Sorular: Yeme içme adabı ile ilgili hadisler, Peygamberimizin yemek adabı ile ilgili sünnetleri, yemek yeme adabı okul öncesi, İslamda yemek yeme ölçüsü, yeme içme adabı ile ilgili hikayeler, yemek yeme adabı ile ilgili bilgiler, yemek adabı vaaz, 7 zeytin yemek sünnet mi?, tek çeşit yemek sünnet mi?, aynı kaptan yemek yemek sünnet mi?, peygamber efendimizin yemek yeme adabı ile ilgili hadisler var mı?, peygamberimizin yemek adabı nasıldı?, sünnet usulü beslenme nasıldır?, 7 tane zeytin yemek sünnet mi?, peygamberimiz nasıl beslenirdi?
Cevaplar: Peygamber Efendimiz (asm) birçok hadisi-i şerifte günde iki öğün ve az yemenin, doymadan sofradan kalkmanın, lokmaları ağza göre almanın ve iyice çiğnedikten sonra yutmanın önemine değiniyor. (bk. Muhammed Şemsüddin Makdisi, el-Adabu’ş-şeriyye, 3/174-176)
Demek ki, lokmaları ağza göre almak ve iyice çiğnedikten sonra yutmak, ancak yavaş yavaş yemekle olur.
Sağlık uzmanlarının ve diyetisyenlerin açıklamasına göre, acele ile fazla çiğnemeden yuttuğumuz yiyecekler kilo almanıza neden olabilir. Besinler ağızda ne kadar iyi çiğnenirse midedeki sindirim o kadar kolaylaşır. Çiğneme tam sağlanmadığında hazımsızlık, şişkinlik, gaz sancıları ve kabızlık meydana gelir. Sürekli az çiğneme ise ileriki safhalarda mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Ayrıca çiğneme ile besinin içerisindeki vücudumuza yararlı öğelerinin emilimi daha fazla gerçekleşir. Bunun yanında iyi çiğnemek çabuk doymayı da sağlar.
Peygamberimizin (asm) mutad bir şekilde şu gün şunu bu gün bunu yerdi gibi bir sıralama yoktur. Peygamberimiz (asm) rahat bir hayat yaşamadığı için haftalık ne yediği belli değildir. Bazı günler evinde hiç tencere kaynamadığı, açlıktan karnına taş bağladığı zamanlar olmuştur.
Yemeğe başlarken niyet: Yemeğe başlarken, Allahü teâlâya ibadet etmek, Onun kullarına faydalı olmak, dinimizi, ebedi saadet ve huzur yolunu bütün insanlara yaymak için kuvvet elde etmeye niyet etmeli.
Yiyip İçmenin Farzları
1- Yiyince doymayı, içince kanmayı, Allahü teâlâdan bilmek.
2- Helâlinden yiyip içmek.
3- O yemekten kuvveti geçinceye dek, Allahü teâlâya kulluk etmek.
4- Eline geçene kanaat etmek.
Demek ki, lokmaları ağza göre almak ve iyice çiğnedikten sonra yutmak, ancak yavaş yavaş yemekle olur.
Sağlık uzmanlarının ve diyetisyenlerin açıklamasına göre, acele ile fazla çiğnemeden yuttuğumuz yiyecekler kilo almanıza neden olabilir. Besinler ağızda ne kadar iyi çiğnenirse midedeki sindirim o kadar kolaylaşır. Çiğneme tam sağlanmadığında hazımsızlık, şişkinlik, gaz sancıları ve kabızlık meydana gelir. Sürekli az çiğneme ise ileriki safhalarda mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Ayrıca çiğneme ile besinin içerisindeki vücudumuza yararlı öğelerinin emilimi daha fazla gerçekleşir. Bunun yanında iyi çiğnemek çabuk doymayı da sağlar.
Peygamberimizin (asm) mutad bir şekilde şu gün şunu bu gün bunu yerdi gibi bir sıralama yoktur. Peygamberimiz (asm) rahat bir hayat yaşamadığı için haftalık ne yediği belli değildir. Bazı günler evinde hiç tencere kaynamadığı, açlıktan karnına taş bağladığı zamanlar olmuştur.
Yemeğe başlarken niyet: Yemeğe başlarken, Allahü teâlâya ibadet etmek, Onun kullarına faydalı olmak, dinimizi, ebedi saadet ve huzur yolunu bütün insanlara yaymak için kuvvet elde etmeye niyet etmeli.
Yiyip İçmenin Farzları
1- Yiyince doymayı, içince kanmayı, Allahü teâlâdan bilmek.
2- Helâlinden yiyip içmek.
3- O yemekten kuvveti geçinceye dek, Allahü teâlâya kulluk etmek.
4- Eline geçene kanaat etmek.
Beslenme Konusunda Ölçüler
Peygamberimiz (asm) ümmetinin zayıf noktalarını çok iyi bildiğinden, zaman zaman çeşitli ikaz ve tembihlerde bulunmuşlardır. Bu hususta dikkat çeken ikazlardan biri de şöyledir:
"Ümmetim hakkında korktuğum şeylerin en korkuncu (tehlikelisi) şunlardır: Karın büyüklüğü (göbek bağlamak), çok uyku, (maddi ve manevî) tembellik ve yakîn (iman) zayıflığıdır." (Suyuti, Fethu'l-Kebir, 1/58)
Konumuz açısında hadiste dikkat çekilen şişmanlık değil, "göbek bağlamak" anlamındaki oburluktur. Dolayısıyla karın büyüklüğü ile kendini gaflete salıp çok yiyen, yeme ve içmeyi hayatın gayesi edinen, belki böylece şişman olan insanlar kastedilmektedir. Zira Peygamberimiz (asm) böyle yaşayan kimseler için dünya ve ahiret hayatları adına endişe duymuşlardır.
Şu halde bir insanın hayatında yeme ve içme gaye olmuşsa, onda ahiret hayatı adına bir hazırlık beklemek de zordur. Nitekim Peygamberimiz (asm)
"Ademoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysa ki Ademoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırsın." (Tirmizi, Zühd, 47) buyurmuşlardır.
Hz. Ömer (ra), "Çok yeme içmeden sakının! Zira o, bünyenizi hastalandırır, korkaklığı artırır ve ibadetlerinizde tembelleştirir." (Aclunî, Keşfü'l-Hafa, 1/279) şeklinde ikaz etmiştir.
Hz. Ali (r.a) da, "Eğer karnın doymuyor ve obur isen, kendini müzmin hastalardan say." (Mâverdî, Edebü'd-dünya ve'd-din, s. 533) demiştir.
Hz. Peygamber (asm) bir olay nedeniyle şöyle buyurmuştur: "Mü'min bir mideyle (bir kişilik) yer (içer), kâfir ise yedi kişilik yer (içer)." (Buhari, Et'ıme, 12)
Başka bir hadisinde ise Peygamberimiz (asm) "İki kişinin yiyeceği üç kişiye, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter." (Buhari, Etıme, 11) buyurarak, Müslümanların obur olmaması gerektiğine işaret etmişlerdir.
Görüldüğü gibi çok yemek ve içmek, kamil bir müminin sıfatı değildir. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de bu husus "İnkar edenler (kafirler) dünyada zevklenirler (dünya hayatının zevkini düşünürler) ve hayvanların yediği gibi yerler." (Muhammed, 47/12) buyrularak, inanmayanların yaşayışlarına dikkat çekilmektedir.
O halde insan midesinin altında kalıp ezilmemeli, yemesini-içmesini disipline edebilen bir irade insanı olmalıdır. Zira Peygamberimiz "Kişinin her iştahını çekeni yemesi israf olarak yeter."(İbn Mace, Et'ime, 51) buyurmuşlardır. (bk. Dr. M. Selim Arık, Miminde Zaaf, Yani Ümit, Ocak-Şubat-Mart 2012)
Peygamberimizin Yeme İçme Adabı
Allah, insanı adeta bütün varlıkların merkezine yerleştirmiş. Canlı ve cansız her şeyi onun etrafında pervane etmiş. İnsanlık aleminin merkezine de rızkı koymuş. Tüm insanları rızkın etrafında döndürüyor. İnsana verilen bunca yetki ve gösterilen bunca özenin de, rızka muhtaç yaratılıp bir ömür boyu onun peşinden koşturulmasının da temel amacı şükürdür.
Şükür, muhtaç olduğumuz maddî ve manevî her türlü rızkın kimin tarafından gönderildiğini bilmek, O'na yürekten minnettarlık duymak, bunu yeri geldiğinde ifade etmek, sağladığı her türlü imkan ve enerjiyi O'nu hoşnut edecek şekilde kullanmaktır.
Bu temel ölçüyle, yeme içme adabının ana hatları ortaya çıkar. O da, istifade edeceğimiz bir nimeti, elimize aldığımız bir rızkı Allah'ın adıyla yemeye başlamak; nimete saygılı olmak, taşıdığı sanat incelikleri üzerinde tefekkür, yedikten sonra da Allah'a hamd etmektir.
İkinci önemli adabı, yeyip içtiklerimizin helalden olmasıdır. Bu da hem dinen kullanımı yasak olmaması, hem de hakkımız olmasına bağlıdır. İslamî usullerle kesilmemiş hayvan eti, domuz ve diğer yenmeyen canlılardan beslenmek ve şarap içmek yasak olanlara örnektir. Allah'ın yer yüzünde bizim için serdiği nimet sofrası gerçekten çok geniştir. Helal olanlar, yasaklardan mukayeseye gelmeyecek kadar fazladır.
Yasak edilenler de, bildiğimiz ve bilemediğimiz zararlarından dolayıdır. Helal dairesi her türlü ihtiyaç ve arzumuza yetecek kadar geniştir. Harama girmeye hiç gerek yoktur. Aslında helal olmakla birlikte, başkalarının hakkı olan şeylerin, rızaları alınmadan yenilip içilmesi de haramdır.
Konunun diğer temel bir adabı da, yeyip içerken, aşırıya kaçmamaktır. Fazla kullanım gibi, gereğinden az kullanım da helal olmaz. Bu hem tıbben, hem de ahlakî açıdan uygun görülmemiştir. İbadet düşüncesiyle de olsa gereğinden az beslenmek doğru değildir.
Peygamberimiz (asm), ömür boyu her gün oruç tutmayı uygun görmemiştir. Ayrıca, midenin üçte birinin yemeğe, üçte birinin suya ayrılmasını, diğer üçte birinin ise boş bırakılmasını tavsiye etmiş, tıka basa yemeyi onaylamamıştır. İyice acıkmadan sofraya oturulmamasını, oturunca da tam olarak doymadan kalkmasını tavsiye etmiştir.
Peygamberimiz (asm), bu konuda da bizim için güzel bir örnektir. Hadis kitaplarından öğrendiğimize göre, onun sofrası çok çeşitli yemeklerden meydana gelen zengin bir sofra değildi. Sade bir hayat yaşadığı için sofrası da sadeydi. O (asm), yemek için yaşamaz, yaşamak için yerdi. Eve geldiğinde yemek yoksa bunu problem etmez, bazen bir iki hurma ile yetindiği olurdu.
Hz. Peygamber (asm), günde iki kere yemek yerdi. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diğer yiyecekleri yerdi. Sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmezdi. Bazı yemekleri daha çok sevse de, hiçbir yemek için "sevmiyorum" ifadesini kullanmazdı.
Yemek davetlerine katılırdı. Yemeğe başlamadan önce ve yemekten sonra ellerini yıkardı. Besmele ile başlar, uygun ve kısa bir dua ile bitirirdi. Sağ eliyle yerdi. Sol eliyle yiyenleri ikaz ederdi. Ortaya konulmuş yemeğin, kendi önüne gelen kısmından yerdi. Yemek yerken sağa, sola dayanmaz, yaslanarak yenilmemesini tavsiye ederdi. Yüzü koyun uzanarak yemek yemeyi yasaklardı.
Yemeğin israf edilmesini menederdi. Soğan, sarımsak gibi kokusu başkalarını rahatsız eden yiyecekleri yedikten sonra toplum içine girmeyi hoş karşılamazdı. Yemeğe ve suya üflemeyi yasaklardı. Yemeğin çok sıcak yenmemesi gerektiğini söylerdi. Yemek ve su kaplarının ağzını kapatmayı tavsiye ederdi.
Aile fertlerinin yemeği bir arada yemelerini tavsiye eder ve beraber yenen yemeğin bereketli olduğunu belirtirdi. Aşırıya kaçmadan konuşup sohbet ederdi.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed'in (a.s.m) Yeme ve İçme ile ilgili sünnetleri;
1- Yemeği yerde yemek sünnettir.
2- Bir tabakta yemek sünnettir.
3- Önünden yemek sünnettir.
4- Yemek yerken sağ ayağını dikip sol ayağın üzerine oturmak sünnettir.
5- Üç parmakla yemek yemek sünnettir.
6- Üç parmağını yemek yedikten sonra yalamak sünnettir.
7- Yemeğe tuzla başlamak,bitirirken de tuzla bitirmek sünnettir.
8- Yemeğe oturmadan ellerini yıkayıp KURULAMAMAK sünnettir.
9- Yemekten sonra elleri yıkayıp havluya silmek sünnettir.
11- Yedikten sonra tabağı sıyırmak sünnettir.
12- Sofradan doymadan kalkmak sünnettir.
13- Yemek yedikten sonra iki saat geçmeden bir şey yememek sünnettir.
14- Sofra duasını okumak sünnettir.
15- Yenilen yiyeceğe tefekkür etmek sünnettir.
16- Sofrada yeşillik bulundurmak sünnettir.
17- Bir yere yaslanmadan yemek yemek sünnettir.
18- Davet edildiği sofradan yemek bitiminde mutfağa bir şey götürmek sünnettir.
19- Akşam namazından önce iftar yemeği yemek sünnettir.
20- Sahur yemeğinden önce teheccüt namazı kılmak sünnettir.
21- Yenilen lokmaların küçük olması da sünnettir.
22- Çok çiğnemek sünnettir.
23- Ekmek kırıntılarını toplayıp yemek sünnettir.
24- Ekmeği yerken yemeğin içinde parçalamak sünnettir.
25- Hizmetçisiyle birlikte yemek yemek sünnettir.
26- Yemeğin sonunda kürdan kullanmak sünnettir.
27- Ekmek varken katık aramamak sünnettir.
28- Çiğ soğan ve sarımsak yememek sünnettir.
29- Yemek yerken diz çöküp yemek sünnettir.
30- Pabucunu çıkarıp yemek sünnettir.
31- Sirke yemek sünnettir.
32- Yemeğin sonunda hamd etmek sünnettir.
33- Arpa ekmeği yemek sünnettir.
34- Tahta kaşıkla yemek sünnettir.
35- Ekmeği eliyle parçalamak sünnettir.
36- Yemeği çok sıcak yememek sünnettir.
37- Rasülullah s.a.v. Efendimizin kepeksiz buğday ekmeği yediği görülmemiştir,keza elenmişinde(hatta eleğin kendisini dahi görmediği rivayetler arasındadır.)
38- Salatalığı tuza batırıp yemek sünnettir.
39- Efendimiz s.a.v. balı ve helvayı severlerdi.
40- En sevdiği meşrubat tatlı ve serin olanıydı...
41- En sevdiği meyve taze hurma ve karpuz idi.
42- Şerbetler içinde en çok bal şerbetini severdi.
43- Etlerin kol ve süt taraflarını tercih ederlerdi.Kızartılmış eti bazen bıçakla,bazende eli ile koparıp ısırarak yerlerdi.
44- Koyun eti yemekte sünnettir.
45- Tek başına yemek yememek te sünnettir.
46- Günde iki öğün yemek yemek sünnettir.
47- Yemekte ev halkının tamamen sofraya oturmasını isterlerdi.
48- Misafirlerine ikram etmeyi çok sever tabaktaki yemeğin tamamen yenmesini isteler,arttırılıp dökülmesine razı olmazlardı.
49- Cemaat içinde su veya süt içtikleri vakit kabı hemen sağındakine verir,böylece devretmesini arzu ederlerdi.
50- Evin içinde bir cariyeden daha utangaç hareket ederler,yemek istemezler,ancak sofra kurulursa yerlerdi.
51- Hurmayı yer,çekirdeğini tabağa atarlardı.
52- Yemeği yer üzerine koyup yemek Resulullah s.a.v.'e en sevimli gelen sünnettir.
53- Kabak yemeğini severlerdi.
54- Hurmadan da acve denilen medine hurmasını severdi.
55- Resulullah s.a.v. Efendimiz nezdinde yaş meyvelerin en sevimlisi kavun,karpuz ve üzümdü.
56- Çoğu zaman kavunu yaş hurmalarla beraber yerlerdi.
57- Kurutulmuş et yemek sünnettir.
58- Un çorbası yemek sünnettir.
59- Un helvası yemek sünnettir.
60- Kuru üzüm yemek sünnettir.
61- Ekmekle sirkeyi birlikte yemek sünnettir.
62- Zeytin yemek sünnettir.
63- Elmayı çöpüne kadar yemek sünnettir.
64-Kırmızı elma yemek sünnettir.Resulullah s.a.v.turuncu ve kırmızı elmayı çok severdi.
65- Meyveleri yemeden önce yıkamak sünnettir.
66- Yeşil mercimek yemek sünnettir.
67- Yoğurt kurusu yemek sünnettir.
68- İftar yemeği yedirmek sünnettir.
69- Komşuya ikram etmek sünnettir.
70- Yemekten sonra 3 kere ağzını çalkalamak sünnettir.
71- Sofra kaldırılıncaya kadar sofradan,yemekten kalkmamak sünnettir.
72- İkrama sağdan başlamak sünnettir.
73- Misafirin yanında suskun durmamak sünnettir.
74- Rızık talebi işinde erkenci olmak da sünnettir.
75- Su içerken kıbleye dönmek sünnettir.
76- Su içerken oturmak sünnettir.
77- Su içerken besmeleyle başlamak sünnettir.
78- Su içerken 3 yudumda içmek sünnettir.
79- Suyu içmeden önce yanındakilere ikram etmek sünnettir.
80- Suyu içtikten sonra hamd etmek sünnettir.
81- İki avucuyla su içmek,tek avucuyla içmemek sünnettir.
82- Avuçla su içmeden önce ellerini yıkamak sünnettir.
83- Efendimiz tatlı ve soğuk su içerlerdi.
84- Müslüman kardeşinin artığını içmek sünnettir.
85- Bardakla içilen şeyleri dibine kadar içmek sünnettir.
86- Odada sürahi ile su bulundurmak sünnettir.
Peygamberimiz (asm) ümmetinin zayıf noktalarını çok iyi bildiğinden, zaman zaman çeşitli ikaz ve tembihlerde bulunmuşlardır. Bu hususta dikkat çeken ikazlardan biri de şöyledir:
"Ümmetim hakkında korktuğum şeylerin en korkuncu (tehlikelisi) şunlardır: Karın büyüklüğü (göbek bağlamak), çok uyku, (maddi ve manevî) tembellik ve yakîn (iman) zayıflığıdır." (Suyuti, Fethu'l-Kebir, 1/58)
Konumuz açısında hadiste dikkat çekilen şişmanlık değil, "göbek bağlamak" anlamındaki oburluktur. Dolayısıyla karın büyüklüğü ile kendini gaflete salıp çok yiyen, yeme ve içmeyi hayatın gayesi edinen, belki böylece şişman olan insanlar kastedilmektedir. Zira Peygamberimiz (asm) böyle yaşayan kimseler için dünya ve ahiret hayatları adına endişe duymuşlardır.
Şu halde bir insanın hayatında yeme ve içme gaye olmuşsa, onda ahiret hayatı adına bir hazırlık beklemek de zordur. Nitekim Peygamberimiz (asm)
"Ademoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysa ki Ademoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırsın." (Tirmizi, Zühd, 47) buyurmuşlardır.
Hz. Ömer (ra), "Çok yeme içmeden sakının! Zira o, bünyenizi hastalandırır, korkaklığı artırır ve ibadetlerinizde tembelleştirir." (Aclunî, Keşfü'l-Hafa, 1/279) şeklinde ikaz etmiştir.
Hz. Ali (r.a) da, "Eğer karnın doymuyor ve obur isen, kendini müzmin hastalardan say." (Mâverdî, Edebü'd-dünya ve'd-din, s. 533) demiştir.
Hz. Peygamber (asm) bir olay nedeniyle şöyle buyurmuştur: "Mü'min bir mideyle (bir kişilik) yer (içer), kâfir ise yedi kişilik yer (içer)." (Buhari, Et'ıme, 12)
Başka bir hadisinde ise Peygamberimiz (asm) "İki kişinin yiyeceği üç kişiye, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter." (Buhari, Etıme, 11) buyurarak, Müslümanların obur olmaması gerektiğine işaret etmişlerdir.
Görüldüğü gibi çok yemek ve içmek, kamil bir müminin sıfatı değildir. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de bu husus "İnkar edenler (kafirler) dünyada zevklenirler (dünya hayatının zevkini düşünürler) ve hayvanların yediği gibi yerler." (Muhammed, 47/12) buyrularak, inanmayanların yaşayışlarına dikkat çekilmektedir.
O halde insan midesinin altında kalıp ezilmemeli, yemesini-içmesini disipline edebilen bir irade insanı olmalıdır. Zira Peygamberimiz "Kişinin her iştahını çekeni yemesi israf olarak yeter."(İbn Mace, Et'ime, 51) buyurmuşlardır. (bk. Dr. M. Selim Arık, Miminde Zaaf, Yani Ümit, Ocak-Şubat-Mart 2012)
Peygamberimizin Yeme İçme Adabı
Allah, insanı adeta bütün varlıkların merkezine yerleştirmiş. Canlı ve cansız her şeyi onun etrafında pervane etmiş. İnsanlık aleminin merkezine de rızkı koymuş. Tüm insanları rızkın etrafında döndürüyor. İnsana verilen bunca yetki ve gösterilen bunca özenin de, rızka muhtaç yaratılıp bir ömür boyu onun peşinden koşturulmasının da temel amacı şükürdür.
Şükür, muhtaç olduğumuz maddî ve manevî her türlü rızkın kimin tarafından gönderildiğini bilmek, O'na yürekten minnettarlık duymak, bunu yeri geldiğinde ifade etmek, sağladığı her türlü imkan ve enerjiyi O'nu hoşnut edecek şekilde kullanmaktır.
Bu temel ölçüyle, yeme içme adabının ana hatları ortaya çıkar. O da, istifade edeceğimiz bir nimeti, elimize aldığımız bir rızkı Allah'ın adıyla yemeye başlamak; nimete saygılı olmak, taşıdığı sanat incelikleri üzerinde tefekkür, yedikten sonra da Allah'a hamd etmektir.
İkinci önemli adabı, yeyip içtiklerimizin helalden olmasıdır. Bu da hem dinen kullanımı yasak olmaması, hem de hakkımız olmasına bağlıdır. İslamî usullerle kesilmemiş hayvan eti, domuz ve diğer yenmeyen canlılardan beslenmek ve şarap içmek yasak olanlara örnektir. Allah'ın yer yüzünde bizim için serdiği nimet sofrası gerçekten çok geniştir. Helal olanlar, yasaklardan mukayeseye gelmeyecek kadar fazladır.
Yasak edilenler de, bildiğimiz ve bilemediğimiz zararlarından dolayıdır. Helal dairesi her türlü ihtiyaç ve arzumuza yetecek kadar geniştir. Harama girmeye hiç gerek yoktur. Aslında helal olmakla birlikte, başkalarının hakkı olan şeylerin, rızaları alınmadan yenilip içilmesi de haramdır.
Konunun diğer temel bir adabı da, yeyip içerken, aşırıya kaçmamaktır. Fazla kullanım gibi, gereğinden az kullanım da helal olmaz. Bu hem tıbben, hem de ahlakî açıdan uygun görülmemiştir. İbadet düşüncesiyle de olsa gereğinden az beslenmek doğru değildir.
Peygamberimiz (asm), ömür boyu her gün oruç tutmayı uygun görmemiştir. Ayrıca, midenin üçte birinin yemeğe, üçte birinin suya ayrılmasını, diğer üçte birinin ise boş bırakılmasını tavsiye etmiş, tıka basa yemeyi onaylamamıştır. İyice acıkmadan sofraya oturulmamasını, oturunca da tam olarak doymadan kalkmasını tavsiye etmiştir.
Peygamberimiz (asm), bu konuda da bizim için güzel bir örnektir. Hadis kitaplarından öğrendiğimize göre, onun sofrası çok çeşitli yemeklerden meydana gelen zengin bir sofra değildi. Sade bir hayat yaşadığı için sofrası da sadeydi. O (asm), yemek için yaşamaz, yaşamak için yerdi. Eve geldiğinde yemek yoksa bunu problem etmez, bazen bir iki hurma ile yetindiği olurdu.
Hz. Peygamber (asm), günde iki kere yemek yerdi. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diğer yiyecekleri yerdi. Sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmezdi. Bazı yemekleri daha çok sevse de, hiçbir yemek için "sevmiyorum" ifadesini kullanmazdı.
Yemek davetlerine katılırdı. Yemeğe başlamadan önce ve yemekten sonra ellerini yıkardı. Besmele ile başlar, uygun ve kısa bir dua ile bitirirdi. Sağ eliyle yerdi. Sol eliyle yiyenleri ikaz ederdi. Ortaya konulmuş yemeğin, kendi önüne gelen kısmından yerdi. Yemek yerken sağa, sola dayanmaz, yaslanarak yenilmemesini tavsiye ederdi. Yüzü koyun uzanarak yemek yemeyi yasaklardı.
Yemeğin israf edilmesini menederdi. Soğan, sarımsak gibi kokusu başkalarını rahatsız eden yiyecekleri yedikten sonra toplum içine girmeyi hoş karşılamazdı. Yemeğe ve suya üflemeyi yasaklardı. Yemeğin çok sıcak yenmemesi gerektiğini söylerdi. Yemek ve su kaplarının ağzını kapatmayı tavsiye ederdi.
Aile fertlerinin yemeği bir arada yemelerini tavsiye eder ve beraber yenen yemeğin bereketli olduğunu belirtirdi. Aşırıya kaçmadan konuşup sohbet ederdi.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed'in (a.s.m) Yeme ve İçme ile ilgili sünnetleri;
1- Yemeği yerde yemek sünnettir.
2- Bir tabakta yemek sünnettir.
3- Önünden yemek sünnettir.
4- Yemek yerken sağ ayağını dikip sol ayağın üzerine oturmak sünnettir.
5- Üç parmakla yemek yemek sünnettir.
6- Üç parmağını yemek yedikten sonra yalamak sünnettir.
7- Yemeğe tuzla başlamak,bitirirken de tuzla bitirmek sünnettir.
8- Yemeğe oturmadan ellerini yıkayıp KURULAMAMAK sünnettir.
9- Yemekten sonra elleri yıkayıp havluya silmek sünnettir.
11- Yedikten sonra tabağı sıyırmak sünnettir.
12- Sofradan doymadan kalkmak sünnettir.
13- Yemek yedikten sonra iki saat geçmeden bir şey yememek sünnettir.
14- Sofra duasını okumak sünnettir.
15- Yenilen yiyeceğe tefekkür etmek sünnettir.
16- Sofrada yeşillik bulundurmak sünnettir.
17- Bir yere yaslanmadan yemek yemek sünnettir.
18- Davet edildiği sofradan yemek bitiminde mutfağa bir şey götürmek sünnettir.
19- Akşam namazından önce iftar yemeği yemek sünnettir.
20- Sahur yemeğinden önce teheccüt namazı kılmak sünnettir.
21- Yenilen lokmaların küçük olması da sünnettir.
22- Çok çiğnemek sünnettir.
23- Ekmek kırıntılarını toplayıp yemek sünnettir.
24- Ekmeği yerken yemeğin içinde parçalamak sünnettir.
25- Hizmetçisiyle birlikte yemek yemek sünnettir.
26- Yemeğin sonunda kürdan kullanmak sünnettir.
27- Ekmek varken katık aramamak sünnettir.
28- Çiğ soğan ve sarımsak yememek sünnettir.
29- Yemek yerken diz çöküp yemek sünnettir.
30- Pabucunu çıkarıp yemek sünnettir.
31- Sirke yemek sünnettir.
32- Yemeğin sonunda hamd etmek sünnettir.
33- Arpa ekmeği yemek sünnettir.
34- Tahta kaşıkla yemek sünnettir.
35- Ekmeği eliyle parçalamak sünnettir.
36- Yemeği çok sıcak yememek sünnettir.
37- Rasülullah s.a.v. Efendimizin kepeksiz buğday ekmeği yediği görülmemiştir,keza elenmişinde(hatta eleğin kendisini dahi görmediği rivayetler arasındadır.)
38- Salatalığı tuza batırıp yemek sünnettir.
39- Efendimiz s.a.v. balı ve helvayı severlerdi.
40- En sevdiği meşrubat tatlı ve serin olanıydı...
41- En sevdiği meyve taze hurma ve karpuz idi.
42- Şerbetler içinde en çok bal şerbetini severdi.
43- Etlerin kol ve süt taraflarını tercih ederlerdi.Kızartılmış eti bazen bıçakla,bazende eli ile koparıp ısırarak yerlerdi.
44- Koyun eti yemekte sünnettir.
45- Tek başına yemek yememek te sünnettir.
46- Günde iki öğün yemek yemek sünnettir.
47- Yemekte ev halkının tamamen sofraya oturmasını isterlerdi.
48- Misafirlerine ikram etmeyi çok sever tabaktaki yemeğin tamamen yenmesini isteler,arttırılıp dökülmesine razı olmazlardı.
49- Cemaat içinde su veya süt içtikleri vakit kabı hemen sağındakine verir,böylece devretmesini arzu ederlerdi.
50- Evin içinde bir cariyeden daha utangaç hareket ederler,yemek istemezler,ancak sofra kurulursa yerlerdi.
51- Hurmayı yer,çekirdeğini tabağa atarlardı.
52- Yemeği yer üzerine koyup yemek Resulullah s.a.v.'e en sevimli gelen sünnettir.
53- Kabak yemeğini severlerdi.
54- Hurmadan da acve denilen medine hurmasını severdi.
55- Resulullah s.a.v. Efendimiz nezdinde yaş meyvelerin en sevimlisi kavun,karpuz ve üzümdü.
56- Çoğu zaman kavunu yaş hurmalarla beraber yerlerdi.
57- Kurutulmuş et yemek sünnettir.
58- Un çorbası yemek sünnettir.
59- Un helvası yemek sünnettir.
60- Kuru üzüm yemek sünnettir.
61- Ekmekle sirkeyi birlikte yemek sünnettir.
62- Zeytin yemek sünnettir.
63- Elmayı çöpüne kadar yemek sünnettir.
64-Kırmızı elma yemek sünnettir.Resulullah s.a.v.turuncu ve kırmızı elmayı çok severdi.
65- Meyveleri yemeden önce yıkamak sünnettir.
66- Yeşil mercimek yemek sünnettir.
67- Yoğurt kurusu yemek sünnettir.
68- İftar yemeği yedirmek sünnettir.
69- Komşuya ikram etmek sünnettir.
70- Yemekten sonra 3 kere ağzını çalkalamak sünnettir.
71- Sofra kaldırılıncaya kadar sofradan,yemekten kalkmamak sünnettir.
72- İkrama sağdan başlamak sünnettir.
73- Misafirin yanında suskun durmamak sünnettir.
74- Rızık talebi işinde erkenci olmak da sünnettir.
75- Su içerken kıbleye dönmek sünnettir.
76- Su içerken oturmak sünnettir.
77- Su içerken besmeleyle başlamak sünnettir.
78- Su içerken 3 yudumda içmek sünnettir.
79- Suyu içmeden önce yanındakilere ikram etmek sünnettir.
80- Suyu içtikten sonra hamd etmek sünnettir.
81- İki avucuyla su içmek,tek avucuyla içmemek sünnettir.
82- Avuçla su içmeden önce ellerini yıkamak sünnettir.
83- Efendimiz tatlı ve soğuk su içerlerdi.
84- Müslüman kardeşinin artığını içmek sünnettir.
85- Bardakla içilen şeyleri dibine kadar içmek sünnettir.
86- Odada sürahi ile su bulundurmak sünnettir.
Comments
Post a Comment
Yorum İçin Teşekkürler...