Soru: Kayınvalidem bizimle yaşıyor. Dinen kayınvalideme bakma zorunluluğum var mı?,Bir gelin kayınvalidesine veya kayınpederine bakmak zorunda mıdır?
Bir evlat anne ve babasını ziyaret etmek, onların ihtiyaçlarını sormak ve gidermek, onların gönlünü almak zorundadır. Bu, onun evlatlık görevidir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.
Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kol kanat ger ve: «Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!» diyerek dua et.” (İsra, 17/23-24)
Fakat bir gelin kayınvalidesi veya kayınpederine bakmak zorunda değildir. Bunu emreden herhangi bir ayet veya hadis bulunmamaktadır. Ama kadının kocasına karşı olan görevlerinden bir tanesi, ona iyilikte bulunmasıdır. Kocasının anne-babası ve akrabalarına iyi davranmayan kadın kocasına da iyilikte bulunmamış olur.
Ayrıca büyüklere iyi davranmak dinimizin tavsiye ettiği güzel davranışlardan bir tanesidir. Bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize de saygı göstermeyen bizden değildir.” (Tirmizi, Birr, 15; Ebu Davud, Edeb, 58; Müsned, 1/257)
Abdullah İbn Amr’den (rivayet edildiğine göre); Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Merhametli olanlara, Rahman da merhamet eder. (Öyleyse siz) yerde bulunanlara merhametli davranınız ki gökte bulunanlarda size merhamet etsin.” (Ebu Davud, Edep, 58)
Bir de gelinlerin kendi annelerini ve kendilerini düşünmeleri gerekir. Aynı durumda onlar olsaydı, kendilerine nasıl davranılmasını isterlerse onların da kayınvalidelerine öyle davranmaları gerekir.
Bu açıdan Müslüman hanımların bakıma muhtaç olan kayınpeder ve kayınvalidelerine bakmaları, onların ihtiyaçları ile ilgilenmeleri dinimizce makbul bir iş sayılır ve sevabı da büyük olur. Fakat başta da söylediğimiz gibi bu konuda gelinleri bağlayıcı herhangi bir emir yoktur. Anne ve babasına bakması gereken kişiler onların evlatlarıdır. Bu konuda erkeklerin, eşlerini zorlamamaları, ebeveyninin ihtiyaçlarını eşleri yerine bizzat kendileri gidermeli, bu konuda özverili olan eşlerini de daima takdir etmeli ve onların kıymetini bilmelidirler.
İslam’ın hakkıyla yaşanmadığı yerlerde veya şahıslarda, ister istemez bazı sıkıntılar yaşanacaktır. Bu sıkıntıları da İslam ve Kur’an ilacı ve reçetesi ile tedavi etmek durumundayız.
İslam hukuku olayları değerlendirirken öncelikle farz ve haram noktasından ele alır. Yani bu işi yapmak farzdır veya değildir, haramdır veya değildir, şeklinde bir hüküm açısından konuyu açıklar.
Bu nedenle bir şeyin farz olmaması hiçbir şey yapması gerekmez anlamına gelmemelidir. Örneğin Hanefi mezhebine göre Fatiha suresi okunmadan kılınan namaz caizdir. Ancak Fatiha okumak vaciptir. Vacibin terkiyle namaz bozulmaz demektir. Yoksa Fatiha okusan da olur okumasan da, demek değildir. Okumak vaciptir ve bilerek terk eden sorumlu olur, ancak namazın farzları yerine getirildiği için de namaz geçerli olur.
Eşlerin kayınvalidesine bakma yükümlülüğü var mıdır? Bu konuda İslam alimleri şunları söylemektedirler:
“Bir gelin kendi kocası ve hatta çocuğuna bile bakma zorunluluğu yoktur. Dolayısıyla bir kayınvalideye bakma sorumluluğu da yoktur."
İşte bu hüküm farziyet noktasından değerlendirilerek verilmiştir. Yani bir gelin kayınvalidesine bakmamakla haram işlemiş olmaz. Ancak birçok sünneti terk etmiş veya bazı mekruhlara girmiş olabilir.
Şimdi karşımıza bir gelin hanımı alarak sohbetimizi devam ettirelim:
Kayınvalideniz, beyinizin annesi olduğu gibi, aynı zamanda çocuklarınızın babaannesidir. Siz ayrılsanız veya kocanız vefat etse dahi, akrabalığınız en azından çocuklarınız aracılığıyla devam ediyor demektir. Aile içinde şu veya bu şekilde, az veya çok, görüşmelerinizin sıklığı ve sâkinliği nispetinde hak-hukuk mutlaka olacaktır ve zaten vardır.
Bu gibi konularda hürmet ve saygı başta olmak üzere, dinî ölçüleri zorlamamak kaydıyla anlayış ve hoşgörü ortamı içinde münasebetleri sürdürürsünüz. Kendinizi dinen ve vicdanen rahat hissediyorsanız mesele yok, ancak kayınvalide olup olmaması bir tarafa, insan olarak kalbini kırma, gıybetini yapma, soğuk davranma, meşru istek ve arzularını yerine getirmeme gibi hallerde bulununca mutlaka hak geçer. Bunun için özür dileme, helâllik isteme gibi telâfi yollarını tercih etmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum İçin Teşekkürler...