Dinimizde Küfür Etmek(Nihat HATİPOĞLU),Küfür Etmenin Günahı Nedir?,İçinden Küfür Etmek Günah mı?,Küfretmek Günah mı?,Küfür Günah mıdır?,Sövmek Günah mıdır?
Küfür etmek günahtır. İslam dini muhataplarımızla hoş muamele ve diyaloglar içerisinde bulunmamızı emreder.
İslam dini her türlü kötülük ve incitmeye karşıdır. Çünkü, İslam insanı insan etmeye gayret ediyor. Hakiki insaniyet mertebesine ulaştırır. Bu nedenle İslam, insanı her türlü kemalat ve güzelliğe ulaştıracak emirleri verdiği gibi, her türlü rezillikten ve çirkinlikten uzaklaştıracak fiilleri de yasaklamıştır.
Bu külli kaidelerden hareketle diyebiliriz ki, küfür ve sövme dediğimiz karşıdaki insanları rencide ve rahatsız eden her türlü fiil, günahtır ve haramdır. Çünkü Müslümanları rencide etmek haramdır ve insanı günahkar eder. Hatta kafir bile masum ve hatasız olsa, onu rahatsız etmek İslam dininde yasaktır. Çünkü, Peygamberimiz ( a.s.m) şöyle buyurmuştur:
“Kim bir zımmiye eziyet etse, şüphesiz ben onun hasmıyım."
Hangi durumda olursa olsun, sövmek caiz değildir. İster kafire, ister zalime farketmez, sövmek çirkin bir hareket olup mümine yakışmaz.
"Ey îmân edenler! Bir topluluk, (başka) bir toplulukla alay etmesin; olur ki (onlar), kendilerinden daha hayırlı olabilirler! Birtakım kadınlar da (başka) kadınlarla (alay etmesinler)! Belki (onlar da) kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendinizi (birbirinizi) de ayıplamayın ve birbirinizi (kötü) lâkablar ile çağırmayın! Îmandan sonra fâsıklık ismi (günahla anılmak), ne kötüdür! Artık kim (bu kötü amelinden vazgeçerek) tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir!" (Hucurat, 11)
İbn Abbas, Hucurât suresinin 11. ayetini izah ederken "Bir kısmınız bir kısmınıza dil uzatmasın. Muhakkak Allah, çirkin söz kaçıranı, kasden çirkin söz söylemeye yelteneni sevmez" demiştir. (Edebü'l-Müfred, I, 344)
"Mü'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır." (Tirmizî, Birr 48, (1978)
Şarihler, mü'mine yakıştırılamayan bu vasıflara yer veren insanın tekfir edilmeyeceğini belirtirler. Bu maksatla mü'min kelimesini "kâmil mü'min" diye kayıtlarlar. Şu halde kötü söz sarfetme alışkanlığı olan insan imanını kaybetmez ise de imandaki kemali kaybeder. Mü'min kişinin, şahsî planda hadisi mutlak ifadesiyle anlayıp "ağzımdan çıkan kötü söz imanımı tehlikeye atıyor" diyerek kötü söz sarf etmekten kaçınması gerekir. Kulluk ve Fahr-ı Kâinat'a ümmetlik edebi bunu gerektirir. Fakat kötü söz sarfeden kimseleri tekfire yeltenmemek gerektiği de bilinmelidir. (Kütüb-i Sitte)
"Her kim de bir mü'mine la'net ederse, bu da onu öldürmek gibi(günâh)dir. Her kim de bir mü'mine küfür isnâd ederse, bu da onu öldürmek gibi(günah)dır." (Buhari)
"Laneti çok yapanlar kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar." [Müslim, Birr 85, (2598); Ebu Davud, Edeb 53, (4907).]
Bu hadiste, kıyamet günü mü'minler muhtaç olanlara şefaatte bulunurlarken, dilinden laneti düşürmeyen kimselerin bu şerefe eremeyecekleri, dolayısıyla yakınlarına şefaat edemeyecekleri belirtilmektedir.
"En Büyük günâhların en büyüğünden birisi, kişinin anasına babasına la'net etmesidir" buyurdu.
Kendisine orada bulunanlar tarafından:
"Yâ Resûlallah! İnsan anasına babasına nasıl la'net eder?" denildi.
Resûlullah:
"O kimse birisinin babasına söver, o da karşılık olarak onun babasına söver; yine o kişi birisinin anasına söver, o da karşılık olarak onun anasına söver" buyurdu. (Buhari)
Semüre İbnu Cündüb (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki:
"Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın." (Ebu Davud, Edeb 53, (4906); Tirmizî, Birr 48, (1977)
Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Resulullah'a: "Ey Allah'ın Resulü! Müşriklere beddua et, onları lanetle!" denilmişti. Şu cevabı verdi:
"Ben rahmet olarak gönderildim, lanetleyici olarak değil!" (Müslim, Birr 87, (2597)
Müslüman, elinden ve dilinden zarar görülmeyen insandır; başkalarına dil uzatmak Müslümana yakışmaz.
İnsanlara karşı iyi muamele ve güzel söz söyleme İslâm'ın prensiplerindendir. Firavun'u hak din'e davet için giden Hz. Musa ve Harun'a (as) Allah; "O'na yumuşak şöyle, konuşun..." (Tâhâ, 20/44) emrini vererek kâfire yapılan tebliğin yumuşak ve güzel söz ile yapılması gereğini ifade etmiştir.
Sözlerin en güzeli, insanları hakk'a, doğruya, olgunluğa, insanca yaşamaya sevk eden Allah'ın kelâmıdır: "Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer, ikişerli bir kitap halinde indirdi..." (ez-Zümrüt, 39/23).
Sözlerin en güzeli olan Allah kelâmını ümmetine tebliğ eden Hz. Peygamber (asm) de birçok hadislerinde, insanlara karşı güzel söz söylemeyi emir ve tavsiye etmiş; bizzat kendisi de hayatı boyunca kaba sözden sakınmış; şahsına hakaret eden insanlara bile; "Allah'ım; onlara hidayet et, çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar" diyerek duada bulunmuş ve rıfk ile muamele etmiştir.
O'nun bu yüksek ahlâkı, gün gelmiş, düşmanlarının bile sevgi ile etrafında imanla toplanmalarına vesile olmuştu. Yahudilerden bir grup Hz. Peygamber'e (asm) gelip, güya selâm veriyormuş edasıyla "Essâmu Aleyküm=Ölüm üzerinize olsun" deyince, yanında bulunan Hz. Âişe dayanamayarak, "ölüm sizin üzerinize olsun, Allah size lânet etsin, Allah size gazap etsin" diye cevap verince Hz. Peygamber (asm), "Yavaş ol Âişe! Yumuşak hareket et; sert hareketten ve çirkin sözden sakın" buyurmuştur. Câbir İbn Abdullah, Hz. Peygamber'in (asm) "Kötü söz ve harekette bulunanla kendini kötü söz ve hareketlere zorlayanı ve çarşılarda bağırıp çağıranı Allah sevmez" buyurduğunu rivayet eder. Müslüman, elinden ve dilinden zarar görülmeyen insandır; başkalarına dil uzatmak, lânet etmek, kötü iş yapmak ve kötü söz söylemek, müslümana yakışmayan hallerdir. Müminin en düşük ahlâklısı, kötü sözlü olanıdır. (Şamil İslam Ansiklopedisi)
Cenab-ı Hak insanlara güzel konuşmayı emretmiş, öfkesini yenenleri övmüştür.
İbn Abbas, Hucurât suresinin 11. ayetini izah ederken "Bir kısmınız bir kısmınıza dil uzatmasın. Muhakkak Allah, çirkin söz kaçıranı, kasden çirkin söz söylemeye yelteneni sevmez" demiştir. (Edebü'l-Müfred, I, 344)
Kötü sözlü olmak müminlik sıfatıyla bağdaşmaz.
İbnu Mes'ud (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki:"Mü'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır." (Tirmizî, Birr 48, (1978)
Şarihler, mü'mine yakıştırılamayan bu vasıflara yer veren insanın tekfir edilmeyeceğini belirtirler. Bu maksatla mü'min kelimesini "kâmil mü'min" diye kayıtlarlar. Şu halde kötü söz sarfetme alışkanlığı olan insan imanını kaybetmez ise de imandaki kemali kaybeder. Mü'min kişinin, şahsî planda hadisi mutlak ifadesiyle anlayıp "ağzımdan çıkan kötü söz imanımı tehlikeye atıyor" diyerek kötü söz sarf etmekten kaçınması gerekir. Kulluk ve Fahr-ı Kâinat'a ümmetlik edebi bunu gerektirir. Fakat kötü söz sarfeden kimseleri tekfire yeltenmemek gerektiği de bilinmelidir. (Kütüb-i Sitte)
"Her kim de bir mü'mine la'net ederse, bu da onu öldürmek gibi(günâh)dir. Her kim de bir mü'mine küfür isnâd ederse, bu da onu öldürmek gibi(günah)dır." (Buhari)
Dilinden laneti düşürmeyenler şefaat hakkını elde edemezler.
Ebu'd-Derda (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki:"Laneti çok yapanlar kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar." [Müslim, Birr 85, (2598); Ebu Davud, Edeb 53, (4907).]
Bu hadiste, kıyamet günü mü'minler muhtaç olanlara şefaatte bulunurlarken, dilinden laneti düşürmeyen kimselerin bu şerefe eremeyecekleri, dolayısıyla yakınlarına şefaat edemeyecekleri belirtilmektedir.
Büyük günahların en büyüğü bir kimsenin anne babasına sövmektir.
Abdullah ibn Amr (ra) şöyle demiştir: Resûlullah (asm):"En Büyük günâhların en büyüğünden birisi, kişinin anasına babasına la'net etmesidir" buyurdu.
Kendisine orada bulunanlar tarafından:
"Yâ Resûlallah! İnsan anasına babasına nasıl la'net eder?" denildi.
Resûlullah:
"O kimse birisinin babasına söver, o da karşılık olarak onun babasına söver; yine o kişi birisinin anasına söver, o da karşılık olarak onun anasına söver" buyurdu. (Buhari)
Peygamber Efendimiz (asm) kötü söz söylemeyi yasaklamıştır.
Resulullah (asm) kötü sözlü olmayı mü'minlik vasfıyla bağdaştırmıyor. Mü'minin hangi çeşidi olursa olsun, kötü sözü ağzına almamasını emrediyor. Hayatının her anından, her anında yaptığı her fiilinden hesap vereceği bildirilen insanın ahirette hesabını zor vereceği amellerden olduğu için midir, kalplerde ve ruhlarda açtığı yaranın, kılıncınkinden, kurşununkinden daha derin olmasından mıdır, her ne ise "Allah'a ve ahirete inanan kimsenin hayır konuşması veya sükut etmesi" tavsiye edilmiştir hadislerde. (Kütüb-i Sitte)Semüre İbnu Cündüb (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki:
"Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın." (Ebu Davud, Edeb 53, (4906); Tirmizî, Birr 48, (1977)
Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Resulullah'a: "Ey Allah'ın Resulü! Müşriklere beddua et, onları lanetle!" denilmişti. Şu cevabı verdi:
"Ben rahmet olarak gönderildim, lanetleyici olarak değil!" (Müslim, Birr 87, (2597)
Müslüman, elinden ve dilinden zarar görülmeyen insandır; başkalarına dil uzatmak Müslümana yakışmaz.
İnsanlara karşı iyi muamele ve güzel söz söyleme İslâm'ın prensiplerindendir. Firavun'u hak din'e davet için giden Hz. Musa ve Harun'a (as) Allah; "O'na yumuşak şöyle, konuşun..." (Tâhâ, 20/44) emrini vererek kâfire yapılan tebliğin yumuşak ve güzel söz ile yapılması gereğini ifade etmiştir.
Sözlerin en güzeli, insanları hakk'a, doğruya, olgunluğa, insanca yaşamaya sevk eden Allah'ın kelâmıdır: "Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer, ikişerli bir kitap halinde indirdi..." (ez-Zümrüt, 39/23).
Sözlerin en güzeli olan Allah kelâmını ümmetine tebliğ eden Hz. Peygamber (asm) de birçok hadislerinde, insanlara karşı güzel söz söylemeyi emir ve tavsiye etmiş; bizzat kendisi de hayatı boyunca kaba sözden sakınmış; şahsına hakaret eden insanlara bile; "Allah'ım; onlara hidayet et, çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar" diyerek duada bulunmuş ve rıfk ile muamele etmiştir.
O'nun bu yüksek ahlâkı, gün gelmiş, düşmanlarının bile sevgi ile etrafında imanla toplanmalarına vesile olmuştu. Yahudilerden bir grup Hz. Peygamber'e (asm) gelip, güya selâm veriyormuş edasıyla "Essâmu Aleyküm=Ölüm üzerinize olsun" deyince, yanında bulunan Hz. Âişe dayanamayarak, "ölüm sizin üzerinize olsun, Allah size lânet etsin, Allah size gazap etsin" diye cevap verince Hz. Peygamber (asm), "Yavaş ol Âişe! Yumuşak hareket et; sert hareketten ve çirkin sözden sakın" buyurmuştur. Câbir İbn Abdullah, Hz. Peygamber'in (asm) "Kötü söz ve harekette bulunanla kendini kötü söz ve hareketlere zorlayanı ve çarşılarda bağırıp çağıranı Allah sevmez" buyurduğunu rivayet eder. Müslüman, elinden ve dilinden zarar görülmeyen insandır; başkalarına dil uzatmak, lânet etmek, kötü iş yapmak ve kötü söz söylemek, müslümana yakışmayan hallerdir. Müminin en düşük ahlâklısı, kötü sözlü olanıdır. (Şamil İslam Ansiklopedisi)
(o kelime Eûzu biflâ-himine 'ş-şeytâni'r-racîm) CÜMLESİNDE "billâ" YERİNE "biflâ" YAZMIŞSINIZ DÜZELTMENİZ ÜMİDİYLE SELAMLAR.
ReplyDeleteDüzeltildi!..Düzeltme için Allah razı olsun,sağolun varolun!
Delete