Müzik Dinlemek Caiz midir?Caiz değilse ilahilerde neden müzik aletleri kullanılıyor?
"Nikahı ilan edin, onu mescidlerde yapın. Uzerine de def vurun."[Tirmizi, Nikah 6, (1089)]
"Nikah'da haramla helali ayıran fark, def ve sestir."[Tirmizi, Nikah 6, (1088); Nesai, Nikah 72, (6, 127, 128)]
Bir kadın (gelerek):
"Ey Allah'ın Resulü! Ben senin yanibaşında def çalmaya nezrettim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Nezrini yerine getir!.." buyurdular.[Ebu Davud, Eyman 27, (3315)]
Rezin şu ziyadeyi kaydetti:
"Kadın dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Çıktığın gazveden sağ-salim ganimetle dönersen sana (zafer alameti olarak) def çalıvereceğim diye nezrettim!"Resulullah (sav) bu talep üzerine: "Eğer nezretti isen haydi nezrini yerine getir, yoksa böyle bir şey yapma!" buyurdular." [Rezin'in ziyadesi İbnu Hibban'ın Sahih'inde geçmektedir (6, 286-287).]
Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Şarkıcı cariyeleri satmayın, satın da almayın. Onlara (musiki) de ögretmeyin. Onları alıp satmak şartıyla yaptığınız ticarette hayır yoktur, onlar için ödenen para haramdır."
Resulullah (sav) ilave etti: "Şu ayet bu gibiler hakkında nazil olmuştur:
"İnsanlardan bazıları, bir bilgisi olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için boş sözlere müşteri çıkarlar. Allah yolunu alaya alırlar, işte bunlara alçaltıcı bir azab vardır." (Lokman, 31/6) [Tirmizi, Büyu 51, (1282), Tefsiri-Kur'an, Lokman, (3193); İbnu Mace, Ticarat 11, (2168)]
Resulullah (sav), benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi. Derken (babam) Hz. Ebu Bekr (ra) girdi. Derhal beni azarladı ve:"Resulullah'ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav), ona yönelip: "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler."
Hz. Aişe devamla der ki:
"Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resulullah (sav)'dan taleb etmiştim (bilemiyorum), yoksa o (kendiliğinden) mi, "Seyretmek ister misin?" buyurdular. Ben: "Tabii!" dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı, yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk. "Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanınca(ya kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince):"Yeter mi?" buyurdular. Ben: "Evet!" dedim. "Öyleyse git!"dediler.[Buhari, İydeyn 2, 3, 25, Cihad 81, Menakıb 15, Menakıbu'l-Ensar 46, Nikah 82, 114; Müslim, İydeyn 19, (892); Nesai, İydeyn 35-36, (3,195-197)]
Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka'b ve Ebu Mes'ud el-Ensarî'nin yanına girdim, bir kısım cariyeler şarkı söylüyorlardı. Dayanamayıp: "Sizler Resulullah (sav)'ın Bedir ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil" dedim. Bunun üzerine onlar "Dilersen bizimle dinle, dilersen git. Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi!" dediler.[Nesai, Nikah 80, (6,135)]
Bana ulaştığına göre, Allah Teala Hazretleri Kıyamet günü şöyle seslenecektir:"Kulaklarını eğlence ve şeytan çalgısından uzak tutanlar neredeler? Onları misk bahçelerine dahil edin!" Sonra Melaike aleyhimüssalatü vesselam'a seslenecek: "Onlara benim takdirlerimi duyurun ve haber verin ki, kendilerine artık ne korku var, ne de üzüntü!"(Rezin ilavesidir.)
"Cahiliye devri insanlarının arzu ettikleri eğlenceleri hayatımda iki sefer arzu ettim. Her ikisinde de Allah beni onlara bulaşmaktan korudu. Bir gece, benimle Mekke'nin yukarı sırtlarında koyun güden Kureyşli arkadaşıma:
'Benim koyunlarıma da nezâret ediver de bu gece, gençlerle birlikte Mekke'de şenlik seyredeyim."diye teklifte bulundum, o da kabul etti. Oradan ayrılarak şehre indim. Mekke'nin en yakın evlerinden birine yaklaşmıştım ki, davul zurna ve türkü sesleri kulağıma geldi. "Bu eğlence neyin nesi?" diye sordum. "Falan, Kureyş'ten falanın kızıyla evleniyor." dediler. Bu eğlenceyi seyretmek, mûsikîyi dinlemek istedim. Ancak uyku bastırdı. Ertesi sabah, tepemi pişiren güneşin hararetiyle uyandım. Hemen arkadaşımın yanına döndüm. Bana, "Ne yaptın?"diye sordu. Olup biteni anlattım."
"Bir başka gece, aynı teklifte bulundum, yine kabul etti. Şehre indim. Yine bir eğlence işittim. Sebebini sorunca, yine öncekine benzer bir cevap aldım. Bu defa da eğlenceyi dinlemek arzu ettim. Yine uyku bastırdı. Tekrar ertesi günü güneşin hararetiyle uyandım. Arkadaşımın yanına döndüm. 'Ne yaptın?' diye sordu. 'Hiçbir şey yapmadım.' diye cevap verdim."
Hz. Ali (ra), Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sözlerini şöyle tamamladığını belirtir:
"Allah'a kasem olsun, bundan sonra, Allah bana peygamberlik verinceye kadar cahiliye devri insanlarının işledikleri kötülüklerden hiç birine arzu duymadım."
"Nikahı ilan edin, onu mescidlerde yapın. Uzerine de def vurun."[Tirmizi, Nikah 6, (1089)]
"Nikah'da haramla helali ayıran fark, def ve sestir."[Tirmizi, Nikah 6, (1088); Nesai, Nikah 72, (6, 127, 128)]
Bir kadın (gelerek):
"Ey Allah'ın Resulü! Ben senin yanibaşında def çalmaya nezrettim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Nezrini yerine getir!.." buyurdular.[Ebu Davud, Eyman 27, (3315)]
Rezin şu ziyadeyi kaydetti:
"Kadın dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Çıktığın gazveden sağ-salim ganimetle dönersen sana (zafer alameti olarak) def çalıvereceğim diye nezrettim!"Resulullah (sav) bu talep üzerine: "Eğer nezretti isen haydi nezrini yerine getir, yoksa böyle bir şey yapma!" buyurdular." [Rezin'in ziyadesi İbnu Hibban'ın Sahih'inde geçmektedir (6, 286-287).]
Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Şarkıcı cariyeleri satmayın, satın da almayın. Onlara (musiki) de ögretmeyin. Onları alıp satmak şartıyla yaptığınız ticarette hayır yoktur, onlar için ödenen para haramdır."
Resulullah (sav) ilave etti: "Şu ayet bu gibiler hakkında nazil olmuştur:
"İnsanlardan bazıları, bir bilgisi olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için boş sözlere müşteri çıkarlar. Allah yolunu alaya alırlar, işte bunlara alçaltıcı bir azab vardır." (Lokman, 31/6) [Tirmizi, Büyu 51, (1282), Tefsiri-Kur'an, Lokman, (3193); İbnu Mace, Ticarat 11, (2168)]
Resulullah (sav), benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi. Derken (babam) Hz. Ebu Bekr (ra) girdi. Derhal beni azarladı ve:"Resulullah'ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav), ona yönelip: "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler."
Hz. Aişe devamla der ki:
"Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resulullah (sav)'dan taleb etmiştim (bilemiyorum), yoksa o (kendiliğinden) mi, "Seyretmek ister misin?" buyurdular. Ben: "Tabii!" dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı, yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk. "Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanınca(ya kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince):"Yeter mi?" buyurdular. Ben: "Evet!" dedim. "Öyleyse git!"dediler.[Buhari, İydeyn 2, 3, 25, Cihad 81, Menakıb 15, Menakıbu'l-Ensar 46, Nikah 82, 114; Müslim, İydeyn 19, (892); Nesai, İydeyn 35-36, (3,195-197)]
Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka'b ve Ebu Mes'ud el-Ensarî'nin yanına girdim, bir kısım cariyeler şarkı söylüyorlardı. Dayanamayıp: "Sizler Resulullah (sav)'ın Bedir ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil" dedim. Bunun üzerine onlar "Dilersen bizimle dinle, dilersen git. Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi!" dediler.[Nesai, Nikah 80, (6,135)]
Bana ulaştığına göre, Allah Teala Hazretleri Kıyamet günü şöyle seslenecektir:"Kulaklarını eğlence ve şeytan çalgısından uzak tutanlar neredeler? Onları misk bahçelerine dahil edin!" Sonra Melaike aleyhimüssalatü vesselam'a seslenecek: "Onlara benim takdirlerimi duyurun ve haber verin ki, kendilerine artık ne korku var, ne de üzüntü!"(Rezin ilavesidir.)
"Cahiliye devri insanlarının arzu ettikleri eğlenceleri hayatımda iki sefer arzu ettim. Her ikisinde de Allah beni onlara bulaşmaktan korudu. Bir gece, benimle Mekke'nin yukarı sırtlarında koyun güden Kureyşli arkadaşıma:
'Benim koyunlarıma da nezâret ediver de bu gece, gençlerle birlikte Mekke'de şenlik seyredeyim."diye teklifte bulundum, o da kabul etti. Oradan ayrılarak şehre indim. Mekke'nin en yakın evlerinden birine yaklaşmıştım ki, davul zurna ve türkü sesleri kulağıma geldi. "Bu eğlence neyin nesi?" diye sordum. "Falan, Kureyş'ten falanın kızıyla evleniyor." dediler. Bu eğlenceyi seyretmek, mûsikîyi dinlemek istedim. Ancak uyku bastırdı. Ertesi sabah, tepemi pişiren güneşin hararetiyle uyandım. Hemen arkadaşımın yanına döndüm. Bana, "Ne yaptın?"diye sordu. Olup biteni anlattım."
"Bir başka gece, aynı teklifte bulundum, yine kabul etti. Şehre indim. Yine bir eğlence işittim. Sebebini sorunca, yine öncekine benzer bir cevap aldım. Bu defa da eğlenceyi dinlemek arzu ettim. Yine uyku bastırdı. Tekrar ertesi günü güneşin hararetiyle uyandım. Arkadaşımın yanına döndüm. 'Ne yaptın?' diye sordu. 'Hiçbir şey yapmadım.' diye cevap verdim."
Hz. Ali (ra), Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sözlerini şöyle tamamladığını belirtir:
"Allah'a kasem olsun, bundan sonra, Allah bana peygamberlik verinceye kadar cahiliye devri insanlarının işledikleri kötülüklerden hiç birine arzu duymadım."
Comments
Post a Comment
Yorum İçin Teşekkürler...