da böyle bir ilacı almadığı zaman hayatî tehlike geçireceği mütehassıs (hâzik) bir müslüman doktor tarafından söyleniyorsa böyle ilaçların zaruret mikdarı alınacağını hemen hemen bütün fıkıhçılar kabul ederler.
Diğer bir konu da kullandığımız maddelerin suyu geçirip geçirmeyeceği: Bildiğiniz gibi abdest ve gusülde yıkanması gereken yerlerimizin ıslanması farzdır. Eğer kullandığımız malzeme suyu geçirmeyecek kadar katı ise bu durumda abdest ve guslümüze zarar verir. Ancak suyu geçiriyorsa her hangi bir zararı yoktur. Tavsiyemiz, mecbur değil isek şüpheli şeylerden kaçınmamızdır. Fakat, suyu geçiriyor ve içinde domuz yağı gibi haram madde yoksa kullanmanız caizdir. Abdest ve gusüle engel değildir.
Hanefi mezhebine göre içinde alkol olan bir kremi ya da parfümü kullanmak namaza engel olmaz. Yani böyle bir krem sürmek günah olmadığı gibi, içinde alkol olan bir kremi sürdükten sonra kılınan namaz da geçerlidir.
Alkol içermeyen diş macunları varken, ağız ve diş temizliği için kullanılan ve bileşiminde alkol bulunmayan ilaçlar mevcutken andığınız tür eşyayı kullanmak elbette doğru olmaz ve tavsiye edilemez. Eğer içerisinde alkol bulunmayan diş macunu yoksa yutmamak şartıyla kullanılabilir
İçerisinde alkol bulunan diş macunu ve ağızda çalkalanan alkollü ilaç kullanmak...
Bütün alkoller haram değildir. Sadece şarap ve benzeri sarhoşluk veren alkol, etil alkol olduğu için haram ve necis kabul edilmiştir. Bu sebeple etil alkolün dışındaki alkoller için aynı hüküm geçerli değildir.
Rasulüllah Efendimiz; "tedavi olun, zira Allah hiç bir hastalık yaratmamıştır ki, çaresini de yaratmış olmasın" diye buyururken: "Şüphesiz Allah şifanızı size haram kıldığı şeyler" de yaratmamıştır" (1. Ebu Davud, Tıb 11; Muvatta, Ayn 12.) diye de buyurmuşlardır. Târik b. Süveyd adlı sahabî ona şarabı (hamr) sordu da o da yasakladı. Tarık, "ama ilaç olarak kullanıyoruz" deyince de, "o deva değil derttir" (2) buyurdular. Buharî'nin naklettiğine göre İbn-i Mesut Allah ilacınızı size haram kıldığı şeylerde yaratmamıştır" ( Buhari, Eşribe 15.) ve Rasülüllah (sav)'ın "kim şarapta, (hamr) tedavi ararsa Allah ona şifa vermesin!" buyurduğunu zikretmiştir.
Bu hadis-i şerifler ışığında cumhur (fıkıhçılar çoğunluğu) pis ve haram, şeylerle bu arada içki ( hamr ) ile (olağan durumlarda) tedavi olunamayacağı görüşüne varmışlardır. Olağan durumlar; alkol ya da başka pis maddeler ihtiva eden ilaçların yerine başkası bulunabildiği, ya da bulunamasa dahi hasta için hayatî bir durumun söz konusu olmadığı zamanlardır. Ama alkol ihtiva eden ilaçların yerini tutacak başka ilacın olmadığı, hastanın da böyle bir ilacı almadığı zaman hayatî tehlike geçireceği mütehassıs (hâzik) bir müslüman doktor tarafından söyleniyorsa böyle ilaçların zaruret mikdarı alınacağını hemen hemen bütün fıkıhçılar kabul ederler.
Alkollü içkiler konusunda Hanefi Mezhebinin görüşleri çok farklı ve detaylıdır: Sekir (sarhoş edici alkol) ihtiva eden içkiler dörde ayrılır:
1. Hamr: Yaş üzüm suyunun çiğ olarak bekletilip keskinleşmesi ve mayalanması (fermantasyon) ile köpük atması şeklinde elde edilir. Bu, maddesiyle (li-aynihi) kaba pisliktir. Sirkeleştirilmeksizin, ne gaye ile olursa olsun yararlanılması haramdır, satışı caiz değildir. Dezenfekte ve saç bakımı gibi Şeylerde kullanılamaz. Kaynatılması ile istihale (kimyasal reaksiyon ile bir başka maddeye dönüşme) oluşmuyorsa kaynatılarak da kullanılamaz. Mezhepte mutemet görüşe göre tedavi gaye de yararlanılamaz. Bunun Türkçe’deki karşılığı üzüm şarabıdır. Bu hükümlerde azı da, çoğu da eşittir.
2. Tılâ: Yaş üzüm suyundan üçte ikisi ya da daha azı buharlaşıncaya kadar kaynatılıp, sonra da sarhoş edici hale gelen içkidir. Üçte ikisinden azı gidecek kadar kaynamışsa "bazik", yarısı gidecek kadar kaynamışsa "muhassaf" adını alır. Bu ikisi ittifakla haramdır. Üçte ikisi gidecek kadar kaynarsa "müselles" adını alır ki, esas "tılâ"da budur, imam Muhammed'e göre haramdır diğerlerine göre helaldir. Fetva İmam Muhammed'in görüşüne göredir. Dolayısı ile "Tılâ"da "hamr" gibi pistir.
3. Seker: Yaş hurma suyundan çiğ olarak yapılan ve keskinleşip (mayalanıp) köpük atan içkidir.
4. Nakî: Kuru üzümden çiğ olarak elde edilen ve kabarıp köpük atan sudur. Bu son ikisi haram olmakla beraber, pis oluşları Serahsî'ye göre hafiftir. Ayrıca "hamr" dışında kalan üçü kabarıp keskinleşmedikçe ittifakla helâl ve temizdirler (Bu konuda daha geniş detay için bk. İbn Abidîn, VI/448 vd.).
Hanefî mezhebine (İmam Azam ve Ebu Yusuf'a) göre bu dört çeşit mayiin dışında kalan meşrubat helâl ve temizdir, alım satımı caizdir. Buna göre bu yöntemlerin dışında bir madde ve yolla elde edilen ispirto, kolonya, dezenfekte de ve çözücü olarak şurup ve esanslarda kullanılan alkol türleri temizdir, alınıp satılabilir.
Ancak hangi maddeden olursa olsun, sarhoş edecek miktarı ittifakla haramdır ve cumhura (fıkıhçı çoğunluğuna) ve Hanefî mezhebinde fetva verilen İmam Muhammed'in görüşüne göre her çoğu sarhoş edenin azı da haramdır, pistir, alım-satımı caiz değildir. Bazı fıkıhçılara göre de içki (sarhoş ediciler) haram olmakla beraber pis değildirler, dezenfektede ve haricen kullanılabilirler.
Dolayısı ile Hanefî Mezhebi bu konuda "orta yol" olmakla özellikle günümüz için uygulanabilecek bir kurtarıcıdır. Ama cumhurun ve bu mey anda İmam Muhammed'in görüşünü göz ardı edemeyeceğimize göre Hanefî mezhebi dediğimiz İmam Azam ve Ebu Yusuf görüşünü ihtiyatla karşılamalı,' sadece ve geçici olarak tedavide ve dezenfektede kullanmalıdır.
Bu söylenenler sıvı meşrubat için geçerlidir. Banotu (bene) ve afyon gibi katı olanlar ise müstahzar ilaç olarak mubah sayıldığından tedavi gayesiyle ve sarhoş etmeyecek miktarda alınabilirler. Temiz olduklarından satılmaları da caizdir ( bk.ibn Abidin,VI/455.) (Allah'u alem).
Haramlığında ve pis oluşunda ittifak edilen hamr (şarap)ın tedavi maksadıyla kullanılmasına gelince, bir grup Belhli İmamdan nakledildiğine göre, bakılır. Eğer fayda sağlayacağı kesin ise alması helâl olur (Fetâvây-ı Hindiyye V/254-55; Kasanî de aynı şeyi söyler bk. 1/61). Çünkü insanın zaruret halinde haram olan şeyleri, zaruret miktannca yemesi, boğulmakta olanın, helâl sıvı bulamazsa boğazını açacak kadar içki (hamr) içmesi caizdir.
İmam Muhammed'e göre insan ve domuz dışındaki canlıların kemiklerinden herhalükarda ilaç olarak yararlanılabilir. Bazılarına göre de eti yenmeyen hayvanlar ancak şer'î usûlde boğazlanmaları, kemikleri de kuru olması halinde onlardan ilaç yapılabilir .
Pis ve haram olduğunda ittifak edilen "hamr" (şarap) zaruret olmadıkça tedavide kullanılamayacağı gibi, saç parlatmada, gargarada ve şırınga olarak (enjektabl) da kullanılamaz (İbn-i abidinVI / 449).
Domuzdan vb. haram şeylerden maddeler ihtiva eden ilaçların terkibini iyi bilmek gerekir. Eğer başkalaşım (istihale = kimyasal tepkime) varsa pisliği gitmiş olacağından kullanılması haram olmaz. İstihale yoksa zaruret bulunmadıkça ya da bazılarına göre kesin çare olduğu , alternatifi de bulunmadığı adil mütehassisi tarafından söylenmedikçe kullanılması haram olur.
Fıkıh kitaplarımızda; hınzırın tuzlada kalıp tuzlaşması,. gübrenin toprağa karışıp topraklaşması, tezeğin yanıp kül olması, şarabın sirkeleşmesi, mis ahusunun kanının misk olması; pis olan zeytinyağının sabun yapılması gibi olgular istihaleye, örnek olarak gösterilir (bk. Tahtavî: Ayrıca bk. Mahluf, 11/121, 140; Kâdıhan, IH/403; İbn Kudâme,Muğnî, IH/605; Nemenkânî, el-Fethurrahmânî, 1/63; el-Hattâb, el-Menhel, II/206 Zuhayli, el-Fıkhu'1-İslâmî..) Ancak Ebu Yusuf istihaleyi bir temizlenme sebebi olarak görmez. Ama fetva onun görüşüne göre değildir.
Bu söylediklerimizle sorularınızı bir ölçüde cevapladığımızı sanıyoruz. Ancak mes'elenin ne kadar kompleks ve hassas olduğu da ortada. Bu itibarla ilaç alanların mes'eleyi bilinçli olarak soruşturması, ilaç yazanların da, alternatifi olmayan haram maddeli ilaçlara alternatif bulma, olanların da alternatifini ve varsa sentetiğini kullanma konularında çok titiz davranması gerekir. Ne derece doğru ve tıbba uygun bilmiyoruz ama Konyalı bir hocamız şöyle bir olay nakletmişti: Arkadaşımın annesine bir doktor mübtela olduğu bir göğüs hastalığı için ısıtıcı olarak bira içmesini, bunun yerini alacak başka bir şeyin olmadığını söylemiş, mes’ele bir Müslüman doktora aktarılınca o sulandırılmış pekmezin bu işi, çok daha tesirli olarak göreceğini anlatmıştı. Sonuçta çok iyi oldu.
Kur'an-ı Kerim'de şarabın pis olduğu bildirilmektedir. (Maide, 5/90-91)
Hanefi mezhebine göre, şaraptan başka sarhoşluk verici alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte bunların tıpkı şarap gibi necis olup olmadıkları konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. İmam Ebu Hanife, şarap ve üzümden yapılanların dışındaki alkollü içkilerin bir dirhemden (ıslattığı yer avuç içinden) fazlasının elibiseye bulaşması halinde bile namaza engel olmayacağını söylemiştir. (Serahsi, Mebsut, 24/14-15) Buna göre, kolonya ve ispirto gibi şeylerin içilmesi haram ise de alınıp satılmaları ve kullanılmaları caiz görülmüştür.
Şafi mezhebine göre ise, üzümden imal edilen şarap ile diğer maddelerden elde edilen ve sarhoş edici nitelikte olan alkollü içkilerle kolonya arasında fark yoktur. Bunlar da şarap gibi necistir ve haram kılınmıştır. Bulaştıkları yerin yıkanması gerekir. Esas hüküm bu olmakla beraber, esans, parfüm ve benzeri şeyleri kullanıma elverişli hale getirebilmek amacıyla bunlara katılan az miktardaki katkı maddeleri, necis olsalar bile görmezden gelinebilecek ve affedilecek necasetlerden sayılmıştır. (Ceziri, 1/19; Mehmed Keskin, Büyük Şafi İlmihali, s. 504)
Şu yazıyı da okumanızı tavsiye ederiz:
Kolonyanın ve bu gibi maddelerin pis olup olmaması, içkinin (hamr) pis olup olmamasıyla ilgili bir mes'eledir. Bilindiği gibi dinimizde içki (hamr), aklı koruma gayesiyle haram kılınmış ve büyük günahlardan sayılmıştır. İçkiden bahseden ayetlerin sonuncusunda şöyle buyurulur:
"Ey iman edenler! içki, kumar, putlar, kısmet çekilen zarlar hep şeytan işi pis şeylerdir, içki ile kumarda, şeytan sırf aranıza düşmanlık ve kin sokmayı ve sizi Allah (cc)'ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymayı ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi?" (Mâide 5/90-91)
Görüldüğü gibi burada içki (hamr) "pis" diye nitelendirilmiştir. Konumuzla ilgili birinci önemli nokta budur. İçkinin "pis" olduğunu kabul edersek, neyin içki (hamr) olduğu mes'elesi karşımıza çıkar, ikinci önemli nokta da budur.
1. Hamr: Yaş üzüm suyunun çiğ olarak bekletilip keskinleşmesi ve mayalanması (fermantasyon) ile köpük atması şeklinde elde edilir. Bu, maddesiyle (li-aynihi) kaba pisliktir. Sirkeleştirilmeksizin, ne gaye ile olursa olsun yararlanılması haramdır, satışı caiz değildir. Dezenfekte ve saç bakımı gibi Şeylerde kullanılamaz. Kaynatılması ile istihale (kimyasal reaksiyon ile bir başka maddeye dönüşme) oluşmuyorsa kaynatılarak da kullanılamaz. Mezhepte mutemet görüşe göre tedavi gaye de yararlanılamaz. Bunun Türkçe’deki karşılığı üzüm şarabıdır. Bu hükümlerde azı da, çoğu da eşittir.
2. Tılâ: Yaş üzüm suyundan üçte ikisi ya da daha azı buharlaşıncaya kadar kaynatılıp, sonra da sarhoş edici hale gelen içkidir. Üçte ikisinden azı gidecek kadar kaynamışsa "bazik", yarısı gidecek kadar kaynamışsa "muhassaf" adını alır. Bu ikisi ittifakla haramdır. Üçte ikisi gidecek kadar kaynarsa "müselles" adını alır ki, esas "tılâ"da budur, imam Muhammed'e göre haramdır diğerlerine göre helaldir. Fetva İmam Muhammed'in görüşüne göredir. Dolayısı ile "Tılâ"da "hamr" gibi pistir.
3. Seker: Yaş hurma suyundan çiğ olarak yapılan ve keskinleşip (mayalanıp) köpük atan içkidir.
4. Nakî: Kuru üzümden çiğ olarak elde edilen ve kabarıp köpük atan sudur. Bu son ikisi haram olmakla beraber, pis oluşları Serahsî'ye göre hafiftir. Ayrıca "hamr" dışında kalan üçü kabarıp keskinleşmedikçe ittifakla helâl ve temizdirler (Bu konuda daha geniş detay için bk. İbn Abidîn, VI/448 vd.).
Hanefî mezhebine (İmam Azam ve Ebu Yusuf'a) göre bu dört çeşit mayiin dışında kalan meşrubat helâl ve temizdir, alım satımı caizdir. Buna göre bu yöntemlerin dışında bir madde ve yolla elde edilen ispirto, kolonya, dezenfekte de ve çözücü olarak şurup ve esanslarda kullanılan alkol türleri temizdir, alınıp satılabilir.
Ancak hangi maddeden olursa olsun, sarhoş edecek miktarı ittifakla haramdır ve cumhura (fıkıhçı çoğunluğuna) ve Hanefî mezhebinde fetva verilen İmam Muhammed'in görüşüne göre her çoğu sarhoş edenin azı da haramdır, pistir, alım-satımı caiz değildir. Bazı fıkıhçılara göre de içki (sarhoş ediciler) haram olmakla beraber pis değildirler, dezenfektede ve haricen kullanılabilirler.
Dolayısı ile Hanefî Mezhebi bu konuda "orta yol" olmakla özellikle günümüz için uygulanabilecek bir kurtarıcıdır. Ama cumhurun ve bu mey anda İmam Muhammed'in görüşünü göz ardı edemeyeceğimize göre Hanefî mezhebi dediğimiz İmam Azam ve Ebu Yusuf görüşünü ihtiyatla karşılamalı,' sadece ve geçici olarak tedavide ve dezenfektede kullanmalıdır.
Bu söylenenler sıvı meşrubat için geçerlidir. Banotu (bene) ve afyon gibi katı olanlar ise müstahzar ilaç olarak mubah sayıldığından tedavi gayesiyle ve sarhoş etmeyecek miktarda alınabilirler. Temiz olduklarından satılmaları da caizdir ( bk.ibn Abidin,VI/455.) (Allah'u alem).
Haramlığında ve pis oluşunda ittifak edilen hamr (şarap)ın tedavi maksadıyla kullanılmasına gelince, bir grup Belhli İmamdan nakledildiğine göre, bakılır. Eğer fayda sağlayacağı kesin ise alması helâl olur (Fetâvây-ı Hindiyye V/254-55; Kasanî de aynı şeyi söyler bk. 1/61). Çünkü insanın zaruret halinde haram olan şeyleri, zaruret miktannca yemesi, boğulmakta olanın, helâl sıvı bulamazsa boğazını açacak kadar içki (hamr) içmesi caizdir.
İmam Muhammed'e göre insan ve domuz dışındaki canlıların kemiklerinden herhalükarda ilaç olarak yararlanılabilir. Bazılarına göre de eti yenmeyen hayvanlar ancak şer'î usûlde boğazlanmaları, kemikleri de kuru olması halinde onlardan ilaç yapılabilir .
Pis ve haram olduğunda ittifak edilen "hamr" (şarap) zaruret olmadıkça tedavide kullanılamayacağı gibi, saç parlatmada, gargarada ve şırınga olarak (enjektabl) da kullanılamaz (İbn-i abidinVI / 449).
Domuzdan vb. haram şeylerden maddeler ihtiva eden ilaçların terkibini iyi bilmek gerekir. Eğer başkalaşım (istihale = kimyasal tepkime) varsa pisliği gitmiş olacağından kullanılması haram olmaz. İstihale yoksa zaruret bulunmadıkça ya da bazılarına göre kesin çare olduğu , alternatifi de bulunmadığı adil mütehassisi tarafından söylenmedikçe kullanılması haram olur.
Fıkıh kitaplarımızda; hınzırın tuzlada kalıp tuzlaşması,. gübrenin toprağa karışıp topraklaşması, tezeğin yanıp kül olması, şarabın sirkeleşmesi, mis ahusunun kanının misk olması; pis olan zeytinyağının sabun yapılması gibi olgular istihaleye, örnek olarak gösterilir (bk. Tahtavî: Ayrıca bk. Mahluf, 11/121, 140; Kâdıhan, IH/403; İbn Kudâme,Muğnî, IH/605; Nemenkânî, el-Fethurrahmânî, 1/63; el-Hattâb, el-Menhel, II/206 Zuhayli, el-Fıkhu'1-İslâmî..) Ancak Ebu Yusuf istihaleyi bir temizlenme sebebi olarak görmez. Ama fetva onun görüşüne göre değildir.
Bu söylediklerimizle sorularınızı bir ölçüde cevapladığımızı sanıyoruz. Ancak mes'elenin ne kadar kompleks ve hassas olduğu da ortada. Bu itibarla ilaç alanların mes'eleyi bilinçli olarak soruşturması, ilaç yazanların da, alternatifi olmayan haram maddeli ilaçlara alternatif bulma, olanların da alternatifini ve varsa sentetiğini kullanma konularında çok titiz davranması gerekir. Ne derece doğru ve tıbba uygun bilmiyoruz ama Konyalı bir hocamız şöyle bir olay nakletmişti: Arkadaşımın annesine bir doktor mübtela olduğu bir göğüs hastalığı için ısıtıcı olarak bira içmesini, bunun yerini alacak başka bir şeyin olmadığını söylemiş, mes’ele bir Müslüman doktora aktarılınca o sulandırılmış pekmezin bu işi, çok daha tesirli olarak göreceğini anlatmıştı. Sonuçta çok iyi oldu.
Kur'an-ı Kerim'de şarabın pis olduğu bildirilmektedir. (Maide, 5/90-91)
Hanefi mezhebine göre, şaraptan başka sarhoşluk verici alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte bunların tıpkı şarap gibi necis olup olmadıkları konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. İmam Ebu Hanife, şarap ve üzümden yapılanların dışındaki alkollü içkilerin bir dirhemden (ıslattığı yer avuç içinden) fazlasının elibiseye bulaşması halinde bile namaza engel olmayacağını söylemiştir. (Serahsi, Mebsut, 24/14-15) Buna göre, kolonya ve ispirto gibi şeylerin içilmesi haram ise de alınıp satılmaları ve kullanılmaları caiz görülmüştür.
Şafi mezhebine göre ise, üzümden imal edilen şarap ile diğer maddelerden elde edilen ve sarhoş edici nitelikte olan alkollü içkilerle kolonya arasında fark yoktur. Bunlar da şarap gibi necistir ve haram kılınmıştır. Bulaştıkları yerin yıkanması gerekir. Esas hüküm bu olmakla beraber, esans, parfüm ve benzeri şeyleri kullanıma elverişli hale getirebilmek amacıyla bunlara katılan az miktardaki katkı maddeleri, necis olsalar bile görmezden gelinebilecek ve affedilecek necasetlerden sayılmıştır. (Ceziri, 1/19; Mehmed Keskin, Büyük Şafi İlmihali, s. 504)
Şu yazıyı da okumanızı tavsiye ederiz:
Kolonyanın ve bu gibi maddelerin pis olup olmaması, içkinin (hamr) pis olup olmamasıyla ilgili bir mes'eledir. Bilindiği gibi dinimizde içki (hamr), aklı koruma gayesiyle haram kılınmış ve büyük günahlardan sayılmıştır. İçkiden bahseden ayetlerin sonuncusunda şöyle buyurulur:
"Ey iman edenler! içki, kumar, putlar, kısmet çekilen zarlar hep şeytan işi pis şeylerdir, içki ile kumarda, şeytan sırf aranıza düşmanlık ve kin sokmayı ve sizi Allah (cc)'ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymayı ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi?" (Mâide 5/90-91)
Görüldüğü gibi burada içki (hamr) "pis" diye nitelendirilmiştir. Konumuzla ilgili birinci önemli nokta budur. İçkinin "pis" olduğunu kabul edersek, neyin içki (hamr) olduğu mes'elesi karşımıza çıkar, ikinci önemli nokta da budur.
Bunların izahına geçmeden şu hususu da hatırlatmakta yarar vardır: islâm'ın yasakladığı içki, en geniş anlamıyla "hamr", yani sarhoş eden alkoldür, yoksa her çeşidiyle "alkol" değildir. Binaenaleyh, sarhoş etmeyen alkol türleri varsa ki, bildiğimiz doğru ise metil-alkol böyledir, onlar haram içki sınıfına girmezler, yani "hamr" değillerdir.
Ayrıca bir şeyin pis olması ile içilememesi ayrı ayrı şeylerdir. Onun için içilemeyen her şey pis demek değildir. Bu yüzden eski ve yeni bazı alimler; içkinin (hamr) içilmesi haram olmakla beraber kendisi pis değildir, üste-başa bulaşması namaza mani olmaz, kanaatindedirler. Meselâ, eskilerden Rabî'a, Leys b. Sa'd, İmam Şafiî'nin arkadaşı el-Müzenî, sonrakilerden de bazı Bağdat ve Kayravan alimler, daha sonra da San'ânî, Şevkânî ve Sıddık Hasan Han bunlardandır.
Ayrıca bir şeyin pis olması ile içilememesi ayrı ayrı şeylerdir. Onun için içilemeyen her şey pis demek değildir. Bu yüzden eski ve yeni bazı alimler; içkinin (hamr) içilmesi haram olmakla beraber kendisi pis değildir, üste-başa bulaşması namaza mani olmaz, kanaatindedirler. Meselâ, eskilerden Rabî'a, Leys b. Sa'd, İmam Şafiî'nin arkadaşı el-Müzenî, sonrakilerden de bazı Bağdat ve Kayravan alimler, daha sonra da San'ânî, Şevkânî ve Sıddık Hasan Han bunlardandır.
Çok azınlıkta kalan bu alimler delil olarak şunu söylerler: Ayette içkiye "pis" (rics) denmesi onun maddî pislik olduğunu (değil, manevî pislik olduğunu anlatır. Keza haram kılındığı zamanı Medine sokaklarına dökülmesi de temiz olduğunu gösterir. Çünkü pis olsaydı sokakların onunla pisletilmesine müsaade edilmezdi.
Bu alimlerin çok azınlıkta olmaları bir yana, görüldüğü gibi, tutundukları deliller de güçlü değildir. Bu yüzden, "Müctehid imamlar, içkinin (hamr) haram ve pis olduğunda icma (görüş birliği) halindedirler." denmiştir.Çünkü:
Bu alimlerin çok azınlıkta olmaları bir yana, görüldüğü gibi, tutundukları deliller de güçlü değildir. Bu yüzden, "Müctehid imamlar, içkinin (hamr) haram ve pis olduğunda icma (görüş birliği) halindedirler." denmiştir.Çünkü:
1. İçkinin (hamr) pis oluşu "rics" kelimesiyle ifade edilmiştir. Arapçada "rics", pis koku, dışkı ve kazurat yanında hem maddî hem manevî pislik için, "rics" ceza için, "riks"de maddî pislik için kullanılır. Kastedilen sadece manevî pislik olsaydı "rics" kelimesi seçilmezdi.
2. Rasûlüllah (sav)'a müşriklerin kaplarından yermek yeme sorulduğunda, yıkayın sonra yiyin, buyurmuşlardır. Onlar bizden ayrı olarak içki ve domuz eti kullandıklarına göre, kaplarının yıkanması bunlardan dolayı istenmektedir, demek ki, bunlar pistir.
3. Ayette içkiden (hamr) mutlak olarak "kaçınılması" istenmiş, sadece "içmeyin", denmemiştir. Kaçınmak hem içmemek, hem de ona bulaşmamakla olur.
"Hamrın" pis olduğunu cumhura (fıkıhçıların kahir ekseriyetine) göre böylece tespit ettikten sonra neye "hamr" dendiğini de öğrenirsek, baştaki mes'elemizin cevabı ortaya çıkmış olur.
İmam Ebu Hanîfe ile bazı Küfe alimlerine göre "hamr" sadece üzümden yapılan ve pişirilmeden, bekletilip keskinleşerek köpük atan sarhoş edicinin adıdır. Diğerlerine "nabîz" denir. Hemen hemen diğer bütün fıkıhçılar ise her sarhoş edicinin "hamr" olduğu görüşündedirler. Çünkü:
1. Her sarhoş edicinin "hamr" ve haram olduğunu söyleyen değişik hadisler ve rivayetler vardır.
2. Enes Hadisinde:
"İçki haram kılındığında üzümden çok az içki (hamr) yapılıyordu. İçkilerimiz (hamrlarımız) genellikle yaş ve kuru hurmadandı."denir ki, burada hurmadan yapılana da "hamr" adı verilmektedir.
3. İbn Ömer Hadisinde: "İçki (hamr) yasağı indiğinde o, beş şeyden yapılıyordu: Üzüm, hurma, buğday, arpa ve mısır.Hamr aklı örten (mahmurlatan) şeydir." denir ki, bu konuda bu çok daha açıktır.
4. Bir önceki hadiste de geçtiği gibi, kelime manası itibariyle "hamr", örtmek, kapatmak demek olduğundan, sözlük anlamı itibariyle aklı örten, yani sarhoş eden her şeye "hamr" denmelidir. Fahruddin Râzî bunu bu anlamda en güçlü delil sayar ve, "bunu bir çok hadisin desteklediğini de düşünün" der.
5. İçki ile beraber kumarı da yasaklayan ayette, bu yasağa illet olarak (yada hikmet olarak), şeytanın bunlarla insanlar arasına düşmanlık ve kin sokması gösterilmiştir. Bu da her sarhoş edicide bulunduğuna göre, hiç bir konuda birbirlerinden farkları olmamalıdır.
6. Yine aynı ayetle kumar yasaklanmış ve alimler buradan hareketle her türlü kumarın haram olduğunda icma etmişlerdir. Binaenaleyh, içki hakkında da aynı şey düşünülmelidir. Zaten"Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır." hadisi vardır. Üç mezhebin görüşü bu olmakla beraber, Hanefî mezhebinde de fetva verilen görüş budur.
Bunlar ve benzeri birçok hadisle sarhoş eden her şeye "hamr" dendiğini, hamrın ise cumhura göre pis olduğunu öğrenmiş olunca, sarhoş etme özelliği olan kolonya, ispirto vb. alkollerin cumhura göre pis ve haram olduğu ortaya çıkar.
Ancak Hanefîler ve özellikle de imâm Azam ve Ebu Yusuf (bu konularda İmam Muhammed genellikle diğer mezheplerde olduğu gibi düşünür) mes'eleyi adeta bir kimyager edası ile tahlil ve tasnîfe tabi tutmuşlar ve meşrubat cinsini özelliklerine göre yedi ayrı gruba ayırmışlardır.
Onların da bu konudaki delil ve izahları hafife alınacak ve yabana atılacak gibi değildir. İmam Serahsî'nin El-Mebsût'una (XXIV/2 vd.) ve İmam Kâsânî'nin Bedâyi'ine (V/l 12 vd.) bakanlar bunu açıkça görebilirler. Onların tasnifine göre:
1. Şarap (hamr) çiğ yaş üzüm suyunun, kabarıp keskinleşerek köpük atmış halidir. (Ebu Yusuf ve Muhammed'e göre hamr olabilmesi için köpük atması şart değildir.) Bu, bütün imamlara göre kaba (muğallaza) pisliktir. Bir dirhem mikdarından fazla miktarı namaza manidir.(16)
2. Yaş ve kuru hurmadan ve kuru üzümden yapılan içkiler (seker, fadîh, nakî). Bunlar da aynen şarap gibi kaba pisliktirler. Pis olmadıklarına dair bir rivayet de vardır. Ebu Yusuf a göre ise (hafif pislik olup) sadece fazla miktarı namaza manidir.(17)
3. Yedi grup içkinin geriye kalanları ise-sarhoş edenlerini içmek haram olsa dahi-pis olmayıp, namaza mani değildirler.
Bütün bu söylediklerimizden çıkaracağımız sonuç şu olabilir; Üzüm ve hurmadan yapılan alkollü (sarhoş edici) içkiler ittifakla haramdır ve pistir.
Hanefî Mezhebinin dışında kalan mezheplere göre çoğu sarhoş eden her içkinin azı da haramdır ve pistir.
Hanefî Mezhebinde, özellikle Ebu Hanîfe ve Ebu Yusuf a göre üzüm ve hurma dışındaki şeylerden yapılan içkiler, sarhoş edenlerini içmek haram olsa bile, pis değildirler.
Şimdi tekrar sizin sorunuzu ele alırsak: Kolonya, ispirto, şampuan, esans, mürekkep, parfüm, krem vb. sıvılar üzüm ve hurma dışında bir şeyden yapılıyorlarsa ki, şu anda hepsinin öyle olduğunu sanıyorum-veya bu iki şeyden yapılsa dahi sarhoş edici alkol ihtiva etmiyorlarsa bu iki imama göre pis değildirler, namaza mani olmazlar. Alkol ihtiva etmeleri halinde diğer bütün imamlara göre pistirler.
1. Şarap (hamr) çiğ yaş üzüm suyunun, kabarıp keskinleşerek köpük atmış halidir. (Ebu Yusuf ve Muhammed'e göre hamr olabilmesi için köpük atması şart değildir.) Bu, bütün imamlara göre kaba (muğallaza) pisliktir. Bir dirhem mikdarından fazla miktarı namaza manidir.(16)
2. Yaş ve kuru hurmadan ve kuru üzümden yapılan içkiler (seker, fadîh, nakî). Bunlar da aynen şarap gibi kaba pisliktirler. Pis olmadıklarına dair bir rivayet de vardır. Ebu Yusuf a göre ise (hafif pislik olup) sadece fazla miktarı namaza manidir.(17)
3. Yedi grup içkinin geriye kalanları ise-sarhoş edenlerini içmek haram olsa dahi-pis olmayıp, namaza mani değildirler.
Bütün bu söylediklerimizden çıkaracağımız sonuç şu olabilir; Üzüm ve hurmadan yapılan alkollü (sarhoş edici) içkiler ittifakla haramdır ve pistir.
Hanefî Mezhebinin dışında kalan mezheplere göre çoğu sarhoş eden her içkinin azı da haramdır ve pistir.
Hanefî Mezhebinde, özellikle Ebu Hanîfe ve Ebu Yusuf a göre üzüm ve hurma dışındaki şeylerden yapılan içkiler, sarhoş edenlerini içmek haram olsa bile, pis değildirler.
Şimdi tekrar sizin sorunuzu ele alırsak: Kolonya, ispirto, şampuan, esans, mürekkep, parfüm, krem vb. sıvılar üzüm ve hurma dışında bir şeyden yapılıyorlarsa ki, şu anda hepsinin öyle olduğunu sanıyorum-veya bu iki şeyden yapılsa dahi sarhoş edici alkol ihtiva etmiyorlarsa bu iki imama göre pis değildirler, namaza mani olmazlar. Alkol ihtiva etmeleri halinde diğer bütün imamlara göre pistirler.
Bu durumda müslümanların önünde iki yol vardır:
1. Ya bunlardan dahi kaçınmayı başarabilen birisi ise takvaya ve ihtiyatlı olana sarılıp cumhurun (müctehitler çoğunluğunun) yoluna girmek,"Şüpheli olanı bırak, olmayana git."
"Helâl da haram da bellidir... Arada şüpheli şeyler vardır. Onlardan sakınan dinini ve ırzını korur."hadislerini ölçü edinmek.
2. Veya; bana İmam Azam ve Ebu Yusuf un bu görüşte olması yeter. "Dinde kolaylık vardır." buyurulmuştur. "Umumî belvâ" (kaçınılmaz derecede yaygın) hal almış şeylerde, cevaz kapısı varsa caiz demek daha evlâdır. "Zamanımız şüpheli şeylerden kaçabilme zamanı değildir."diyerek, bu tür sıvılardan kaçınmamak. Her ikisine de bir şey denilemez.
Görüldüğü gibi mes'ele biraz daha fertlerin İslâmî titizlikteki dereceleriyle alakalıdır. Ancak şunu da belirtmek gerekir: Bu tür sıvıların kolonya ve ispirto (etil alkol) dışındakilerinde alkolün diğer maddelerle yeni terkipler oluşturup (istihale, kimyasal tepkime) sarhoş edicilik özelliğini kaybetmesi kuvvetle muhtemeldir. Başta da söylediğimiz gibi, bileşiminde alkol olduğu yazılan ya da söylenen her şey haram ve pis demek değildir. Bu tür maddelerin tahlili konusunda müslüman kimyacılara ihtiyacımız vardır.
Sadece Hanefi Mezhebindeki bazı imamlara göre kolonya kullanılabilir. Fakat cumhura (fıkıhçı çoğunluğa) uyarak kolonya kullanmayanlar her halde daha ihtiyatlı davranmış olurlar.
1. Ya bunlardan dahi kaçınmayı başarabilen birisi ise takvaya ve ihtiyatlı olana sarılıp cumhurun (müctehitler çoğunluğunun) yoluna girmek,"Şüpheli olanı bırak, olmayana git."
"Helâl da haram da bellidir... Arada şüpheli şeyler vardır. Onlardan sakınan dinini ve ırzını korur."hadislerini ölçü edinmek.
2. Veya; bana İmam Azam ve Ebu Yusuf un bu görüşte olması yeter. "Dinde kolaylık vardır." buyurulmuştur. "Umumî belvâ" (kaçınılmaz derecede yaygın) hal almış şeylerde, cevaz kapısı varsa caiz demek daha evlâdır. "Zamanımız şüpheli şeylerden kaçabilme zamanı değildir."diyerek, bu tür sıvılardan kaçınmamak. Her ikisine de bir şey denilemez.
Görüldüğü gibi mes'ele biraz daha fertlerin İslâmî titizlikteki dereceleriyle alakalıdır. Ancak şunu da belirtmek gerekir: Bu tür sıvıların kolonya ve ispirto (etil alkol) dışındakilerinde alkolün diğer maddelerle yeni terkipler oluşturup (istihale, kimyasal tepkime) sarhoş edicilik özelliğini kaybetmesi kuvvetle muhtemeldir. Başta da söylediğimiz gibi, bileşiminde alkol olduğu yazılan ya da söylenen her şey haram ve pis demek değildir. Bu tür maddelerin tahlili konusunda müslüman kimyacılara ihtiyacımız vardır.
Sadece Hanefi Mezhebindeki bazı imamlara göre kolonya kullanılabilir. Fakat cumhura (fıkıhçı çoğunluğa) uyarak kolonya kullanmayanlar her halde daha ihtiyatlı davranmış olurlar.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum İçin Teşekkürler...