Ana içeriğe atla

Kayıtlar

BEDDUA NEDİR?

Uhud gazâsında Resûlullahın mübârek yüzü yaralanıp, mübârek dişi kırılınca, Eshâb-ı kirâm çok üzüldüler: - Duâ et, Allahü teâlâ, cezalarını versin, dediler. Peygamber efendimiz: - La'net etmek için gönderilmedim. Hayır duâ etmek için, her mahluka merhamet etmek için gönderildim,  buyurdu. Sonra da şöyle duâ etti: - Yâ Rabbî! Bunlara hidâyet ver. Tanımıyorlar, bilmiyorlar, buyurdu. Kimseye bedduâ etmemelidir. Hele kişi kendisine, âilesine ve çocuklarına hiç bedduâ etmemelidir. Olur ki, duâların icâbet, kabûl olma zamanına rastlar da, bedduâsı kabûl olur. O zaman pişman olur ama pişmanlık fayda vermez. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Kendinize, evlâdınıza, kötü duâ etmeyiniz. Allahın kaderine râzı olunuz. Ni'metlerini artırması için duâ ediniz.” “Ananın, babanın çocuğuna olan ve mazlûmun, zâlime olan bedduâları, red olunmaz.” Peygamber efendimiz,  "Babanın çocuğuna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir"  buyurdu. Yanî babanın çocuğuna duâsı, pey

NASIL DUA ETMELİYİZ?

Dua , ibadetin özüdür. İnsanın, bedenen yeme ve içmeye muhtaç olduğu gibi ruhen de dua etmeye, yalvarıp yakarmaya ihtiyacı vardır. İnsan aciz bir varlıktır. İstediği her şeyi elde edemez; her ihtiyacını kendisi karşılayamaz; başına gelecek her bela ve musibete de karşı koyamaz. Kendi durumunu düşünen her insan Yüce Yaratana mutlaka ihtiyaç duyar, O’na dua ve niyazda bulunur. Bu ihtiyaç insanda fıtrîdir. Bu ihtiyaç, her vesile ile değişik şekillerde kendini gösterir. Dua ; inanma, dayanma ve isteme ihtiyacı içerisinde bulunan insanı; rahmeti sınırsız, mutlak kudret sahibi olan Allah’a bağlayan, manevi bir bağdır. Dua ; ıstırapların, maddi ve manevi dertlerin şifa menbaıdır. Dua, ümit ve huzur kaynağıdır; yaşama aşkını dirilten bir rahmettir. Peygamberimiz (s.a.v) duayı; rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadetin özü olarak nitelendirmiştir.  [Tirmizi, No: 3368-69] Çünkü dua etmenin özünde Allâh’a teslim olmak, O’na kulluk etmek bilinci vardır. Rabbiniz şö

Düzensiz Adet Kanaması Olan Bir Bayan Oruçlarını Nasıl Tutmalıdır?

Sizlerden gelen sorular; Kadınlarda adet dışı kanama orucu bozar mı?, özür kanı orucu bozar mı?, iki âdet arası kanama namaz, 15 gün içinde tekrar adet görmek, adet gören kadın oruç tutabilir mi Diyanet?, adet 10 günü geçerse namaz, kesilmeyen adet kanaması, Ramazanda erken adet olmak... Kadınlar adet dönemlerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Temizlendikten sonra kılamadıkları namazları kaza etmezler fakat oruçlarını kaza ederler (Müslim, Hayız, 76-69). Her kadının adet gördüğü gün sayısı eşit değildir. Bu süre Hanefilere göre en az üç, en çok on gün olabilir.  Adet günlerinin süresi, daha önce yaşanmış tecrübelere göre belirlenir. Örneğin daha önce adet günleri altı gün devam etmişse, bu altı günlük süre içinde gelen lekeler adet gününden sayılır.  Düzensiz kanamalarda, önceki adet günlerine rastlayan kanama adet sayılıp, o günlerdeki oruçlar terk edilir. Önceki adet günleri değişmişse, üç ile on gün aras

Anestezi orucu bozar mı?

Acı ileten sinir yolları üzerinde iletimin değişik seviyelerde engellenmesi anestezi oluşturmaktadır. Lokal, bölgesel ve genel anestezi olmak üzere, üç türlü anestezi vardır. Küçük ameliyatlarda ameliyat bölgesinin yakın çevresine iletimi engelleyen ilaçların verilmesi ile oluşan anesteziye lokal anestezi (sınırlı uyuşturma) denir. Vücudun daha geniş bölgeleri, örneğin belden aşağısı veya bir yarısı iletimin omurilik düzeyinde engellenmesi için omuriliğe veya omuriliğe varmadan geniş bir sinir grubunun oluşturduğu bağlantı yerleri üzerine ilaç verilerek oluşturulan anesteziye bölgesel anestezi denir. Hastanın uyutulup ağrının duyulması beyin düzeyinde engellenirse bu tür anesteziye genel anestezi denir.   Anestezi, nefes yolu veya iğne ile vücuda ilaç verilerek oluşturulmaktadır. Nefes yolu veya iğne ile yapılan anestezi, mideye ulaşmadığı gibi, yeme-içme anlamı da taşımamaktadır. Ancak bölgesel ve genel anestezide, acil durumlarda ilaç ve sıvı vermek amacıyla damar yolu açılarak, bu a

Göz damlası orucu bozar mı?

Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20’si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulaşma ihtimali bulunmaktadır. Bu bilgiler, değerlendirildiğinde, göz damlası orucu bozmaz (Kasani, Bedaiü’s-sanai, II, 244; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar). 

Alkol Alan Bir Kimse Oruç Tutabilir mi? - DİYANET

Sizden Gelen Sorular :   alkol alan kişi oruç tutabilir mi diyanet?, içki içen oruç tutabilir mi fetva, içki içen oruç tutabilir mi diyanet? iftardan sonra alkol alınır mı?, içki içtikten sonra 40 gün, uyuşturucu kullanıp oruç tutmak olur mu? Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler dinen haramdır. Ancak bu haramı işleyen kişi, bunun haramlığını inkar etmediği müddetçe Müslümandır.  Bu nedenle, ibadetleri yerine getirmekle mükelleftir.  Ancak ne dediğini, ne yaptığını bilmeyecek kadar sarhoşken yapacağı ibadet makbul değildir.  Sarhoş oluşu nedeniyle bu ibadetleri yerine getiremeyen kişi, hem içki içtiği için, hem de görevi olan ibadeti vaktinde yerine getirmediği için tövbe etmesi, Allah’tan af dilemesi ve daha sonra da bu ibadeti kaza etmesi gerekir.  Alkol alan kişi, imsak vaktinde ne dediğini bilecek kadar ayık ise, orucu tutması gerekir ve tuttuğu oruç da sahihtir (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, II, 81, 123). Oruç ibadetinin temel h