Ana içeriğe atla

Yıldızname Doğru mudur?Yıldızname Var mıdır?

YILDIZNAME DOĞRU MUDUR?YILDIZNAME VAR MIDIR?


yildiz name var midir?
Kur’an’da yıldızların ele alınış biçimi, Allah’ın insanlar için yarattığı kainatın bir parçası olarak karşımıza çıkar. Yine ilmin istismarı, ilim adına bir kısım parazitleri de beraberinde getirecektir. İnsan her şeyle imtihan olur.Çünkü dünya bir imtihan yeridir: Ailesi, çocukları, eşi, parası, malı, mülkü, sevdikleri, sevmedikleri ve ilmi, irfanı, izanı... Her şey bir imtihan unsurudur. Bunların içerisinde özellikle konumuzla ilgili olan husus ilimdir.

Bu türlü gizli ilimlerin aslında faydalı yönleri de ortaya çıkarılıp iyi yönde kullanılabilir. Çünkü kıyamet yaklaştıkça kötülükler artacak, imtihan zorlaşacak. Buna gizli-açık işaretler var. İnsanların içine düştüğü bir kısım sıkıntılar, onlara gayrimeşru yolları gösterecek, o yollara sağlam bir iman ve izan sahibi değilse daha kolay düşecektir. Özellikle bugün ülkemizin içinde bulunduğu durum ve geçirdiği metamorfoz, döneminde kabuğunu kırıp düzlüğe ve selamet sahiline çıkabilmesi için çetin dar boğazlardan geçtiği gözlenmektedir.

Bu dönemde kişi dininden, inancından ve ahlakından tavizler vermeye zorlanacaktır. Hatta öyle zorlanacaktır ki, bu tavizleri vermeyenlerin yaşama hakları olmadığı ima edilecek veya açıkça söylenecektir. Bu vesileyle reklamların körüklediği lüksten zaruri olamayan ihtiyaçlara kadar pek çok masraf kapısı açılacaktır. İnsanlar ya çalacak, ya dolandıracak ya da elinde bulunan imkanları istismar edecektir. Artık iman da küfür de açıktan seyrine devam ettiği için, insanlar arasında fazlaca bir fark görülmeyecektir. Gerçek alimler ve amirler takdir görmediği için fitne ve bozulmalar baş gösterecek, sahtekarlar ortalığı saracaktır.

Bu yüzden cinlerin ve şeytanların saltanatı başlayacak, insanların Hakk’tan uzaklığı, Allah’a isyanı şeytanları yeryüzüne çıkaracak ve onlarla olan dostluk ve arkadaşlıklar revaç bulacaktır.

Psikolojik hastalıklar artacak, toplumsal şizofrenler ve saralar, zihinsel felçler, ruhsal bozukluklar artacak; bunları tedavi edebildiğini söyleyen cinciler, büyücüler, üfürükçüler ve hasılı sihir ve sihirbazlar yaygınlaşacaktır. İşte bu dönemde gaybî -gizli- ilimler hakkında bilgisi olduğunu iddia eden, ama gerçekte şeytanların ve cinlerin oyuncağı olmaktan başka bir şey olmayan, görünüş itibariyle Müslüman, fakat içten içe küfür kaynayan yalancılar ortaya çıkacak ve buradan da bir geçim kaynağı temin edeceklerdir.

Böyle bir zamanda imanı muhafaza etmek meşhur hadisi şerifin ifadesine göre“bir avuç kor ateş” taşımak kadar zorlaşacaktır. Çünkü artık her şey menfaat ve çıkar hesapları ile politik mülahazalarla ölçülüp tartılır olacaktır. Bu zaman fitne zamanıdır. Fitne zamanında ise nasıl sürprizlerle karşılaşılacağı bilinmez. Buna ancak kişinin imanı engel olabilir ve insan imanı, izanı nispetinde kendisini koruyabilir.

Bu dönemde ortaya çıkabilecek fitnelere ve istismarcılara karşı Hz. Peygamber (asm)'in ümmetini uyardığı pek çok hadisi şerif vardır. Onları yerine havale ederek burada sadece konumuzla ilgili olanı nakletmek istiyoruz:

Rezin’in naklettiği bir hadisi şerif şöyledir: İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Rasülullah (s.a.v) buyurdular ki:


“Kim, Allah'ın zikrettiğinin gayrisi için yıldızlar ilminden bir bab iktibas ederse, sihirden bir şube iktibas etmiş olur. Müneccim kâhindir; kâhin de sihirbazdır, sihirbaz da kâfirdir.”

Bir diğer rivayette ise hadis şöyle gelmiştir:

“Kim yıldızlarla ilgili bir ilim iktibas etmişse sihirden bir şube iktibas etmiş demektir. (Yıldız ilmi) arttıkça (sihir ilmi de) artar.”(1)

Hadiste geçen “Allah’ın zikrettiğinden başkası.” tabiri, Kur’an-ı Kerim’de geçtiği şekliyle, yıldızların Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren birer delil olması, semamızı süsleyen birer avize ve takvim belirleyici özellikleri ve şeytanları taşlamaya yarayan kısmıyla, gökyüzü sakinlerin meskenleri şeklindeki bilgilerdir. Bunları fal bakmak, insanların kaderine hükmeden, hareketleriyle yağmur, kar vs. yağdıran güçler olarak görmek ve büyü ve falcılığa alet etmek, burçlar ilmiyle, yıldızname ile ilgisini kurup, insan kaderine hükmettiklerini düşünmek ve öyle inanmak küfür olarak nitelendirilmektedir. Çünkü insanlara ve tabiata hükmeden yegane güç ve kuvvet, kainatta kendinden başka güç, kuvvet ve kudret sahibi olmayan Allah’ın gücü ve kuvveti, Onun iradesi ve kudretidir. O dilemedikçe hiçbir şey olmaz.(2)

Bu konuda olur olmaz herkese müracaat etmek doğru olmaz. İlmine ve takvasına güvenilen ve hiç bir maddi menfaat beklemeden Allah rızası için isanlara yardım eden ilim sahibi kişilerin tavsiyelerine göre de hareket edilebilir. Durum psikolojik bir rahatsızlıkta olabilir. Önecelikle dindar bir psikoloğa müracaat etmeyi tavsiye ederiz. Eğer büyü yapıldığı tesbit edilirse okunması gereken bazı sure ve dualar vardır. Bunları okumaya devam etmek faydalı olur

Kişinin Allah'a sığınması, iman ve ibadet konusundaki titizliği ile, büyünün tesir etmesinde etkili olan şeytanın insana yaptığı telkinlere kulak asmaması, şeytanın insanlar üzerindeki etkisini azaltır ve büyünün tesirinden de korunmuş olur. Çünkü şeytanın yaptığı, sadece telkin yoluyla korkutmak, şüpheye düşürmek, vesvese vermekten ve temelsiz kuruntulardan, neticesi olmayan vaatlerden başka bir şey değildir. Nitekim, Kur'ân-ı Kerim'de şöyle denir: "(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi, aldatmacadan başka bir şey değildir" (Nisa suresi, 120)

Ayette geçen "ümitlendirme" ve "söz verme", bilindiği gibi geneldir. Ancak konumuzla ilgili olması da söz konusudur. Çünkü insan, pek çok şey umar. Hatta kendini umduğu şeylere, yani beklenti ve ümitlerine öylesine kaptırır ki, bazen kendi kendisini bile büyüler ve olmasını istediği şeyler için büyücülere gider. Bu da, yanlış olduğunu bile bile bu yola gitmesi ve şeytanın bu konuda kendisine teminat vermesiyle olur. Bu, genellikle haramlarda olur. Yani bir bakıma insan kendisinde büyü olduğunu, birilerinin bu işle ilgilendiğini düşünerek, hastalığı davet eder. Oysa, gerçek öyle olmayabilir.

Ayetlerde, "İman edip yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde şeytanın bir hakimiyeti olmayacağı"ndan, "Ancak onu dost edinip Allah'a ortak koşanlar üzerinde hakimiyet kurabileceğinden söz edilir. (Nahl suresi, 99-100) Hakimiyet kurma konusunda insanın, inanmanın yanı sıra ihlaslı olması da söz konusudur. Şeytanın, ihlaslı kimseler üzerinde bir hakimiyeti söz konusu olamayacağı, bu kimseleri Allah'ın koruyacağı belirtiliyor. Ancak "İhlassız ve tevekkülsüz kimselerden gücünün yettiklerini kandıracağı, davetiyle şaşırtacağı; süvarileri ve yayaları ile onları yaygaraya boğup; mallarına, evlâtlarına ortak olabileceği, kendilerine vaatlerde bulunarak aldatabileceği" konusunda şeytana izin verilmiştir. (İsra suresi, 63-65) Bu da, yaşamakta olduğumuz hayatın bir imtihan olmasından kaynaklanmaktadır. Yoksa tam bir yetki değildir. Zaten şeytan, insana boş kuruntulardan başka bir şey telkin etmez

Açıkça anlaşılan odur ki, şeytanın, etkisi altına alıp rahatsız ettiği kimseler, onun kendisine sokulmasına zemin hazırlayan ve bu işe meydan veren kimselerdir. Zira şeytanın, Allah'ın halis kulları üzerinde kesin bir etkisi yoktur. Bunu yapmaya çalışsa bile onlar, dua ve ibadetlerle, Allah'ın kitabını okumakla bu işin üstesinden gelirler. Zaten büyü ve büyücülük yapanlar hakkında indirilen ayetin sonunda da ", Ama onlar, Allah'ın izni olmadan, büyü ile hiç kimseye zarar veremez." (Bakara suresi, 102) buyurulmaktadır

Büyünün hakikat olduğu kabul edilince, herkese tesir etmesi de tartışılmaz. Ancak daha fazla tesir ettiği kimseler de mevcuttur. Bunlar da şeytanın vesvese ve evhamlarına önem veren ve bu tür şeylere açık olan kimselerdir. Böyle kimseler, daha çok kendi kendilerini bir saat gibi kurup hasta eder. Çünkü şeytan, insana sadece vesvese verir ve yanlışı doğru olarak göstermek ister. Aslında hiç de önemli olmayan ses veya görüntüleri kendince değişik şekillere ve seslere benzetenler evhamlı, itikadı zayıf, ibadeti ve zikri olmayan, Allah'a olan görevleri konusunda gevşek davranan ve ibadetlerini ihmal eden kimselerdir. Nitekim, ayette, bu hususlara işaret edilmektedir (Hac suresi, 52-55)

Bütün bu saydıklarımızın dışında, büyünün tesir ettiği takva sahibi kimseler de yok değildir. Ancak, yüce Allah'a teslimiyet gösterilip tevekkül edildiği ve tam anlamıyla sığınıldığı, günlük evrad-ü ezkarlar okunduğu, günlük ibadetlere titizlikle devam edildiği, her gün birkaç sayfa Kur'ân-ı Kerim ve Kur'ân-ı Kerim'de Hz. Peygamber'in (a.s.m.) okunmasını tavsiye buyurduğu sure ve dualar okunduğu takdirde büyünün tesiri önlenebilir. Çünkü kötü niyetli kimseler büyü yapsalar bile, herkesin ve her şeyin üstünde mutlak güç ve kuvvet sahibi Allah vardır ki, O'nun gücü dünyanın bütün sihirbazlarının ve kendilerine yardımcı olan cinlerin ve şeytanların gücünden üstündür. Zira, kendisinde güç bulunduğunu iddia edenleri de yaratan Allah'tır. O dilemezse hiç bir şey olmaz. Nitekim, Hz. Peygambere yapılan büyü konusunda Cenab-ı Hak (c.c.) "Felâk" ve "Nas" surelerini indirip bunlarla dua edip kendisine sığınmasını istemiştir. Hz. Peygamber de öyle yaparak şifa bulmuştur. Böylece Peygamberimiz, büyücülerin gayretlerini neticesiz bırakmış ve arzularını kursaklarına tıkamıştır

Nitekim, "Takvaya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler." (A'raf suresi, 201) Ayette işaret edildiği gibi, şeytani bir etki altına giren kimsenin ilk yapacağı şey, Allah'a sığınmak olmalıdır. Allah'ın emrettiği hususlar kısaca, kişinin helâl ve haramları gözetmesi, dua ve ibadetlerine dikkat etmesi, maddî ve manevî olarak temiz, duygu ve düşünceler içerisinde, halis bir niyetle Allah'a müteveccih olmasıdır. Zira şeytan, kıyamet günü vaatlerinin birer aldatmaca, gerçek gibi gösterdiği şeylerin birer kuru yalandan başka bir şey olmadığını söyleyip işin içerisinden çıkacak ve büyücülerin ve peşinden gidenlerin hepsini yüzüstü bırakacaktır. (İbrahim suresi, 14:22)

Bakara Sûresi'nin 102. ayetinden de anlaşılan odur ki, sihirlerin en büyük tesiri, ruhlar üzerindedir; fikirleri bozar, kalpleri çeler, ahlâkı perişan eder, toplumların altını üstüne getirir. Şu halde, 'sihrin aslı yoktur' diye aldanmamalıdır. Ve böyle sihirbazlardan sakınmalıdır.

Bununla beraber bunları yapanlar, Allah'ın izni olmadıkça kimseye bir zarar veremez. Çünkü gerçek tesir ne sihirde, ne sihirbazda, ne tabiatta, ne ruhta, ne yerde, ne gökte, ne şeytanda, ne de melektedir. Hakiki müessir, ancak ve ancak Allah'tır. Fayda ve zarar denilen şey de ancak O'nun izni ile meydana gelir. O halde, her şeyden önce Allah'tan korkmalı ve Allah'a sığınmalıdır ve bunlara karşı koymak için de Allah'ın kitabına sarılmalıdır

NÂS SURESİ'NİN KARANLIK GÜÇLERE VE BÜYÜYE KARŞI OKUNMASI

"De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,
İnsanların hükümdarına, insanların ilahına,
O sinsi vesvesecilerin şerrinden
O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar
Gerek cinlerden, gerek insanlardan" (Nas suresi, 1-6)

Yorumlar

DUALAR

Aşık Etme Duası (Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua)

Sizlerden gelen sorular; Nihat HATİPOĞLU aşık etme duasını paylaşır mısınız?, ayetel kürsi ile aşık etme duası var mı?, aşık etme duası 14 gün, anında aşık eden dua var mı?, çok tesirli aşık etme duası paylaşır mısınız?, aşık etme duası mishakal, deli gibi aşık etme duası var mı?,en etkili aşk duası paylaşır mısınız?,  denenmiş  birini kendine aşık etme duası var mı..?  şeklinde soruluşmuş sorulardı. Tüm bu soruların cevaplarını aşağıda sizler için paylaştık. Allah ettiğiniz duaları kabul etsin inşallah. Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua-Nihat HATİPOĞLU BİRİNİ KENDİNE AŞIK ETMEK İÇİN DUA (BÜYÜ DEĞİLDİR) ; Erkeği Aşık Etme Duası-Kızı Aşık Etme Duası: Kuvvetli bir celbiye için uygulamadır. Bizzat denenmiş bir uygulamadır, herhangi bir yapılış zamanı yoktur, önerilen okuma düzeni bir hafta boyunca günde 1 defa okumaya niyet etmedir fakat genel anlamda bir hafta dolmadan hacetimiz görülmüş olur. (14 gün okumada ise okumadan sonra 40 gün başka bir işlem ya da okuma yapılmaması

Kumardan Kurtulmak İçin En Etkili Dua

Sizlerden gelen sorular; Kumardan kurtulmak için ne yapmalı?, Kumar bağımlılığından tamamen kurtulmak mümkün mü?, Kumar bağımlılığı nasıl tedavi edilir?,Kocami kumardan KURTULMAK için dua paylaşır mısınız?, Cübbeli Ahmet Hoca kumardan KURTULMAK için Dua, kumardan kurtulmak için Esmaül Hüsna, Kumardan kurtulma duası Diyanet, Kumardan korunmak için okunacak dua, Sanal kumardan kurtulma yolları, kumardan kurtuldum... SORU:  Kocamı kumardan kurtulmak için dua paylaşır mısınız? CEVAP : “Bismillahirrahmanirrahim. Ya eyyühellezine amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamüricsün min ameliş şeytani fectenibühü lealleküm tüfl i hun innema yüriydüş şeytanü en yükaa beynekümül adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salati fehel entüm müntehun. Ve etiy’ullahe ve etiy’ur rasule vahzeru. Fe in tevelleytüm fa’lemu ennema ala resunlinel belağulmübin. Allahümme huz hubbül hamri vel meysiri bihakkı kelamukel kadim ve rasulikel kerim ve bielfi elfin la h

Aşırı Şehvetten Kurtulma Duası

Her ne kadar Allah (azze ve celle) bunu fıtrî olarak zevk ve lezzet gibi hediyelerle birlikte vermiş olsa da kişi bu hissi kontrol altında tutmadığı taktirde hem dünyâ hem âhiret cihetiyle zor durumda kalacaktır. Fikri haram, bakışı haram, meylî haram olan kişi zinâ gibi büyük bir günahla karşı karşıya gelecektir. Bedenen bunu yapmasa da uzuvları ile bir bakıma zinâ işlemiş olacaktır. Peki bu histen nasıl kurtulacağız? Şehvetten Kurtulma Duası Bismillahirrahmanirrahim, Allahumme yâ senede men lâ senede lehü. Ve yâ zuhre men lâ zuhre lehü. Ve yâ câmi’eşşettâti. Ve ya râhimel emvâti. İrhamni rahmeten tuğninî biha an rahmeti men sivâke. Allahumme lâ emlikü linefsi nef’an ve la dârren ve lâ mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûran. Allahumme vessî’li fîmâ rezaktenî. Ve bârik li fîmâ ve hebtenî. İnneke alâ külli şey’in kadîr. Ve lâ tusallit aleyye bizünûbi men lâ yerhamunî yâ erhamerrâhimîn. Verzuknî hayre’ddünya vel âhireti yâ Rabbel âlemîn. İlahi, in afevteni fe lâ yenkusu fî mülkike şey

Gece Banyo Yapmak Caiz mi?

Gece Banyo Yapmak Caiz mi? Sizlerden bu konuda bir çok mesaj aldık, "hocam gece cinlerin ve şeytanların vakti olduğundan banyo yapılmaz mış" veya "akşam ve gece sabaha doğru banyo yaptığında şeytan dokunur,aklını kaybedebilirsin diyorlar bu ne kadar doğru" tarzında  bir çok soru aldık. Evet,gece banyo yapabilirsiniz,bunun için her hangi bir sakınca yoktur,kuran-ı kerimde gece banyo yapmayınız diye bir ayet yoktur,ayıca hadislerde de gece banyo yapmayınız diye bir uyarı yoktur. Size gece banyo yapılabileceğini onlarca örnekle anlatabiliriz ama gece banyo yapılmaz konusunun ne kadar yanlış olduğunu göstermeye tek bir örnek bile yetecektir. Örneğin; Namaz kılan biri olsun veya namaz kılmayan biri olsun fark etmez cenabet kalma süresi en fazla bir namaz aralığıdır. Buna göre yatsıdan sonra veya gece yarısı cinsel ilişkiye girdiniz-cima yaptınız,gusül abdesti almanız gereken bir durum oldu ama siz uyuya kaldınız bu durumda sabah namazı vaktine kadar yatabilirs

Eşinin Ci..sel Organını Yalamak (Öpmek) Gusül Gerektirir mi?

Sizden Gelen Sorular : Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusul Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organına Dokunmak Gusül Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Cin..el Organı Öpmek Gusül Gerektirir mi?, Erkek Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Karşı Cinsin Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?.. Cin..el ilişki gerçekleşmeden (orgzım olmadan) veya meni dışarı çıkmadan cin..el organı öpmek yada yalamaktan dolayı cünüp olmazsınız. Bu durumla ilgili haram olmamakla beraber şu hususlara dikkat etmeliyiz: – Öncelikle böyle bir davranış onurlu ve kişilikli olmaya aykırı bir davranıştır, tiksindiricidir. – İkinci olarak, cin..el organlardan sürekli olarak bir takım maddeler çıkmaktadır ve bunlar pis olan akıntılardır.  Böyle bir durumda kişi, Hz. Peygamber’in (sa): " Ağızlarınızı tertemiz yapın çünkü onlar Kuran yoludur"  diye nitelendirdiği ağzına pis maddeler almış olacaktır. Üçüncü olarak, İslam’ın insan sağlığına ne kadar değ