Tahmidiye Duasinin Faziletleri ve Sırrı:
Tahmidiye duası,Hz Ali (r.a) efendimizin İsm-i Azam olarak tespit ettiği “ Ferd, Hay, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddüs” isimlerini şefaatçi kabul ederek yaptığı duadır
Cevşenin 6 bölümü Tahmidiye’den meydana gelmektedir Alah’ın ihsan ettiği nimetler için çok geniş ve küllî hamdleri içine alan bu evradın, pek çok maddî ve mânevî hastalığa da şifa olduğu belirtilmektedir
Bu evradların maddî istifade niyetiyle okunması doğru değildir
Çünkü, bunlar bir duâdır Duâ bir ibâdet olduğu içindir ki, karşılığında hiçbir dünyevî menfaat beklenilmez Zira diğer ibadetlerde olduğu gibi, duânın da neticesi, meyvesi uhrevîdir, âhirette verilir. Zaten duânın kabul edilme şartlarından biri de onun sadece ibâdet maksadıyla yapılmasıdır Bediüzzaman Hazretleri, Lem’âlar isimli eserinde kulluğun Allah’ın emir ve rızasına baktığını, faydasının âhirette görüleceğini ifâde eder. Gaye olmamak ve maksat yapılmamak şartıyla istenilmeden verilen dünyaya âit faydaların ibâdete zarar vermeyeceğini, belki zayıflar için bir şevk unsuru olacağını belirtir
(Yüce ALLAH'a Hamdler)
Tahmidye Duasının Sırrı :
Bedüzzam tahmidiye duası ile bir insanı yanlıştan döndürür.
Azılı bir İslam düşmanı olan Avni Doğan’ın Kastamonu Valisi olduğu günlerdi.
Yol açma, park yapma gibi bahanelerle türbeler, mübarek dergahlar, tekkeler, mescidler birer birer yıkılıyordu.
Küçük şeyhlerin Hilmi lakabıyla anılan Hilmi Erkal, bütün uğraşma ve didinmelerine rağmen, bu yıkım işlerine mani olamamış; üzüntüsünün şiddetinden, neticede Vali Avni Doğan’ı öldürmeye karar vermişti.
Bütün hazırlık ve planlarını yapan Hilmi Erkal, valiyi öldüreceği silahı da temin ettikten sonra, bir gün dalgın ve düşünceli bir halde, çarşı polis karakolunun karşısındaki Üstad Bediüzzaman’ın kaldığı evin önünden geçiyordu.
Bu esnada pencereden camı tıkırdatan Üstad Bediüzzaman’a, Hilmi Erkal başını kaldırarak baktı. Nur Üstad, Hilmi Erkal’ı yanına çağırıyordu.
“Bu ihtiyar hoca da acaba ne istiyor, bana ne diyecek?” düşüncesi içinde, ahşap evin merdivenlerini tırmanan Hilmi Bey, az sonra Nur Üstad’la karşı karşıya idi.
Üstad, Hilmi Erkal’ın eline “Tahmidiye” duasını vererek, kendisine bu duadan bir adet yazmasını istemişti.
Üstadın bu kolay isteği, Hilmi Erkal’i de şaşırtmıştı.
Hemen o gece, Tahmidiye duasını yazmaya başladı.
Saatlerce Tahmidiye’yi yazmaya çalışan Hilmi Erkal, duayı bitirdiği zaman, artık eski Hilmi değildi.
Değil adam öldürmek, bir karıncaya bile ayak basamaz bir duygu içine girmişti.
Artık Hilmi Erkal, nurun bir talebesi olmuş; Üstadın yazdığı Kur’an hakikatlerinin neşrine, hayatını vakfetmişti.
Bediüzzaman, Hilmi Erkal’ı, Tahmidiye duası vesilesiyle, büyük bir badireden kurtarmış; vali katili olarak yıllarca hapislerde çürümekten, belki de idam olunmaktan halas eylemişti.
O, artık, zalimlere karşı silahla değil, Kur’an ve iman hakikatlerinin neşri yoluyla, kalemle mücadeleyi düşünüyor; asayişi bozmadan, müsbet iman hizmetine çalışıyordu.
Comments
Post a Comment
Yorum İçin Teşekkürler...