Bu gün sizlerle; salatı tefriciye anlamı ve fazileti,tefriciye kelime anlamı,salatı tefriciye abdestli mi okunur?, salatı tefriciyenin kaynağı nedir?, salatı tefriciye mehmet okuyan, salatı tefriciye okuyanlar,salatı tefriciye okunuşu,4444 salatı tefriciye duası Nihat Hatipoğlu... konuları hakkında bilgiler paylaşacağız!
Hiçbir dünyevi maksat beklemeden, sadece Peygamberimiz'in şefaatine vesile olacak bir dua niyetiyle okuduğumuz bu salat-ü selamlara bazıları, Salat-ı Tefriciye de olduğu gibi peşin dünyevi bir istek de yüklüyor, maruz kaldığı sıkıntı ve üzüntülerden kurtulmayı da niyet ederek okumaya başlıyorlar.
Böyle dünyevi bir niyetle okunan salat-ü selamdan beklenen dünyevi sonuç kesin şekilde elde edilebilir mi? Böyle dinî bir hüküm var mıdır?
Bu soruya sıhhatli cevap verebilmek için duanın bir ibadet olduğunu, ibadetin de karşılığının çoğunlukla ahirette verileceği gerçeğini bilmeye ihtiyaç vardır.
Salat-ı Tefriciye gibi salat-ü selamlar Peygamberimiz için yaptığımız birer makbul duadırlar. Dualar ise ibadet niyetiyle okunur. İbadetlerin karşılığı da bazen dünyada verilir, ama çoğunlukla da ahirete tehir edilir. Bu sebeple, dünyevi sonuç hemen alınmazsa "duam kabul olmadı, redde uğradı", diye ümitsizliğe düşülmez. Belki karşılığı ebedi hayatta verilmek üzere ahirete tehir edildi, diye düşünerek salat-ü selama devam edilir.
Hangi sıkıntıdan kurtulmak niyetiyle okunursa okunsun, okuyan karşılığını hemen peşin olarak dünyada alacak, düşündüğü sonuca da mutlaka hemen varacak, diye bir hüküm yoktur. Kaldı ki, maruz kalınan sıkıntılar, bu gibi duaları okumanın da vakitleri olarak görülür.
Salat-ı Tefriciye Duası Arapça |
Tefric: Gönül açmak, gam ve tasa gidermek demektir.
Salat: Peygambere yapılan duadır.
Bu durumda salaten tefriciye veya daha bilinen adıyla salat-ı tefriciye Hz. Muhammed'den, onun adını anarak gönülden gam ve tasaların giderilmesini dilemektir.
Ahzap Sûresi'nde geçen ayette ve birçok hadislerde salat-ü selam okuma emri vardır. Namazlarımızda tekrar ettiğimiz Allahümme salli, Allhümme barik, salavatlarını da ömür boyu okur, her fırsatta Peygamberimiz'e salat-ü selam getirmeyi vazgeçilmez görevimiz biliriz, dünyevi bir karşılık beklemek de aklımıza gelmez.
Bu durumda salaten tefriciye veya daha bilinen adıyla salat-ı tefriciye Hz. Muhammed'den, onun adını anarak gönülden gam ve tasaların giderilmesini dilemektir.
Ahzap Sûresi'nde geçen ayette ve birçok hadislerde salat-ü selam okuma emri vardır. Namazlarımızda tekrar ettiğimiz Allahümme salli, Allhümme barik, salavatlarını da ömür boyu okur, her fırsatta Peygamberimiz'e salat-ü selam getirmeyi vazgeçilmez görevimiz biliriz, dünyevi bir karşılık beklemek de aklımıza gelmez.
Hiçbir dünyevi maksat beklemeden, sadece Peygamberimiz'in şefaatine vesile olacak bir dua niyetiyle okuduğumuz bu salat-ü selamlara bazıları, Salat-ı Tefriciye de olduğu gibi peşin dünyevi bir istek de yüklüyor, maruz kaldığı sıkıntı ve üzüntülerden kurtulmayı da niyet ederek okumaya başlıyorlar.
Böyle dünyevi bir niyetle okunan salat-ü selamdan beklenen dünyevi sonuç kesin şekilde elde edilebilir mi? Böyle dinî bir hüküm var mıdır?
Bu soruya sıhhatli cevap verebilmek için duanın bir ibadet olduğunu, ibadetin de karşılığının çoğunlukla ahirette verileceği gerçeğini bilmeye ihtiyaç vardır.
Salat-ı Tefriciye gibi salat-ü selamlar Peygamberimiz için yaptığımız birer makbul duadırlar. Dualar ise ibadet niyetiyle okunur. İbadetlerin karşılığı da bazen dünyada verilir, ama çoğunlukla da ahirete tehir edilir. Bu sebeple, dünyevi sonuç hemen alınmazsa "duam kabul olmadı, redde uğradı", diye ümitsizliğe düşülmez. Belki karşılığı ebedi hayatta verilmek üzere ahirete tehir edildi, diye düşünerek salat-ü selama devam edilir.
Hangi sıkıntıdan kurtulmak niyetiyle okunursa okunsun, okuyan karşılığını hemen peşin olarak dünyada alacak, düşündüğü sonuca da mutlaka hemen varacak, diye bir hüküm yoktur. Kaldı ki, maruz kalınan sıkıntılar, bu gibi duaları okumanın da vakitleri olarak görülür.
Bediüzzaman Hazretlerinin bu konudaki hatırlatmaları aynen şöyledir:
"Dua bir ibadettir! Kul, kendi aczini ve fakrını dua ibadeti ile ilan eder. Zahiri maksatlar ise dua ibadetinin vakitleridir! Hakiki faydaları değil. Çünkü ibadetin faydası, ahirete bakar! Dünyevi maksatları hasıl olmazsa, o dua kabul olmadı, denilmez, belki daha duanın vakti bitmedi denir, dua yapmaya devam edilir."
Bu sebeple Salat-ı Tefriciye gibi salavat dualarını, sadece dünyevi ihtiyacımızı karşılama aracı durumuna düşürmemeli, ebedi hayatta karşılığını göreceğimiz bir ibadetimiz olarak yapmalı,sonuç alınmazsa okuduğumuz salavatlar boşa gitti sanmamalıyız.
4444 Tefrîciyye veya 41 Yâsîn gibi belli saylarda okunan dualar, zikirler, salavât, âyetler ve sureler hakkında (namazlardan sonra 33 adet olarak söylenen tesbîh, tahmîd ve tekbîr gibi pek az müstesna tutulursa) emreden, tavsiye eden bir nas yoktur. Müslüman istediği kadar Tefrîciyye diye anılan salavât veya Yâsîn suresi okuyabilir. "Bunu şu kadar okumak sünnettir, farzdır, dinin emridir." derse veya böyle inanırsa bid'at gerçekleşir. Böyle bir inanç olmaksızın, şahsî veya başkasının tecrübesine dayanarak "Bu kadar okumanın şuna faydası oluyor, oldu" der, okur ve tavsiye ederse, bu bid'at olmaz ve sakıncası da bulunmaz.
Salât (Çoğul biçimde: Salavât), Peygamberimiz (asm) için dua etmeyi ifade eder. Bu duada ona hem salat, hem de selam okunduğu için buna “salâtü selam” denir. "Salât-ı Tefrîciye" ise, Allah Rasulü Efendimize sıkıntılardan kurtulmak için okunan ve farklı cümlelerden oluşan salâtü selam demektir. Daha çok Mağrip ve havalisinde meşhurdur ve buna “Salât-i Nâriyye” de denir.
Kur'an-ı Kerimde şöyle buyrulur:
"Allah da melekler de o Nebiye salat ederler, ey müminler, siz de ona salat edin, bol bol selam gönderin." (Ahzâb, 33/56).
Allah'ın ona salât etmesi, onu bağışlaması, meleklerin salât etmesi bağışlanmasını dilemeleri, müminlerin salât etmesi de derecesinin yüceltilmesi için dua etmeleri anlamına gelir. Buna göre Peygamberimize salâtü selam okumamız bize Allah'ın bir emridir ve bunu bilerek hiç okumayanların küfre bile girecekleri söylenmiştir.
Hz. Peygamber de müminlerin kendisine salâtü selam okumalarını ister ve "sizin bana okuyacağınız salâtı, Allah on katıyla size iade eder", buyurur.
Sıkıntılarından ötürü Peygamberimize salâtü selam okuyup dua ederek Allah'tan tefric (yani sıkıntılarının defedilmesini) istemek meşrudur ve umulur ki, Allah onun hatırına bu duaları daha çabuk kabul eder. Yeter ki, isteyen ondan değil, Allah'tan istemiş olsun. Çünkü Allah bizim günde en az on yedi kez, "Ya Rab, sadece senden yardım isteyeceğim." ahdini tekrarlamamızı ister. Ama biz biliyoruz ki, o Rasulünü çok sever ve bizim de onu sevmemizi ister. Biz de eğer sevdiğimizi ona salâtü selam okuyarak gösterir ve bunu vesile tutarak da Allah'tan muradımızı istersek daha hızlı kabul olacağını ümit edebiliriz.
İmamı Kurtubî Hazretleri şöyle buyurmuş:
Bayanlar grup halinde 4444 salatı tefriciye okuyorlar. Adetli bayanların okudukları salavat (salatı tefriciye) 4444 e katılabilir mi?
Kadınların özel hallerinde salavat getirmeleri ve tefriciye gibi duaları okumaları caizdir. Topluca 4444 defa okunan tefriciye dualarına adetli kadınları da katılabilir.
"Dua bir ibadettir! Kul, kendi aczini ve fakrını dua ibadeti ile ilan eder. Zahiri maksatlar ise dua ibadetinin vakitleridir! Hakiki faydaları değil. Çünkü ibadetin faydası, ahirete bakar! Dünyevi maksatları hasıl olmazsa, o dua kabul olmadı, denilmez, belki daha duanın vakti bitmedi denir, dua yapmaya devam edilir."
Bu sebeple Salat-ı Tefriciye gibi salavat dualarını, sadece dünyevi ihtiyacımızı karşılama aracı durumuna düşürmemeli, ebedi hayatta karşılığını göreceğimiz bir ibadetimiz olarak yapmalı,sonuç alınmazsa okuduğumuz salavatlar boşa gitti sanmamalıyız.
4444 Tefrîciyye veya 41 Yâsîn gibi belli saylarda okunan dualar, zikirler, salavât, âyetler ve sureler hakkında (namazlardan sonra 33 adet olarak söylenen tesbîh, tahmîd ve tekbîr gibi pek az müstesna tutulursa) emreden, tavsiye eden bir nas yoktur. Müslüman istediği kadar Tefrîciyye diye anılan salavât veya Yâsîn suresi okuyabilir. "Bunu şu kadar okumak sünnettir, farzdır, dinin emridir." derse veya böyle inanırsa bid'at gerçekleşir. Böyle bir inanç olmaksızın, şahsî veya başkasının tecrübesine dayanarak "Bu kadar okumanın şuna faydası oluyor, oldu" der, okur ve tavsiye ederse, bu bid'at olmaz ve sakıncası da bulunmaz.
Salât (Çoğul biçimde: Salavât), Peygamberimiz (asm) için dua etmeyi ifade eder. Bu duada ona hem salat, hem de selam okunduğu için buna “salâtü selam” denir. "Salât-ı Tefrîciye" ise, Allah Rasulü Efendimize sıkıntılardan kurtulmak için okunan ve farklı cümlelerden oluşan salâtü selam demektir. Daha çok Mağrip ve havalisinde meşhurdur ve buna “Salât-i Nâriyye” de denir.
Kur'an-ı Kerimde şöyle buyrulur:
"Allah da melekler de o Nebiye salat ederler, ey müminler, siz de ona salat edin, bol bol selam gönderin." (Ahzâb, 33/56).
Allah'ın ona salât etmesi, onu bağışlaması, meleklerin salât etmesi bağışlanmasını dilemeleri, müminlerin salât etmesi de derecesinin yüceltilmesi için dua etmeleri anlamına gelir. Buna göre Peygamberimize salâtü selam okumamız bize Allah'ın bir emridir ve bunu bilerek hiç okumayanların küfre bile girecekleri söylenmiştir.
Hz. Peygamber de müminlerin kendisine salâtü selam okumalarını ister ve "sizin bana okuyacağınız salâtı, Allah on katıyla size iade eder", buyurur.
Sıkıntılarından ötürü Peygamberimize salâtü selam okuyup dua ederek Allah'tan tefric (yani sıkıntılarının defedilmesini) istemek meşrudur ve umulur ki, Allah onun hatırına bu duaları daha çabuk kabul eder. Yeter ki, isteyen ondan değil, Allah'tan istemiş olsun. Çünkü Allah bizim günde en az on yedi kez, "Ya Rab, sadece senden yardım isteyeceğim." ahdini tekrarlamamızı ister. Ama biz biliyoruz ki, o Rasulünü çok sever ve bizim de onu sevmemizi ister. Biz de eğer sevdiğimizi ona salâtü selam okuyarak gösterir ve bunu vesile tutarak da Allah'tan muradımızı istersek daha hızlı kabul olacağını ümit edebiliriz.
İmamı Kurtubî Hazretleri şöyle buyurmuş:
"Bir kimse, çok önemli bir işinin veya önemli bir dileğinin gerçekleşmesini, ya da üzerinde devam edip duran büyük bir belanın üzerinden çekilip gitmesi (kalkması) için "Salât-i Tefriciye"yi (4444) defa okuyup, bu mübarek Salâtü Selâm ile Yüce Peygamberimizi vesile edinse, hiç şüphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce Allah, okulunun istek ve muradının olması için hayırlı bir sebeb yaratır ve ona muradını verir."
Salat-ı Tefriciye Duası:
"Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericu bihil-kürebü ve tukdâ bihil-havâicu ve tünâlü bihir-reğâibü ve hüsnül-havâtimi ve yustaskal ğamâmu bivechihil Kerîm ve alâ âlihî ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma'lûmin lek."
Salat-ı Tefriciye Duasının Anlamı:
Salat-ı Tefriciye Duasının Anlamı:
"Allahım! Bizim Efendimiz Muhammed'e (sav) kusursuz bir salât ve rahmet, mükemmel bir selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun hürmetine düğümler çözülür, sıkıntılar ve belalar onun hürmetine açılıp dağılır, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine yerine getirilir. Maksatlara O'nun hürmetine ulaşılır, güzel sonuçlar O'nun hürmetine elde edilir. O'nun şerefli yüzü hürmetine bulutlardaki yağmur istenilir, Allah'ım, onun ehl-i beytine, ashabına da her göz kırpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak zamanda sana malum olan varlıklar sayısınca salât et."
Kadınların özel hallerinde salavat getirmeleri ve tefriciye gibi duaları okumaları caizdir. Topluca 4444 defa okunan tefriciye dualarına adetli kadınları da katılabilir.
Merhaba, bu duayi bir kach gune okusak olurmu acaba? yeni rakamsal olarak chox uzun oldugu ichin 4444 defani bir seferde degil de aralilarla bir0iki gune okusak olurmu?
ReplyDeleteolur,burda önemli olan niyettir
ReplyDelete