Berat Kandili Nedir,Berat Kandilinin Önemi ve Anlamı Nedir-Diyanet? |
Berat (Berâet), Arapça'da "temize çıkma" anlamına gelir. İslam inanca göre bu gecenin bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle Mübarek Gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle de Berat Kandili Gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet Gecesi olarak adlandırılır.
Berat Kandili; Ramazanın müjdecisi,Şaban ayının yarısı gecesi...
Berat,borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan beraet etme, kurtulma,günahlardan arınma, temize çıkma, ilâhî af ve rahmete nâil olma...
Berat gecesi de diğer gecelerimiz gibi her birimiz için birer, tefekkür, tezekkür ve yenilenme gecesidir.
Berat; kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Yüce Yaradan’ın affına erebilmek için yaradılanı affetme günüdür.
Berat; bizlere her türlü şer, kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten beri olmayı, onlardan teberra ederek uzak kalmayı öğretir.
Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurur:
“Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim! Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim! Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim!.. Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim" (İbn Mâce, Sünen, "İkâmetü's-salât", 191.)
Mevlamız günah yüklerimizden berat etmiş olarak Ramazan-ı şerife girmeyi nasip eylesin.
Beraat gecesinin fazileti ile ilgili olarak İslamiyetin nebisi Hz. Muhammed (s.a.v) adına rivayet edilen bazı hadis bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesinde bu gecede Allah c.c dünya semasına tecelli edeceği, Kelb kabilesinin koyunlarının kılları adedince insanı bağışlayacağı ve kendisine edilen tüm duaları kabul edeceği anlatılmaktadır. (Tirmizi, Sıyam, 39; İbn Mace, İkamet, 191)
Bu hadise kitabında yer veren İmam Tirmizi ve onun hocası İmam Buhari başta olmak üzere birçok âlim, bu hadislerin isnadlarında sorun bulunduğunu, dolayısıyla hadislerin zayıf olduğunu ve bunlarla amel edilmeyeceğini belirtmişlerdir. (Bkz: Tirmizi’nin Sıyam, 39′da bu hadisten sonra yer alan açıklaması ile Muhammed Fuad Abdulbaki’nin İbn Mace, İkamet 191′de yer alan açıklamaları.)) Müfessirlerden Ebu Bekir İbnu'l-Arabî, Beraat gecesinin fazileti hakkında bir tek sağlam hadisin bile gelmediğini, dolayısı ile bu konu ile ilgili olarak hadis diye dolaşan sözlere itibar edilmemesi gerektiğini söylemektedir. ((Bkz: Ebu Bekir İbnu’l-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân, 2. Bs., y.y., 1968, c. 4, s. 1678 (Duhân Sûresi, 2. ayetin tefsiri)
Gerçekten de Hz. Muhammed (s.a.v) ve arkadaşlarının mescidlerde bu geceyi ihya etmek için toplandığı, özel dualar ettikleri, bugün özellikle Türkiye'de olduğu gibi bu geceye has namaz kıldıkları şeklinde tek bir rivayet dahi gelmemiştir. Bazıları Duhan sûresinde geçen: "O gecede her hikmetli buyruk ayrılır ve katımızdan bir emirle ilgilisine yollanır." (Duhân, 44/4-5) ayetlerine bakarak o gecenin Şaban ayının on beşinci gecesi olan Beraat gecesi olduğunu söylemişlerdir. Buna dayanarak da Allahü teala o gecede kulların rızıklarını taksim ettiğini, ecellerini tayin ettiğini, bir sonraki Şaban ayının on beşine kadar olacak tüm olayları takdir ettiğini, dolayısıyla bu gece yapılacak olan dua ve ibadetlerin mutlaka kabul edileceğini iddia etmişlerdir. Böylece Hz. Muhammed (s.a.v) ve ashabının yapmadığı, bu geceye has bir takım ibadetler ortaya çıkmıştır.
İlgili Kuran âyetin de şöyle buyrulur: "Hâ Mîm. Andolsun o apaçık kitaba ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyarıcıyız. O gecede her hikmetli buyruk ayrılır ve katımızdan bir emirle ilgilisine yollanır." (Duhân, 44/1-5) Görüldüğü gibi âyette, işlerin taksim edildiği gecenin Kur'an-ı Kerim'in indirildiği gece olduğunu bildirmektedir.
Gerçekten de Hz. Muhammed (s.a.v) ve arkadaşlarının mescidlerde bu geceyi ihya etmek için toplandığı, özel dualar ettikleri, bugün özellikle Türkiye'de olduğu gibi bu geceye has namaz kıldıkları şeklinde tek bir rivayet dahi gelmemiştir. Bazıları Duhan sûresinde geçen: "O gecede her hikmetli buyruk ayrılır ve katımızdan bir emirle ilgilisine yollanır." (Duhân, 44/4-5) ayetlerine bakarak o gecenin Şaban ayının on beşinci gecesi olan Beraat gecesi olduğunu söylemişlerdir. Buna dayanarak da Allahü teala o gecede kulların rızıklarını taksim ettiğini, ecellerini tayin ettiğini, bir sonraki Şaban ayının on beşine kadar olacak tüm olayları takdir ettiğini, dolayısıyla bu gece yapılacak olan dua ve ibadetlerin mutlaka kabul edileceğini iddia etmişlerdir. Böylece Hz. Muhammed (s.a.v) ve ashabının yapmadığı, bu geceye has bir takım ibadetler ortaya çıkmıştır.
İlgili Kuran âyetin de şöyle buyrulur: "Hâ Mîm. Andolsun o apaçık kitaba ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyarıcıyız. O gecede her hikmetli buyruk ayrılır ve katımızdan bir emirle ilgilisine yollanır." (Duhân, 44/1-5) Görüldüğü gibi âyette, işlerin taksim edildiği gecenin Kur'an-ı Kerim'in indirildiği gece olduğunu bildirmektedir.
Kur'an'ın da Şaban ayının on beşinde değil; Ramazan ayında ve Kadir gecesinde nazil olduğunu diğer ayetlerden öğrenmekteyiz: "Ramazan ayı ki o ayda insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an indirilmiştir. (Bakara, 2/185) " Muhakkak ki biz Kur'an'ı Kadir gecesinde indirdik." (Kadir, 97/1) İslam âlimlerinin büyük birçoğunluğu Duhân suresinde geçen "mübarek gece"nin kadir gecesi olduğunu söylemişlerdir.
Müfessir Ebu Bekir İbnu'l-Arabî bu konuda şöyle demektedir: "Bu ayette geçen mübarek gecenin kadir gecesi değil de başka bir gece olduğunu iddia edenler, Allahü teala'ya büyük bir iftirada bulunmuş olurlar." ((Ebu Bekir İbnu’l-Arabî, a.g.e., c. 4, s. 1678.))
Bir de Beraat Kandili gecesi ile alakalı olarak insanlar arasında "Beraat gecesi namaz"ı veya "Salâtu'l-Hayr" olarak bilinen bir namaz vardır. 100 rekât olan bu namazın her rekâtında Fatiha ve on defa İhlâs suresinin okunması gerektiği söylenmektedir. (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, İstanbul, 1986, s. 188.) Kaynakların belirttiğine göre Berat kandili gecesine ait özel bir namaz yoktur.
Gazzâlî, bu gece her rekâtında Fatiha'dan sonra on bir İhlâs okunmak suretiyle kılınacak yüz rekât veya her rekâtında Fatiha'dan sonra yüz İhlâs okunan on rekât namazın çok sevap olduğuna dair bir rivayet naklettiği halde (İhyâ, 1/203),
İhyâ-u Ulûmi'd-dîn'deki hadisleri tenkide tâbi tutan Zeynüddin el-Irâkî ile Nevevî bunun aslının olmadığını söylemişlerdir. Bu namazın bir bid'at olduğunu kaydeden Nevevî, bu konuda Kûtü'l-Kulûb ve İhyâ-u Ulûmi'd-dîn'de geçen rivayete aldanılmaması gerektiğini söylemekte (el-Mecmû', 4/56), Ali el-Kârî de bu rivayetin uydurma olduğunu belirterek Berat kandili gecesi namazının h. 400 (m. 1010) yılından sonra Kudüs'te ortaya çıktığını kaydetmektedir. Bu namazın ilk defa h. 448 (m. 1056) yılında Kudüs'te Mescid-i Aksâ'da kılındığına ve zamanla yaygınlık kazanarak sünnet gibi telakki edildiğine dair bir rivayet de nakledilmektedir.
Müfessir Ebu Bekir İbnu'l-Arabî bu konuda şöyle demektedir: "Bu ayette geçen mübarek gecenin kadir gecesi değil de başka bir gece olduğunu iddia edenler, Allahü teala'ya büyük bir iftirada bulunmuş olurlar." ((Ebu Bekir İbnu’l-Arabî, a.g.e., c. 4, s. 1678.))
Bir de Beraat Kandili gecesi ile alakalı olarak insanlar arasında "Beraat gecesi namaz"ı veya "Salâtu'l-Hayr" olarak bilinen bir namaz vardır. 100 rekât olan bu namazın her rekâtında Fatiha ve on defa İhlâs suresinin okunması gerektiği söylenmektedir. (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, İstanbul, 1986, s. 188.) Kaynakların belirttiğine göre Berat kandili gecesine ait özel bir namaz yoktur.
Gazzâlî, bu gece her rekâtında Fatiha'dan sonra on bir İhlâs okunmak suretiyle kılınacak yüz rekât veya her rekâtında Fatiha'dan sonra yüz İhlâs okunan on rekât namazın çok sevap olduğuna dair bir rivayet naklettiği halde (İhyâ, 1/203),
İhyâ-u Ulûmi'd-dîn'deki hadisleri tenkide tâbi tutan Zeynüddin el-Irâkî ile Nevevî bunun aslının olmadığını söylemişlerdir. Bu namazın bir bid'at olduğunu kaydeden Nevevî, bu konuda Kûtü'l-Kulûb ve İhyâ-u Ulûmi'd-dîn'de geçen rivayete aldanılmaması gerektiğini söylemekte (el-Mecmû', 4/56), Ali el-Kârî de bu rivayetin uydurma olduğunu belirterek Berat kandili gecesi namazının h. 400 (m. 1010) yılından sonra Kudüs'te ortaya çıktığını kaydetmektedir. Bu namazın ilk defa h. 448 (m. 1056) yılında Kudüs'te Mescid-i Aksâ'da kılındığına ve zamanla yaygınlık kazanarak sünnet gibi telakki edildiğine dair bir rivayet de nakledilmektedir.
Comments
Post a Comment
Yorum İçin Teşekkürler...