“Neveytü en eteyemmemü min ademil mai kurbeten ilallahi vemin eclisselat.”
(Allah’ım! namaz kılmak için su yokluğundan teyemmüm etmeye niyet ettim.)
Teyemmümün iki ya da üç farzı vardır, buna rükün de denilebilir :
1. Niyet etmek,
2. Bir vuruşla yüzü,
3. Bir vuruşla da kolları meshetmek.
Ancak taharetle ve taharet niyetiyle sahih olan bir ibâdete veya namazı kendine mubah saymaya niyet etmek teyemmümde farzdır. Bu konuda abdestsizlikle cenabeti birbirinden ayırt etmeye gerek yoktur. O kadar ki cünüp kimse teyemmümü ile abdesti kastetse yine de cenabetten temizlenmiş sayılır.
Et-Tebyîn ve Fetevâ-yı Hindiyye'de aynı husus açıklanmıştır. Fetva da buna göredir. Tatarhaniyye'de de, "Buna göre fetva verilir" denilmiştir.
O halde cenaze namazı veya tilâvet secdesi için teyemmüm ederse, bu teyemmümle farz namazları kılması yeterlidir. Bunun aksini söyleyen olmamıştır. El-Muhit ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu konuya yer verilmiştir.
Bu kaidenin ışığı altında aşağıdaki meselelere dikkat etmek gerekir:
Kur'ân okumak veya kabirleri ziyaret etmek veya ölüyü defnetmek veya ezan ve ikamet okumak veya mescide girmek veya mescitten çıkmak veya Mushaf’a el sürmek niyetiyle teyemmüm eden kimse bu durumda namaz kılabilir mi?
Fıkıh bilginlerinin hemen hepsi de böyle bir niyetle yapılan teyemmümle namaz kılmanın caiz olmadığını söylemiştir. Fetevâ-yı Kadıhan'da bu mesele yeterince açıklanmıştır.
Şükür Secdesi Niyetiyle Teyemmüm Etmek:
Şükür secdesi niyetiyle teyemmüm eden kimse, İmam Ebû Hanîfe ile İmam Ebû Yusuf'un içtihadına göre, farz olan namazları bu teyemmümle kılamaz. İmam Muhammed'in içtihadına göre, kılabilir. Çünkü bu secde de Allah'a yakınlık ifâde eden bir ibâdet sayılır.
Selâm vermek ya da selâm almak niyetiyle teyemmüm etmek:
Bu niyetle alınan teyemmümle namaz kılmak caiz olmaz. Çünkü selâm vermek veya almak kurbiyeti, ifâde eden bir ibâdet değildir. Bu konuda Fetevâ-yı Kadıhan ve Fetevâ-yı Hindiyye'de açıklama yapılmıştır.
Öğretim Niyetiyle Teyemmüm Etmek:
Bu niyetle de alınan teyemmümle namaz kılmak üç imama göre caiz değildir. Çünkü öğretim namaz ve benzeri bir ibâdet anlamında kurbiyyet ifâde etmez.
Gayri müslim kimse önce teyemmüm eder, sonra Müslüman olur; yani Müslüman olmak niyetiyle teyemmüm ederse, İmam Ebû Hanîfe ile İmam Muhammed'e göre bununla namaz kılması caiz olmaz. El-Hulasa kitabında bu husus açıklanmıştır.
Diğer iki farza gelince:
Fıkıh kitaplarımızın bir kısmında "iki darp" diye tabir verdikleri hususu bir farz sayanlar olduğu gibi, her darbı bir farz kabul edenler de vardır.
Birinci vuruşla yüz meshedilir, ikinci vuruşla kollar dirseklerle birlikte meshedilir. Hidâye, Bedayi', Fetevâ-yı Kadıhan ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu konu açıklanmıştır.
Yüzü meshederken sakal yoksa deriye dokundurulur, sakal varsa sakalın üzeri meshedilir. Çünkü teyemmüm konusundaki mesh, zahiri temizlik anlamında olmayıp iç temizliği ve ibâdete hazırlık anlamındadır. Bu bakımdan sakalı parmaklamak sünnet değildir. Sahih olan ictihâd ve görüş bu ölçü ve anlamdadır. Mi'racüddiraye, Fethulkadîr, Fetevâ-yı Hindiyye'de bu hususa yer verilmiştir.
Yüzü meshederken kulakla şakak arasındaki beyazlığa dikkat etmek gerekir. Çünkü orası da yüzden sayılır. Hanefî fukahası özellikle bu husus üzerinde durmuş ve gereken uyarıyı yaptıktan sonra şöyle demişlerdir: "İnsanların çoğu teyemmüm ederken bu beyazlığı meshetmeyi unutur ya da ihmâl ederler..."
Elleri dirseklere kadar meshederken ayrıca ellerin içini meshetmeye gerek yoktur, çünkü her iki vuruşta da ellerin içi meshedilmiş sayılır.
Bir tek vuruşla hem yüzü, hem kolları meshetmek kâfi gelir mi? İmamların içtihadına göre, kâfi gelmez. Nitekim Fetevâ-yı Kadıhan ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu meseleye açıklık getirilmiştir.
Birinci vuruşla bir eliyle yüzünü, diğer eliyle bir kolunu, ikinci vuruşla da bir eliyle diğer kolunu meshederse teyemmümü sahih ve caiz sayılır mı?
Sünnete uygun olmamakla beraber caiz olur. Yani yapılan teyemmümün farzları yerine gelmiş sayılır. Siracü'l-Vehhac ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu meseleye yer verilmiştir.
Teyemmüm etmek için soyunup toprak üzerinde yuvarlanmak kâfi değildir, kollar ve yüze bu arada toprak dokunuyorsa bu yönden teyemmüm yerine gelmiş sayılır. Aksi halde caiz değildir. Hem bu tarz bir teyemmüm sünnete aykırı olduğundan mekruhtur.
Teyemmümün şartlarından biri de, en az üç parmakla mesh edilmesidir. Tıpkı başı ve mestleri meshetmekte olduğu gibi.
Ancak taharetle ve taharet niyetiyle sahih olan bir ibâdete veya namazı kendine mubah saymaya niyet etmek teyemmümde farzdır. Bu konuda abdestsizlikle cenabeti birbirinden ayırt etmeye gerek yoktur. O kadar ki cünüp kimse teyemmümü ile abdesti kastetse yine de cenabetten temizlenmiş sayılır.
Et-Tebyîn ve Fetevâ-yı Hindiyye'de aynı husus açıklanmıştır. Fetva da buna göredir. Tatarhaniyye'de de, "Buna göre fetva verilir" denilmiştir.
O halde cenaze namazı veya tilâvet secdesi için teyemmüm ederse, bu teyemmümle farz namazları kılması yeterlidir. Bunun aksini söyleyen olmamıştır. El-Muhit ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu konuya yer verilmiştir.
Bu kaidenin ışığı altında aşağıdaki meselelere dikkat etmek gerekir:
Kur'ân okumak veya kabirleri ziyaret etmek veya ölüyü defnetmek veya ezan ve ikamet okumak veya mescide girmek veya mescitten çıkmak veya Mushaf’a el sürmek niyetiyle teyemmüm eden kimse bu durumda namaz kılabilir mi?
Fıkıh bilginlerinin hemen hepsi de böyle bir niyetle yapılan teyemmümle namaz kılmanın caiz olmadığını söylemiştir. Fetevâ-yı Kadıhan'da bu mesele yeterince açıklanmıştır.
Şükür Secdesi Niyetiyle Teyemmüm Etmek:
Şükür secdesi niyetiyle teyemmüm eden kimse, İmam Ebû Hanîfe ile İmam Ebû Yusuf'un içtihadına göre, farz olan namazları bu teyemmümle kılamaz. İmam Muhammed'in içtihadına göre, kılabilir. Çünkü bu secde de Allah'a yakınlık ifâde eden bir ibâdet sayılır.
Selâm vermek ya da selâm almak niyetiyle teyemmüm etmek:
Bu niyetle alınan teyemmümle namaz kılmak caiz olmaz. Çünkü selâm vermek veya almak kurbiyeti, ifâde eden bir ibâdet değildir. Bu konuda Fetevâ-yı Kadıhan ve Fetevâ-yı Hindiyye'de açıklama yapılmıştır.
Öğretim Niyetiyle Teyemmüm Etmek:
Bu niyetle de alınan teyemmümle namaz kılmak üç imama göre caiz değildir. Çünkü öğretim namaz ve benzeri bir ibâdet anlamında kurbiyyet ifâde etmez.
Gayri müslim kimse önce teyemmüm eder, sonra Müslüman olur; yani Müslüman olmak niyetiyle teyemmüm ederse, İmam Ebû Hanîfe ile İmam Muhammed'e göre bununla namaz kılması caiz olmaz. El-Hulasa kitabında bu husus açıklanmıştır.
Diğer iki farza gelince:
Fıkıh kitaplarımızın bir kısmında "iki darp" diye tabir verdikleri hususu bir farz sayanlar olduğu gibi, her darbı bir farz kabul edenler de vardır.
Birinci vuruşla yüz meshedilir, ikinci vuruşla kollar dirseklerle birlikte meshedilir. Hidâye, Bedayi', Fetevâ-yı Kadıhan ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu konu açıklanmıştır.
Yüzü meshederken sakal yoksa deriye dokundurulur, sakal varsa sakalın üzeri meshedilir. Çünkü teyemmüm konusundaki mesh, zahiri temizlik anlamında olmayıp iç temizliği ve ibâdete hazırlık anlamındadır. Bu bakımdan sakalı parmaklamak sünnet değildir. Sahih olan ictihâd ve görüş bu ölçü ve anlamdadır. Mi'racüddiraye, Fethulkadîr, Fetevâ-yı Hindiyye'de bu hususa yer verilmiştir.
Yüzü meshederken kulakla şakak arasındaki beyazlığa dikkat etmek gerekir. Çünkü orası da yüzden sayılır. Hanefî fukahası özellikle bu husus üzerinde durmuş ve gereken uyarıyı yaptıktan sonra şöyle demişlerdir: "İnsanların çoğu teyemmüm ederken bu beyazlığı meshetmeyi unutur ya da ihmâl ederler..."
Elleri dirseklere kadar meshederken ayrıca ellerin içini meshetmeye gerek yoktur, çünkü her iki vuruşta da ellerin içi meshedilmiş sayılır.
Bir tek vuruşla hem yüzü, hem kolları meshetmek kâfi gelir mi? İmamların içtihadına göre, kâfi gelmez. Nitekim Fetevâ-yı Kadıhan ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu meseleye açıklık getirilmiştir.
Birinci vuruşla bir eliyle yüzünü, diğer eliyle bir kolunu, ikinci vuruşla da bir eliyle diğer kolunu meshederse teyemmümü sahih ve caiz sayılır mı?
Sünnete uygun olmamakla beraber caiz olur. Yani yapılan teyemmümün farzları yerine gelmiş sayılır. Siracü'l-Vehhac ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu meseleye yer verilmiştir.
Teyemmüm etmek için soyunup toprak üzerinde yuvarlanmak kâfi değildir, kollar ve yüze bu arada toprak dokunuyorsa bu yönden teyemmüm yerine gelmiş sayılır. Aksi halde caiz değildir. Hem bu tarz bir teyemmüm sünnete aykırı olduğundan mekruhtur.
Teyemmümün şartlarından biri de, en az üç parmakla mesh edilmesidir. Tıpkı başı ve mestleri meshetmekte olduğu gibi.
Comments
Post a Comment
Yorum İçin Teşekkürler...