Cennette Cinsel Hayat Nasıl Olacak,Cennette Cinsel İlişki,Cennette Cinsel İlişki Var mı-Nihat HATİOĞLU,Cennette Cinsel İlişki Var mı?,Ahirette Cinsel Hayat Var mı?..
Evet cennete giren Cennet ehli içinde cinsi münasebet "cinsel ilişki olacaktır".
Kuşkusuz, cennette her lezzetin yanında cinsî ilişki de vardır. Kur’an’da kişilerin eşlerinden ve ayrıca hurilerden bahseden ayetler, dolayısıyla bu tür ilişkiden de söz etmiş oluyor.
Arap edebiyatında 40, 70 gibi sayılar, daha çok, bir şeyde fazlalığı ifade eder, çokluktan kinayedir. Hadiste, cinsi münasebetin dünyadakinden daha lezzetli olduğunun ifade edilmesi için, onun önemli bir unsuru olan cinsel güçle açıklanmıştır.
Abdullah b. Abbas, “Cennetin hiçbir nimeti dünyanınkine benzemez, yalnız bir isim benzerliği vardır.” şeklindeki ifadesi, cennetteki evlilik nimeti için de geçerlidir. Sonsuz bir hayatta, sırf dostlar için hazırlanmış bir mutluluk diyarındaki lezzetlerin derecesi, her türlü tanımlamanın üstünde ve ötesindedir. Oradaki güzellikler hadiste ifade edildiği üzere “Ne bir göz görmüş, ne bir kulak işitmiş ve ne de bir kimsenin aklından, hayalinden geçmiştir.”
Cennette:
1. İnsan bir anda pek çok yerde bulunabilecek.
2. Her insana bağlar ve saraylarla dolu dünya kadar geniş bir yer verilecek.
3. İnsanın istediği her şey olacağı gibi istemediği hiçbir şey de olmayacak.
4. Cenneti dünyanın ölçüleriyle anlamak mümkün değildir. Anne karnındaki çocuğun aklı olsa dünyayı anlattığımız zaman anlaması nasıl mümkün değilse, bu dünya da cennete göre anne karnı gibidir. Anlamamız mümkün değildir. Bu nedenle Anne karnında sadece göbeğinden belenen bir insan, dünyada gözü, kulağı, ağzı, dili vs. pek çok uzvuyla istifade etmektedir.
Cennette Cinsî Zevkler:
Bir adam, sordu:
- Ey Allahım Resulü! Cennet ehli cinsi münasebette bulunurlar mı?
Cevaben buyurdular:
"Onlardan her kişiye, günde sizin yetmiş kişinizden daha üstün bir kuvvet verilir."(Tirmizi)
Abdullah bin Ömer buyurdu: "Derece bakımından cennet ehlinin en azının beraberinde bin hizmetçi vardır. Her hizmetçi ayrı bir işle meşguldür."
Enes (r.a.) Resülüllah'm (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Huriler cennette şöyle teganni ederler:
- Biz güzel hurileriz. Şerefli kocalara saklandık." Usame bin Zeyd rivayet etti:
"Dikkat edilsin! Cennet için hazırlanan var mıdır?
Muhakkak cennet için tehlike yoktur. Ka’benin Rabbine yemin ederim, cennet, parlayan bir nur, sallanan bir reyhan, muhkemce yapılan bir saray, akan bir nehir, çok ve olgun meyva, süsler içerisinde güzel bir kadın, bir makamda ebedi olarak bir nimet, güzel, sağlam ve yüce bir yurtta bir parlaktır.
"Cennete giren kişi isterse istediği şekilde çocuğu olur. Hamile olmak, çocuğun annesinden doğması, büyümesi bir saat içinde olur."(İbni Mace, Tirmizi)
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:
"Cennet ehli için cennette at ve sür'atli yürüyen develer vardır. O develerin yükü, eğerleri yakuttandır. Cennet ehli bir birlerini ziyaret ederler. Hanımlar ela gözlü hurilerdir. Sanki o huriler, korunmuş yumurtalardır.
Muhakkak ki o kadınların her biri, iki parmağı arasında yetmiş giysiyi tutabilir. Onun ilikleri, o yetmiş giysinin ardında görünür. Cenab-ı Hak ahlaklarını çirkinlikten, cesetlerini ölümden temizlemiştir. Cennette sümkürmez, küçük ve büyük abdest yapmazlar. Ancak onların yaptığı geğirmek ve misk (gibi ter) sızıntısıdır. Onlar için sabah akşam cennette rızık vardır."
"Gerçekten cennetlik olanlar, o gün eğlenceyle meşguldürler." (Yasin, 36/55)
"O cennetlerde gözlerini kocalarından başkasına çevirmeyen hanımlar vardır ki, bu kocalarından önce kendilerine ne bir insan dokunmuştur, ne de bir cin." "Onlar yakut ve mercan gibidirler." (Rahman, 55/56, 58)
Cinsiyetin insan hayatında önemli bir yer tuttuğu şüphesizdir. Kur'an'da vurgulandığı üzere (Rûm, 30/21) karşı cinsler hayatlarını birleştirmekle bedenî ve ruhî tatmin bulmaktadırlar. Aynı tatminin uhrevi hayatta da devam etmesi tabiidir. Cennet tasviriyle ilgili çeşitli ayet ve hadislere göre cennette hem dünya kadınları hem huriler bulunacaktır. Ayetlerde geçen "tertemiz zevceler" ifadesi (Bakara, 2/25; Âl-i İmran, 3/15) hûrilerle birlikte dünya kadınlarını da kapsamına almaktadır.
"Orada (cennette) nefislerin arzu ettiği ve gözlerin hoşlandığı her şey vardır ve siz orada ebedi kalacaksınız."(Zuhruf, 42/71)
Cinsellik de nefislerin arzu ettiği şeylerdendir. Dolayısıyla ayet, cennette cinsel hayatın da bulunduğuna işaret etmektedir. Cennete giriş öncesinde mü'minlere uygulanacak bedenî ve ruhi arındırma operasyonu sonunda, kadınların cinsî hayatlarına olumsuz etki yapan, mutluluklarını bölen fizyolojik arızaların ve ruhî depresyonların tamamen giderileceği anlaşılmaktadır. Çeşitli ayet ve hadislerde cennet kadınlarının güzelliği, zarafeti ve çekiciliği konusunda canlı tasvirler mevcuttur. Bir rivayette huriler, kendi ayrıcalıklarından söz edecekleri bir sırada cennetteki dünya kadınları, dünya hayatında işledikleri güzel ameller sebebiyle onlardan üstün olduklarını ifade edecekler ve onları susturacaklardır.
Bir erkeğin kaç eşe, özellikle kaç dünya kadınına sahip olacağı hususunda farklı görüşler ileri sürülmesine rağmen, bu konuda sahih rivayet Buhâri ile Müslim'de yer alan hadistir. Buna göre cennetteki her erkeğe "zarif ve şeffaf tenli" iki kadın verilecek ve orada evlenmemiş kimse kalmayacaktır. (Buhâri, Bed'ü'l-halk 8; Müslim, Cennet 14).
Kadınların ikisi de hûri veya dünya kadını olabileceği gibi birinin huri, birinin de dünyalı olması muhtemeldir.
Cennetteki cinsî hayatla ilgili tasvirlerde güzellik, çekicilik vb. faktörler kadınlara nispet edildiği halde bu tür tasvirlerin sağladığı özendirici sonuç ve avantajların genellikle erkekler için söz konusu edildiği ve kadının âdeta erkeğin zevklerini tatmin eden bir vasıta olarak gösterildiği şeklinde bir itirazın ileri sürülmesi mümkündür.
Arap dilinde kadınlı erkekli bir topluluğa hitap edilirken veya onlara yönelik açıklamalar yapılırken müzekker / eril sigaların kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca hemen bütün toplumların sanat ve edebiyatlarında kadın zarafet ve cazibenin odak noktası olarak kabul edilmiş, aşk şiirleri ve diğer sanat alanlarının ana teması kadın olmuş, büyük bir çoğunlukla kadın talep eden değil; talep edilen konumunda bulunmuştur.
Aynı üslup ve yaklaşımın cennetteki cinsî hayatın tasvirinde de hâkim olduğu anlaşılmaktadır. Kimsenin bekâr kalmayacağı cennet hayatında erkeğe biri dünya kadını, biri de hûri olmak üzere en az iki eş verileceği halde, kadının birden fazla kocaya sahip bulunmaması da aynı temaya bağlı olmalıdır. Gerçekten dünya hayatında kadın psikolojisi üzerinde sürdürülen çalışmalar, yapılan anket ve araştırmalardan onun monogam olduğu, gönül ve hayal âleminde sadece bir erkeğe yer verdiği anlaşılmıştır. Bu aynı zamanda insan türünün devamını sağlayan ana rahminin korunması, dolayısıyla nesebin tayini ve neslin bekası için de gereklidir.
Amaç, Cismani Zevkler Sağlayan Cennet Nimetleri Değil; Allah'ın Rızasıdır
Bedenî ihtiyaçları gideren ve cimanî zevkler sağlayan cennet nimetleri, aslında cennet sakinleri için amaç değildir; ulaşılmak istenen asıl hedef Allah rızasıdır. İnsan için bu rızaya nail olmak, Allah'ın kendi katından bedene bahşettiği ruhu (Hicr, 15/29) yine O'na yöneltmek, O'nu müşahede etmek, O'nunla konuşmaktır.
Müslümanlar arasında minnet ve şükran duygularını dile getirmeye vesile olan en samimi ve en yaygın dua ifadesi, "Allah râzı olsun!" cümlesidir. Allah'ın dostları O'na en yakın olan, O'nun rıza ve muhabbetini kazanan, O'nu gönülden sevip rıza ve teslimiyetle en büyük mutluluğa erenlerdir. Cennet ve Allah rızası münasebetini dile getiren bir ayette,
"Allah mü'min erkeklerle mü'min kadınlara içlerinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler, Adn bahçelerinde güzel meskenler vaat etti. Allah'ın rızası ise hepsinden daha üstündür. İşte en büyük saadet budur." (Tevbe, 9/72)
denilerek uhrevî saadetin bu manevî unsurunun, maddi içerikli kavramlarla anlatılan diğer bütün nimetlerden daha değerli olduğu açıkça ifade edilmiştir.
"Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan râzı-hoşnut, O da senden râzı-hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!" (Fecr, 89/27-30)
Sahih hadislerde belirtildiği gibi, bütün mü'minler cennetteki yerlerini aldıktan sonra Cenab-ı Hak kendilerine hitap ederek hallerinden memnun olup olmadıklarını soracak, onlar da son derece memnun olduklarını ifade edeceklerdir. Bunun üzerine Allah;
"Size bundan daha değerli bir şey veriyorum: Size rızamı saçıyorum, artık size gazabım bir daha dokunmayacak."diyecektir (Müslim, Cennet 9).
Cennet, (dolayısıyla cehennem ve ahiret hayatı) sadece ruhlar âleminde değil; ruh ve bedenden oluşan, ayrıca bağı bahçesi, nehri, yapısı vb. bulunan bir maddeler ve realiteler dünyasında başlayıp devam edecektir. Sadece Kur'an ayetleri çerçevesinde bile mevcut nasların içerdiği maddî unsurları, manevî ve ruhî anlatımlar veya sembollerle te'vil etmek mümkün değildir. İmam Gazzali, cennet zevklerinin hissî, hayalî ve aklî olmak üzere üçe ayrıldığını ve herkesin kendi kabiliyetine göre bunların tamamından veya bir kısmından faydalanacağını kabul etmiştir. Dünya hayatında özellikle hayalî ve aklî zevklerin kusuru olan kesintiler ahirette bertaraf edilip bu zevkler süreklilik kazandığında son derece câzip olurlar.
Cennette Mahremiyet Nasıl Olacak?
Hadislerden anlaşıldığına göre Cennette her bir insana beş yüz senelik, tahminen yeryüzü kadar bir yer verilecektir. Bu kadar geniş bir yerde bütün dostlarıyla beraber olacağı alemle hususi dairesi ayrı olacaktır.
Bununla beraber, bütün kötü huyların Cennette yeri yoktur. Bu nedenle kıskançlık olmayacağı gibi helali olmayana şehveti de olmayacaktır.Nitekim, gözü olmayan göremiyor, duyması olmayan duyamıyor. Gözü olmayan birinin yanında sizi görmesinden rahatsız olur musunuz?..
Henüz şehevi duygusu gelişmemiş bir çocuğun, annenizin veya kız kardeşinizin yanında olmasından endişe eder misiniz?
Demek ki, Cennette kötü düşünce ve huyların yeri yok. Onlar bu alemde imtihan için verilmiştir. Orada imtihana gerek olmadığından yerleri de yoktur. Sadece helaline olan şehvet duygusu başkasına kapalıdır. Bu nedenle kimse kimseden rahatsız olmayacaktır.
Ölüm, ruhun bedenden ayrılmasıdır.
Ölen insanın ruhu, inancı ve amellerinden oluşan kabrine götürülür. Vücudu ise toprak kabrine bırakılır.
Rûhun kabri, kişinin inanç ve amel durumuna göre ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da Cehennem çukurlarından bir çukurdur.
Rûhun kabri Ahiret hayatına, bedenin kabri ise dünya hayatına dönüktür.
Kabirdeki hayat, Kıyamet denilen ve göklerle yerin yıkıma ve değişime uğrayacağı dehşet verici olayla sona erecektir.
Önce, Allah'ın dilediği canlıların dışındaki tüm varlıklar ölecektir. Sonra da insanlar diriltilecektir.
Rûhlarla bedenler birleştirilecek, dünyadaki inançları ve amelleri içeren Hayat Dosyalarına göre insanlar ilâhî huzurda muhâkeme edileceklerdir.
İslâm Dîni'ne îman eden ve îmanlarının gerektirdiği güzel amelleri yapan insanlar Cennet'e gireceklerdir. Bağışlanmayan günahkâr insanlar da bir süre Cehennem'de azap görecekler, daha sonra Cennet'e gideceklerdir.
Kâfirler ve Müslüman göründükleri halde kalpleriyle inkârcı olan münafıklar ise ebediyen Cehennem'de kalacaklardır.
- Ey Allahım Resulü! Cennet ehli cinsi münasebette bulunurlar mı?
Cevaben buyurdular:
"Onlardan her kişiye, günde sizin yetmiş kişinizden daha üstün bir kuvvet verilir."(Tirmizi)
Abdullah bin Ömer buyurdu: "Derece bakımından cennet ehlinin en azının beraberinde bin hizmetçi vardır. Her hizmetçi ayrı bir işle meşguldür."
Enes (r.a.) Resülüllah'm (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Huriler cennette şöyle teganni ederler:
- Biz güzel hurileriz. Şerefli kocalara saklandık." Usame bin Zeyd rivayet etti:
"Dikkat edilsin! Cennet için hazırlanan var mıdır?
Muhakkak cennet için tehlike yoktur. Ka’benin Rabbine yemin ederim, cennet, parlayan bir nur, sallanan bir reyhan, muhkemce yapılan bir saray, akan bir nehir, çok ve olgun meyva, süsler içerisinde güzel bir kadın, bir makamda ebedi olarak bir nimet, güzel, sağlam ve yüce bir yurtta bir parlaktır.
"Cennete giren kişi isterse istediği şekilde çocuğu olur. Hamile olmak, çocuğun annesinden doğması, büyümesi bir saat içinde olur."(İbni Mace, Tirmizi)
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:
"Cennet ehli için cennette at ve sür'atli yürüyen develer vardır. O develerin yükü, eğerleri yakuttandır. Cennet ehli bir birlerini ziyaret ederler. Hanımlar ela gözlü hurilerdir. Sanki o huriler, korunmuş yumurtalardır.
Muhakkak ki o kadınların her biri, iki parmağı arasında yetmiş giysiyi tutabilir. Onun ilikleri, o yetmiş giysinin ardında görünür. Cenab-ı Hak ahlaklarını çirkinlikten, cesetlerini ölümden temizlemiştir. Cennette sümkürmez, küçük ve büyük abdest yapmazlar. Ancak onların yaptığı geğirmek ve misk (gibi ter) sızıntısıdır. Onlar için sabah akşam cennette rızık vardır."
"Gerçekten cennetlik olanlar, o gün eğlenceyle meşguldürler." (Yasin, 36/55)
"O cennetlerde gözlerini kocalarından başkasına çevirmeyen hanımlar vardır ki, bu kocalarından önce kendilerine ne bir insan dokunmuştur, ne de bir cin." "Onlar yakut ve mercan gibidirler." (Rahman, 55/56, 58)
Cinsiyetin insan hayatında önemli bir yer tuttuğu şüphesizdir. Kur'an'da vurgulandığı üzere (Rûm, 30/21) karşı cinsler hayatlarını birleştirmekle bedenî ve ruhî tatmin bulmaktadırlar. Aynı tatminin uhrevi hayatta da devam etmesi tabiidir. Cennet tasviriyle ilgili çeşitli ayet ve hadislere göre cennette hem dünya kadınları hem huriler bulunacaktır. Ayetlerde geçen "tertemiz zevceler" ifadesi (Bakara, 2/25; Âl-i İmran, 3/15) hûrilerle birlikte dünya kadınlarını da kapsamına almaktadır.
"Orada (cennette) nefislerin arzu ettiği ve gözlerin hoşlandığı her şey vardır ve siz orada ebedi kalacaksınız."(Zuhruf, 42/71)
Cinsellik de nefislerin arzu ettiği şeylerdendir. Dolayısıyla ayet, cennette cinsel hayatın da bulunduğuna işaret etmektedir. Cennete giriş öncesinde mü'minlere uygulanacak bedenî ve ruhi arındırma operasyonu sonunda, kadınların cinsî hayatlarına olumsuz etki yapan, mutluluklarını bölen fizyolojik arızaların ve ruhî depresyonların tamamen giderileceği anlaşılmaktadır. Çeşitli ayet ve hadislerde cennet kadınlarının güzelliği, zarafeti ve çekiciliği konusunda canlı tasvirler mevcuttur. Bir rivayette huriler, kendi ayrıcalıklarından söz edecekleri bir sırada cennetteki dünya kadınları, dünya hayatında işledikleri güzel ameller sebebiyle onlardan üstün olduklarını ifade edecekler ve onları susturacaklardır.
Bir erkeğin kaç eşe, özellikle kaç dünya kadınına sahip olacağı hususunda farklı görüşler ileri sürülmesine rağmen, bu konuda sahih rivayet Buhâri ile Müslim'de yer alan hadistir. Buna göre cennetteki her erkeğe "zarif ve şeffaf tenli" iki kadın verilecek ve orada evlenmemiş kimse kalmayacaktır. (Buhâri, Bed'ü'l-halk 8; Müslim, Cennet 14).
Kadınların ikisi de hûri veya dünya kadını olabileceği gibi birinin huri, birinin de dünyalı olması muhtemeldir.
Cennetteki cinsî hayatla ilgili tasvirlerde güzellik, çekicilik vb. faktörler kadınlara nispet edildiği halde bu tür tasvirlerin sağladığı özendirici sonuç ve avantajların genellikle erkekler için söz konusu edildiği ve kadının âdeta erkeğin zevklerini tatmin eden bir vasıta olarak gösterildiği şeklinde bir itirazın ileri sürülmesi mümkündür.
Arap dilinde kadınlı erkekli bir topluluğa hitap edilirken veya onlara yönelik açıklamalar yapılırken müzekker / eril sigaların kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca hemen bütün toplumların sanat ve edebiyatlarında kadın zarafet ve cazibenin odak noktası olarak kabul edilmiş, aşk şiirleri ve diğer sanat alanlarının ana teması kadın olmuş, büyük bir çoğunlukla kadın talep eden değil; talep edilen konumunda bulunmuştur.
Aynı üslup ve yaklaşımın cennetteki cinsî hayatın tasvirinde de hâkim olduğu anlaşılmaktadır. Kimsenin bekâr kalmayacağı cennet hayatında erkeğe biri dünya kadını, biri de hûri olmak üzere en az iki eş verileceği halde, kadının birden fazla kocaya sahip bulunmaması da aynı temaya bağlı olmalıdır. Gerçekten dünya hayatında kadın psikolojisi üzerinde sürdürülen çalışmalar, yapılan anket ve araştırmalardan onun monogam olduğu, gönül ve hayal âleminde sadece bir erkeğe yer verdiği anlaşılmıştır. Bu aynı zamanda insan türünün devamını sağlayan ana rahminin korunması, dolayısıyla nesebin tayini ve neslin bekası için de gereklidir.
Amaç, Cismani Zevkler Sağlayan Cennet Nimetleri Değil; Allah'ın Rızasıdır
Bedenî ihtiyaçları gideren ve cimanî zevkler sağlayan cennet nimetleri, aslında cennet sakinleri için amaç değildir; ulaşılmak istenen asıl hedef Allah rızasıdır. İnsan için bu rızaya nail olmak, Allah'ın kendi katından bedene bahşettiği ruhu (Hicr, 15/29) yine O'na yöneltmek, O'nu müşahede etmek, O'nunla konuşmaktır.
Müslümanlar arasında minnet ve şükran duygularını dile getirmeye vesile olan en samimi ve en yaygın dua ifadesi, "Allah râzı olsun!" cümlesidir. Allah'ın dostları O'na en yakın olan, O'nun rıza ve muhabbetini kazanan, O'nu gönülden sevip rıza ve teslimiyetle en büyük mutluluğa erenlerdir. Cennet ve Allah rızası münasebetini dile getiren bir ayette,
"Allah mü'min erkeklerle mü'min kadınlara içlerinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler, Adn bahçelerinde güzel meskenler vaat etti. Allah'ın rızası ise hepsinden daha üstündür. İşte en büyük saadet budur." (Tevbe, 9/72)
denilerek uhrevî saadetin bu manevî unsurunun, maddi içerikli kavramlarla anlatılan diğer bütün nimetlerden daha değerli olduğu açıkça ifade edilmiştir.
"Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan râzı-hoşnut, O da senden râzı-hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!" (Fecr, 89/27-30)
Sahih hadislerde belirtildiği gibi, bütün mü'minler cennetteki yerlerini aldıktan sonra Cenab-ı Hak kendilerine hitap ederek hallerinden memnun olup olmadıklarını soracak, onlar da son derece memnun olduklarını ifade edeceklerdir. Bunun üzerine Allah;
"Size bundan daha değerli bir şey veriyorum: Size rızamı saçıyorum, artık size gazabım bir daha dokunmayacak."diyecektir (Müslim, Cennet 9).
Cennet, (dolayısıyla cehennem ve ahiret hayatı) sadece ruhlar âleminde değil; ruh ve bedenden oluşan, ayrıca bağı bahçesi, nehri, yapısı vb. bulunan bir maddeler ve realiteler dünyasında başlayıp devam edecektir. Sadece Kur'an ayetleri çerçevesinde bile mevcut nasların içerdiği maddî unsurları, manevî ve ruhî anlatımlar veya sembollerle te'vil etmek mümkün değildir. İmam Gazzali, cennet zevklerinin hissî, hayalî ve aklî olmak üzere üçe ayrıldığını ve herkesin kendi kabiliyetine göre bunların tamamından veya bir kısmından faydalanacağını kabul etmiştir. Dünya hayatında özellikle hayalî ve aklî zevklerin kusuru olan kesintiler ahirette bertaraf edilip bu zevkler süreklilik kazandığında son derece câzip olurlar.
Cennette Mahremiyet Nasıl Olacak?
Hadislerden anlaşıldığına göre Cennette her bir insana beş yüz senelik, tahminen yeryüzü kadar bir yer verilecektir. Bu kadar geniş bir yerde bütün dostlarıyla beraber olacağı alemle hususi dairesi ayrı olacaktır.
Bununla beraber, bütün kötü huyların Cennette yeri yoktur. Bu nedenle kıskançlık olmayacağı gibi helali olmayana şehveti de olmayacaktır.Nitekim, gözü olmayan göremiyor, duyması olmayan duyamıyor. Gözü olmayan birinin yanında sizi görmesinden rahatsız olur musunuz?..
Henüz şehevi duygusu gelişmemiş bir çocuğun, annenizin veya kız kardeşinizin yanında olmasından endişe eder misiniz?
Demek ki, Cennette kötü düşünce ve huyların yeri yok. Onlar bu alemde imtihan için verilmiştir. Orada imtihana gerek olmadığından yerleri de yoktur. Sadece helaline olan şehvet duygusu başkasına kapalıdır. Bu nedenle kimse kimseden rahatsız olmayacaktır.
Âhiret Hayatı ve Cennet
Ölüm, ruhun bedenden ayrılmasıdır.
Ölen insanın ruhu, inancı ve amellerinden oluşan kabrine götürülür. Vücudu ise toprak kabrine bırakılır.
Rûhun kabri, kişinin inanç ve amel durumuna göre ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da Cehennem çukurlarından bir çukurdur.
Rûhun kabri Ahiret hayatına, bedenin kabri ise dünya hayatına dönüktür.
Kabirdeki hayat, Kıyamet denilen ve göklerle yerin yıkıma ve değişime uğrayacağı dehşet verici olayla sona erecektir.
Önce, Allah'ın dilediği canlıların dışındaki tüm varlıklar ölecektir. Sonra da insanlar diriltilecektir.
Rûhlarla bedenler birleştirilecek, dünyadaki inançları ve amelleri içeren Hayat Dosyalarına göre insanlar ilâhî huzurda muhâkeme edileceklerdir.
İslâm Dîni'ne îman eden ve îmanlarının gerektirdiği güzel amelleri yapan insanlar Cennet'e gireceklerdir. Bağışlanmayan günahkâr insanlar da bir süre Cehennem'de azap görecekler, daha sonra Cennet'e gideceklerdir.
Kâfirler ve Müslüman göründükleri halde kalpleriyle inkârcı olan münafıklar ise ebediyen Cehennem'de kalacaklardır.
Cennetin Mânevî Nimetleri:
Cennet, Yüce Allah'ın "Sen benim rahmetimsin. Seninle istediğim kuluma merhamet edeceğim" buyurduğu ebedî mutluluk yurdudur.
Yüce Peygamberimizin bir hadîsinin, hiçbir kulun kendi amelleriyle ulaşamayacağını, ancak Allah'ın lütfu ile varılabileceğini bildirdiği Cennet, yaratılmıştır. Çok çok yükseklerde, zaman ve mekânda sınırsız bir âlemdedir.
Cennette yüz ayrı derece vardır. Her iki derece arasındaki mesafe göklerle yer arası gibidir.
Bu derecelerin her biri müstakil bir Cennet'tir ve bu Cennet'lerin Me'va, Adn, Naîm ve Firdevs gibi isimleri vardır. En yüksek Cennet Firdevs'dir.
Cennet'liklerin inançları ve amellerine göre yerleşecekleri bu derecelere birbirinden farklı sekiz ayrı bölümden girilecektir. Bu giriş bölümlerinin Cihat, Sadaka ve Reyyan gibi isimleri vardır.
Âyetler ve hadîsler ışığında özetleyerek ifade edersek Cennet'te hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kalbin de tasavvur edemeyeceği nimetler vardır.
Dünya hayatında olduğu gibi Cennet'teki nimetlerin bir kısmı mânevîdir. Diğer bir kısmı da maddidir. Ancak Cennet'teki maddî nimetler manevileştirilmiş maddî nimetlerdir.
Kur'ân-ı Kerîm'de bildirilen bu nimetlerin yüceliğini her bir mü'min, rûhî gelişimi ölçüsünde idrak edebilir. Bu nimetleri şöylece özetleyebiliriz.
Allah'ın Zâtî güzelliklerine bakmak, O'nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O'nun Selâmı ve konuşmalarına muhatap olmak, başta Peygamberimiz ve diğer Peygamberler olmak üzere yüce şahsiyetlerle birliktelik kurmak, içten arzularla hamd ve senalar etmek, Meleklerle selâmlaşmak ve dostluklar oluşturmak, Cennetliklerle sohbetler yapmak, mûsiki oturumlarına katılmak, Cehennemliklerle konuşarak kurtuluşun ve sâhip olunan nimetlerin büyüklüğünün hazzını yaşamak ve Cennet'te ebediyen yaşanacağı bilincinde olmak... Cennet'in mânevî nimetleri olacaktır.
Asıl büyük nimetler de bunlardır. Mânevîleştirilmiş de olsa diğer nimetler bunlarla mukayese edilemezler.
Bu nimetlerin bazılarını özetleyelim.
Cennet'in Mânevîleştirilmiş Maddî Nimetleri
Cennet'in mânevî nimetleri olduğu gibi, maddî nimetleri de vardır.
Kur'ân-ı Kerîm âyetlerinde bu maddî nimetler ayrı ayrı açıklanmaktadır:
Hayat Düzenimiz olan bu Şanlı Kitap'ta Cennet'in bağları, bahçeleri, köşkleri, bu bağlar arasından ve köşkler altından akan su, süt, bal ve şarap ırmakları, meyve ağaçları, uzayıp giden gölgelikleri, pınarları, inciden otağları, perdeleri, halıları, tahtları, bin bir çeşit yemekleri, özel kaynağından doldurulup mühürlenmiş mis kokulu leziz, sağlıklı içkileri, altın ve gümüşten sofra takımları ayrı ayrı anlatılmaktadır.
Kur'ân-ı Kerîm'de Cennet'in ipekleri, rengârenk giysileri, atlastan yatakları ve yepyeni bir yaratılışta yaratılmış Cennet kadınları ve sedeflerindeki inciler misali Vildan ve Hûr isimli hizmetçileri insanda özlem uyandıracak tasvîrlerle sunulmaktadır.
Cennet'teki bütün bu maddî olarak nitelendirdiğimiz nimetler, yalnızca isim olarak dünya nimetlerine benzemektedir. Cennet nimetleri mâhiyet, renk, tat ve nefâset bakımından tamamen farklıdır ve manevîleştirilmiştir.
Ana mevzûumuz gereği Cennet'te cinsel hayatı, dolayısıyla Cennet kadınlarını ve erkeklerini âyetler ve hadîslerle açıklamaya başlamadan önce, yanlış değerlendirmelere konu olan Vildan ve Hûr isimli Cennet hizmetçilerine açıklık getirelim.
Cennet Hizmetçileri Vildan ve Hûriler:
Cennet erkekleri ve özellikle de kadınlarının Hurileri çağrıştırdığı bir gerçektir. Doğrularla yanlışların içe içe girdiği Huriler konusunu şöylece özetleyebiliriz:
Vildan genç erkek, Hûriler de kadın görünümlü Cennet hizmetçileridir. Ortak vasıfları, çevreye saçılmış-sedefindeki saklı inciler gibi olmalarıdır. Onlar, Cennet erkekleri ve kadınlarının hizmetine verileceklerdir.
"Biz Cennetliklere, iri/güzel gözlü Hurileri eşlik edecek özel hizmetçiler/sekreterler kılacağız." anlamındaki âyetlerin işaret buyurduğu gibi Hûriler, Vildan'dan farklı olarak özel nedîmeler/sekreterler olacaklardır. Onların bir hizmet türleri de mûsikî ziyafetleridir. Hurilerin bu görevlerine ilişkin hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Cennet hurilerinin mûsikî oturumları/ziyafetleri vardır. Hiçbir yaratılmış varlığın duymadığı güzellikteki sesleriyle sık sık şu anlamdaki şarkıları seslendireceklerdir:
- Biz ebediyiz, ölmeyiz. Güzeliz, cazibemizi yitirmeyiz. Severiz, öfkelenip küsmeyiz. Bize ve hizmetlerine sunulduğumuz kişilere müjdeler olsun."
Cennet'te cinsel hayatın yer alması, Allah'ın yüce hikmetinin ve muhteşem adaletinin bir gereğidir.
1- İnsanların bildiği ve tattığı en büyük maddî nimetlerden biri de karşı cinsle yaşanacak cinsel hayattır. Cinsel hayat olmaksızın insanın mutluluk tasavvuru mümkün değildir.
Cennet, insanlar için yaratılmış nimetler yurdu olduğuna göre, orada cinsel hayatın olması doğaldır. Çünkü insan, cinsel hayatsız bir saâdet hayatı düşünemez. Yarattığı insanı en iyi bilen olduğu içindir ki Yüce Allah, Cennet'e özlem duyulması için Cennet'e girecek îmanlı ve amelli kadınların cinselliği içeren güzellik vasıflarını açıklayarak Cennet'teki cinsel ilişki işaret buyurmuştur.
2- İnsanın dünya hayatında sorumlu olduğu ve uygulamakla vazîfeli bulunduğu ilâhî emirlerin ve yasakların bir kısmı cinsel hayatla ilgili olduğu için, bazı mahrumiyetleri içeren bu yasalara bağlılığın mükâfatının da cinsel olması ilâhî adâletin gereğidir.
İdeal ve ebedî mutluluk yurdu olan Cennet'te yalnızca bedensel boşalmayı amaçlayan tek düze bir cinsel hayat yaşanmayacak, cinsel hayatın bütün güzellikleri gerçekleştirilecektir. Bunun için de Cennet erkekleri ve kadınları tüm cinsel özellikleri taşıyacak, romantizme açık çok renkli çevre şartları da oluşturulacaktır.
Şimdi Cennet'teki cinsel hayatı yüce bir üslupla ve Cennet kadınlarının özelliklerini açıklayarak sunan Kur'ân âyetlerini görelim.
Kur'ân ve Sünnet'te Cennet Kadınları ve Erkeklerinin Vasıfları
Saffat 48-49:
"Naîm Cennetlerinde, Allah'ın halis kulları yanında, saklı deve kuşu yumurtası gibi göz değmemiş, iri/güzel gözlü, bakışlarını yalnızca eşlerine odaklayan kadınlar vardır."
Vildan genç erkek, Hûriler de kadın görünümlü Cennet hizmetçileridir. Ortak vasıfları, çevreye saçılmış-sedefindeki saklı inciler gibi olmalarıdır. Onlar, Cennet erkekleri ve kadınlarının hizmetine verileceklerdir.
"Biz Cennetliklere, iri/güzel gözlü Hurileri eşlik edecek özel hizmetçiler/sekreterler kılacağız." anlamındaki âyetlerin işaret buyurduğu gibi Hûriler, Vildan'dan farklı olarak özel nedîmeler/sekreterler olacaklardır. Onların bir hizmet türleri de mûsikî ziyafetleridir. Hurilerin bu görevlerine ilişkin hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Cennet hurilerinin mûsikî oturumları/ziyafetleri vardır. Hiçbir yaratılmış varlığın duymadığı güzellikteki sesleriyle sık sık şu anlamdaki şarkıları seslendireceklerdir:
- Biz ebediyiz, ölmeyiz. Güzeliz, cazibemizi yitirmeyiz. Severiz, öfkelenip küsmeyiz. Bize ve hizmetlerine sunulduğumuz kişilere müjdeler olsun."
Cennet'te Cinsel Hayat
Cennet'in maddî nimetleri arasında Cennet'e girmeye hak kazanacak erkekler ve kadınların yaşayacağı cinsel hayat da yer almaktadır.Cennet'te cinsel hayatın yer alması, Allah'ın yüce hikmetinin ve muhteşem adaletinin bir gereğidir.
1- İnsanların bildiği ve tattığı en büyük maddî nimetlerden biri de karşı cinsle yaşanacak cinsel hayattır. Cinsel hayat olmaksızın insanın mutluluk tasavvuru mümkün değildir.
Cennet, insanlar için yaratılmış nimetler yurdu olduğuna göre, orada cinsel hayatın olması doğaldır. Çünkü insan, cinsel hayatsız bir saâdet hayatı düşünemez. Yarattığı insanı en iyi bilen olduğu içindir ki Yüce Allah, Cennet'e özlem duyulması için Cennet'e girecek îmanlı ve amelli kadınların cinselliği içeren güzellik vasıflarını açıklayarak Cennet'teki cinsel ilişki işaret buyurmuştur.
2- İnsanın dünya hayatında sorumlu olduğu ve uygulamakla vazîfeli bulunduğu ilâhî emirlerin ve yasakların bir kısmı cinsel hayatla ilgili olduğu için, bazı mahrumiyetleri içeren bu yasalara bağlılığın mükâfatının da cinsel olması ilâhî adâletin gereğidir.
İdeal ve ebedî mutluluk yurdu olan Cennet'te yalnızca bedensel boşalmayı amaçlayan tek düze bir cinsel hayat yaşanmayacak, cinsel hayatın bütün güzellikleri gerçekleştirilecektir. Bunun için de Cennet erkekleri ve kadınları tüm cinsel özellikleri taşıyacak, romantizme açık çok renkli çevre şartları da oluşturulacaktır.
Şimdi Cennet'teki cinsel hayatı yüce bir üslupla ve Cennet kadınlarının özelliklerini açıklayarak sunan Kur'ân âyetlerini görelim.
Kur'ân ve Sünnet'te Cennet Kadınları ve Erkeklerinin Vasıfları
Kur'ân'da Cennet Kadınların Vasıfları:
Saffat 48-49:
"Naîm Cennetlerinde, Allah'ın halis kulları yanında, saklı deve kuşu yumurtası gibi göz değmemiş, iri/güzel gözlü, bakışlarını yalnızca eşlerine odaklayan kadınlar vardır."
Sâd 52:
"Müttakilerin/İslâmî îman ve hayat çizgisinde yaşayanların yanı başlarında bakışlarını eşlerine odaklayan, kendileri ile yaşıt (olan kadınlar) vardır."
Vâkıa 35-37:
"Biz onları; (Cennet'e girecek dünya kadınlarını) yeniden yaratacağız. Sonra da onları Ashabül-Yemin için eşlerine âşık ve onlarla yaşıt bakirelere dönüştüreceğiz."
Rahman 56, 58, 70, 72:
"Cennetlerde/Cennet kadınları arasında bakışlarını eşlerine odaklayan ve kendilerinden önce hiçbir insanın ve cinnin ilişkiye girmediği eşler vardır. Sanki onlar, Yakût ve Mercan gibidirler; dudakları ve yanakları kırmızı, berrak ve bembeyaz dilberlerdir."
"Cennet'te / Cennet kadınları arasında yüzü ve ahlâkı güzel mi güzel seçkin kadınlar vardır."
Nebe 31-34:
"Hiç şüphesiz Müttakiler için kurtuluş, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni oluşmuş/kadınlığa henüz adım atmış kendileri ile yaşıt eşler vardır."
Açıkça anlaşılacağı üzere, Cennet'e girecek kadınlar 12 özellikle vasıflandırılmaktadırlar. Hiç şüphesiz bu vasıfların önemli bir kısmı fiziki cazibeyi, bir kısmı da ruhsal güzellikleri içermektedir. Bütün bu vasıflar cinsel hayatın varlığına da işaret etmektedir.
"Müttakilerin/İslâmî îman ve hayat çizgisinde yaşayanların yanı başlarında bakışlarını eşlerine odaklayan, kendileri ile yaşıt (olan kadınlar) vardır."
Vâkıa 35-37:
"Biz onları; (Cennet'e girecek dünya kadınlarını) yeniden yaratacağız. Sonra da onları Ashabül-Yemin için eşlerine âşık ve onlarla yaşıt bakirelere dönüştüreceğiz."
Rahman 56, 58, 70, 72:
"Cennetlerde/Cennet kadınları arasında bakışlarını eşlerine odaklayan ve kendilerinden önce hiçbir insanın ve cinnin ilişkiye girmediği eşler vardır. Sanki onlar, Yakût ve Mercan gibidirler; dudakları ve yanakları kırmızı, berrak ve bembeyaz dilberlerdir."
"Cennet'te / Cennet kadınları arasında yüzü ve ahlâkı güzel mi güzel seçkin kadınlar vardır."
Nebe 31-34:
"Hiç şüphesiz Müttakiler için kurtuluş, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni oluşmuş/kadınlığa henüz adım atmış kendileri ile yaşıt eşler vardır."
Açıkça anlaşılacağı üzere, Cennet'e girecek kadınlar 12 özellikle vasıflandırılmaktadırlar. Hiç şüphesiz bu vasıfların önemli bir kısmı fiziki cazibeyi, bir kısmı da ruhsal güzellikleri içermektedir. Bütün bu vasıflar cinsel hayatın varlığına da işaret etmektedir.
Vâkıa suresinin 35-37. ayetlerinde beyan edildiği üzere, yukarıda açıklanan vasıflara sahip olabilmeleri için genç-ihtiyar, güzel çirkin, sağlıklı-hasta Cennet'e girecek bütün dünya kadınları yepyeni bir yaratılışla ve bu vasıflarla yaratılacaklardır.
Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerinde vasfedilen Cennet kadınlarının kadınsı özelliklerini böylece açıklamış olduk.Cennet kadınlarının diğer özellikleri de Peygamberimizin(sav) Sünneti'nin bir bölümünü oluşturan hadîslerde açıklanmıştır.
Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerinde vasfedilen Cennet kadınlarının kadınsı özelliklerini böylece açıklamış olduk.Cennet kadınlarının diğer özellikleri de Peygamberimizin(sav) Sünneti'nin bir bölümünü oluşturan hadîslerde açıklanmıştır.
Kur'ân'da Cennet Erkeklerinin Vasıfları
Örneklendirilerek açıklandığı üzere Kur'ân-ı Kerîm'de Cennet'e girecek kadınlar, cinselliği de içeren 12 güzellik vasfı ile nitelenmiştir. Cennet'e girecek erkeklerin vasıflarına ise açıklık getirilmemiştir. Ancak kadınlar gibi Cennet'e girecek erkeklerin de yepyeni bir yaratılışta yaratılacakları açıklanmıştır. Vâkıa sûresinin "Sizi, bilmediğiniz bir şekilde inşa edeceğiz" anlamındaki 61. âyeti bu gerçeği göstermektedir.
Medenî sûrelerde Cennet kadınları yanı sıra erkeklere de şamil olan ortak bir niteliğe yer verilmektedir. "Ezvacün Mütahharetün/maddî ve mânevî eksikliklerden arındırılmış" olma şeklindeki bu ortak nitelik, erkeklerin de kadınlar gibi özelliklere sahip olacaklarına işaret etmektedir. Güzellik vasıfları açıklanan kadınlar erkeklere eş kılınacağına göre erkekler de aynı güzelliklere sahip olacaklardır. Çünkü Cennet armağanları kadınlara verildiği gibi erkeklere de verilecektir.
Cennet kadınlarını vasıfları gibi, Cennet erkeklerinin vasıflarının açıklanmamasının Allah bilir bir sebebi, kadınların dünya hayatında olduğu gibi, âhiret hayatında da arzu edecek olmaktan çok arzu edilecek olmalarıdır. Bir diğer sebebi de yine dünyamızda olduğu gibi fiziki özelliklerin erkekten çok kadın için önem arz edecek olmasıdır.Bir üçüncü sebep olarak da Kur'ân'a özgü üslûb gösterilebilir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de meselenin bazen bir yönü açıklanmakta, diğer yönünün takdiri açıklığı sebebiyle muhatabın kavrayışına bırakılmaktadır.
Sünnet'te Cennet Kadınlarının Vasıfları:
Allah'ın Resûlü şöyle buyurur:اِنَّ الْمَرْأةَ مِنْ نِسَاءْ اَهْلِ الْجَنَّةِ لَيُرَى بَيَاضُ سَاقِهَا مِنْ وَرَاءِ سَبْعِينَ حُلَّةً حَتَّى يُرَى مُخُّهَا وَذَالِكَ بِاَنَّ الله يَقُولُ: كَأنَّهُنَّ الْيَاقُوةُ وَالْمَرْجَانُ
فَأمَّا الْيَاقُوةُ فَاِنَّهُ حَجَرٌ لَوْ أدْخَلْتَ فِيهِ ثُمَّ اِسْتَصْفَيْتَهُ لأُرِيتَهُ مِنْ وَرَائِهِ
Cennetliklerin kendileri gibi Cennet'e girecek kadınları içinde öyle kadın vardır ki, bacağının beyazlığı üst üste giyilmiş dış ve iç giysileri altından bile iliğine varıncaya kadar görülür.
İşte bu, Allah'ın "Onlar Yakût ve Mercan gibidirler" buyrarak açıkladığı özelliktir.Bilirsiniz, Yakut bir taştır. İçinden bir ip geçirip baksan (saydamlığı sebebiyle) onu görebilirsin."
"Cennet kadınlarının tenlerinin inceliği, yumurtanın kabuğu içindeki beyaz kısmı örten şeffaf zarın inceliği gibidir."
.وَلَوْ أَنَّ اِمْرَأَةً مِنْ نِسَاءِ اَهْلِ الْجَنَّةِ اطَّلَعَتْ اِلَى الاَرضِ لَأَضَائَتْ مَا بَيْنَهُمَا وَلَمَلأَتْ مَا بَيْنَهُمَا رِيحاً، وَلَنَصِيفُهَا يَعْنِى الْخِمَارَ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا
"Cennet'e girecek kadınlardan biri yeryüzüne doğsaydı, doğduğu bütün yerlere ışığını ve hoş kokularını yayardı.Onlardan birinin başörtüsü dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır."
"Cennetlik kadınlar, eşleriyle ilişki sonrasında bekâretlerini koruyacaklardır"
Sünnet'te Cennet Erkeklerinin Vasıfları:
Yukarıda sebeplerine de değinildiği üzere, Kurân-ı Kerîm'de Cennet‘e girecek erkekler, Cennet kadınlarına da şamil olan "Ezvacün Mütahhara/ maddî ve manevî eksiklerden arındırılmış" olma anlamında ki bir tek nitelikle vasf edilmişlerdir. Ancak Kur'ân'ın genel olarak işaret ettiği erkeklere özgü görünüm özellikleri, bir ölçüde hadislerde açıklanmaktadır. Örneğin Allah'ın Resulü şöyle buyurur:
"Cennet'e ilk gireceklerin yüzü dolunay gibi parlayacaktır. Onların ardından Cennet'e gireceklerin yüzleri ise gökteki en ışıltılı yıldız gibi aydınlık olacaktır. Cennet'e girenler orada küçük ve büyük abdeste çıkmayacaklar, tükürüp sümkürmeyeceklerdir. Onların tarakları altındandır. Terleri misk kokacaktır. Buhurdanlıkları tütsü yapılan ağaçlardandır. Ahlâkî hususiyetleri/yücelikleri de bir/eşit olacaktır. Cennet sakinleri orada babaları Âdem gibi atmış zira boyundadır.
Onların Ezvacı; kendilerine eşlik edecek özel hizmetçileri de iri gözlü Hurilerdir."
-Salât ve selâm üzerine olsun O, bir diğer hadislerinde de şöyle buyurmaktadır:
"Cennet'te bir araya gelinecek toplantı alanları (Sûk) vardır. (Dünya ölçüsüyle) iki Cuma arası gibi aralıklarla Cennet'likler oraya gelirler. Esen bir meltem, onların giysileri ve yüzlerini okşar, daha bir güzelleşirler.
Dönüşlerinde ise eşleri şöyle derler:
- Allah'a yemin ederiz ki bizden bu kısa süreli ayrılışınızdan sonra bile güzelliklerinize güzellik katmışsınız.
Erkekler de kadınlarına, yemin ederiz, siz de öyle, daha bir güzelleşmişsiniz, diyecekler."
Yukarıda sunulan ayetler ve hadislerden açıkça anlaşılacağı üzere Cennet kadınları ve erkekleri tasvir edilemez manevi zevkler yanı sıra, ileri derecede bir cinsel hayat yaşayabilmeleri için güç ve arzu gibi bütün özelliklere de sahip kılınacaklar, gerekli çevre şartları ve güzelliklerine de erdirileceklerdir.Onların özelliklerini açıklayan bir hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Cennet'e girecek her bir mü'min (erkek ve kadına) yemek içmek ve de cinsel arzu ve eylem yönünden yüz insan gücü verilecektir."
- Allah'a yemin ederiz ki bizden bu kısa süreli ayrılışınızdan sonra bile güzelliklerinize güzellik katmışsınız.
Erkekler de kadınlarına, yemin ederiz, siz de öyle, daha bir güzelleşmişsiniz, diyecekler."
Yukarıda sunulan ayetler ve hadislerden açıkça anlaşılacağı üzere Cennet kadınları ve erkekleri tasvir edilemez manevi zevkler yanı sıra, ileri derecede bir cinsel hayat yaşayabilmeleri için güç ve arzu gibi bütün özelliklere de sahip kılınacaklar, gerekli çevre şartları ve güzelliklerine de erdirileceklerdir.Onların özelliklerini açıklayan bir hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Cennet'e girecek her bir mü'min (erkek ve kadına) yemek içmek ve de cinsel arzu ve eylem yönünden yüz insan gücü verilecektir."
Cennette hurilerle kuranın onlarca ayetinde dünya kadınları gibi cinsel münasebet olacak kardeşlerim. Sırf kadınlara iyi görünmek için Allahın ayetlerini bükenler Allaha büyük iftira atıyorsunuz
ReplyDelete