Yalan söylemek büyük günahlardan mıdır?, kocaya yalan söylemek günah mı?, mecburiyetten yalan söylemek yani yalan söylemek zorunda kalmak günah mıdır?, kısacası hangi durumlarda yalan söylemek günah değildir?, yalan söylemek hadis, evlilikte yalan söylemek, yalan söylemenin kefareti nedir?, yalan söylemenin cehennemdeki cezası nedir?.. sorular böyle uzayıp gidiyor. Sırasıyla hepsini cevaplayacağız inşallah.
Dinimiz yalan ve yalancılığı günahların en büyüklerinden birisi olarak kabul eder.Bir hadislerinde Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, "Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi?" buyurur ve bunu üç kere tekrar eder. Sahabe efendilerimiz, "Evet" deyince: "Allah'a şirk koşmak, anne-baba haklarına riayetsizlik, cana kıymak" buyururlar. Ardından da "Haberiniz olsun! Yalan söz, yalan şahitlik" diyerek yalanın da büyük günahlardan olduğunu üstüne basa basa tekrarlayarak ifade eder. (Buharî, Şehadet, 10)
Yalan niçin büyük günahlar içinde ifade ediliyor? Çünkü yalan, pek çok büyük günahı tetikleyebilecek potansiyele sahip bir günahtır. Diğer büyük günahlar ise kendi başına müstakil bir günahtır. Ancak yalan neredeyse bütün büyük günahlarla irtibatlıdır. Mesela, büyük günahlardan birisi olan içkiyi içen kimse, şuurunu kaybettiği için yalan söylemeye hazır hale gelir. Kumar oynayan, kaybettiklerini almak için yalana başvurur.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Rabbimiz Kuran-ı Kerim'de, "Yalan sözden sakınınız." (Hac 22/30) "Ey İman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin." (Ahzâb 33/70) buyurarak bu çirkin günah hakkında bizi ikaz eder.
Yalanın küçüğü büyüğü olmaz. Yalan yalandır. Yalanın pembesi yeşili de olmaz. Küçük küçük söylenen yalanlar, zamanla insanı yalancılığa götürür. Taviz tavizi doğurur. Baştan küçümsenerek söylenen minik yalanlar, insanda alışkanlık haline gelebilir. Neticede de o insan daha büyük yalanlar söylemeye başlar ve Allah katında yalancı hükmünü alır.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde bu hakikati şöyle dile getiriyor: "Yalandan sakının. Yalan insanı günaha, o da Cehenneme götürür. Kişi durmadan yalan söyler ve yalan araştırırsa Allah katında yalancılardan yazılır." (Buhari, Edeb, 69)
Yalan söylemek hangi hal ve şart olursa olsun caiz değildir. Eğer doğru söylemek zarar verecekse o zaman doğrudan yalan söylemeden “kinaye-tevriye” suretiyle kapalı ve yoruma açık konuşmanın sakıncası olmaz.
(Yalan, nifak kapılarından biridir.) (İbni Adiy)
(Mümin, her hataya düşebilir, ama hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez.) (Bezzar)
(Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise, Cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür.) (Buhari)
(Sözle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitne gibidir. Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür.) (İbni Mace)
(Pazarcıların çoğu facirdir! Çok yemin ederek günaha girerler ve yalan söyleyerek alışveriş yaparlar.) [Hakim]
(Aldatan Cehennemdedir.) (Taberani)
(Yalan yere yemin büyük günahtır.) (Buharî)
(Danışana, yalan söyleyen kimse, ona hıyanet etmiş olur.) (İbni Cerir)
(En büyük günah, yalan yere yemin etmektir.) (Buharî)
Peygamber efendimiz, yalan söyleyenin ağzının bir taraftan kulağına kadar demir çengelle yırtılacağını, diğer tarafa geçildiğinde, önceki yırtılan tarafın iyi olacağını, sonra iyi olan tarafın tekrar yırtılarak bu şekilde Kıyamete kadar, kabrinde azabın devam edeceğini bildirmiştir. (Buharî)
Bir genç, Peygamber efendimize, üç büyük günaha yakalandığını bildirdi. Bunlardan biri yalandı. Peygamber efendimiz, (Yalanı benim için terk et!) buyurdu. Genç, peki diyerek gitti. Bir günahı işleyeceği zaman, (Eğer bu günahı yaparsam, Resulullah sorduğunda, evet dersem suçum meydana çıkar. Hayır dersem, yalan söylemiş, verdiğim sözü tutmamış olurum) diye düşündü. Diğer iki günahı da bıraktı. (Şir'a)
Büyükler buyuruyor ki:
Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim)
Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hazret-i Ali)
Yalancı ile cimri Cehenneme girer, ama hangisi daha derine atılır, bilmem. (Şabi)
Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalbde boğuşur. (Malik bin Dinar)
İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (Hasan-ı Basrî)
Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktu, çünkü onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi. (Hazret-i Âişe)
Comments
Post a Comment
Yorum İçin Teşekkürler...