Ana içeriğe atla

Mümin Suresi Okunuş ve Meali, Fazileti ve Sırları

Sizlerden gelen sorular : mümin duası, mümin suresi okunuş, mümin suresi meali kısaca yazar mısınız?, mümin suresi meali diyanet, mümin suresi indir, mümin suresi 1. ayet paylaşır mısınız?, mümin suresi turkce oku, mümin suresi meali dinle, mümin suresi kaçıncı cüz?, mümin suresi ilk 3 ayeti paylaşır mısınız?, müminun suresi 115 116 ayet fazileti nelerdir?, mümin suresi ilk 3 ayeti okunuşu nasıldır?, mümin suresi ilk 3 ayeti arapça paylaşır mısınız?, mümin süresi kanser hastaları için okunur mu?
mümin suresi okunuş ve meali
MÜMİN SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim

1. Ha mım

2. Tenzılül ktabi minellahil azızil alım

3. Ğafiriz zembi ve kabilit tevbi şedıdil ıkabi zit tavl la ilahe illa hu ileyhil mesıyr

4. Ma yücadilü fi ayatillahi illellezıne keferu fe la yağrurke tekallübühüm fil bilad

5. Kezzebet kablehüm kavmü nuhıv vel ahzabü mim ba’dihim ve hemmet küllü ümmetim bi rasulihim li ye’huzuhü ve cadelu bil batılı li yüdhüdu bihil hakka fe ehaztühüm fe keyfe kane ıkab

6. Ve kezalike hakkat kelimetü rabbike alellezıne keferu ennehüm ashabün nar

7. Ellezıne yahmilunel arşe ve men havlehu yüsebbihune bi hamdi rabbihim ve yü’minune bihı ve yestağfirune lillezıne amenu rabbena vesı’te külle şey’ir rahmetev ve ılmen fağfir lillezıne tabu vettebeu sebıleke vekıhim azabel cehıym

8. Rabbena ve edhılhüm cennati adninilletı veadtehüm ve men salehü min abaihim ve ezvacihim ve zürriyyatihim inneke entel azızül hakım

9. Vekıhimüs seyyiat ve men tekıs seyyiati yevmeizin fe kad rahımteh ve zalike hüvel fevzül azıym

10. İnnellezıne keferu yünadevne le maktüllahi ekberu mim maktiküm enfüseküm iz tüd’avne ilel imani fe tekfürun

11. Kalu rabbena emettenesneteyni ve ahyeytenesneteyni fa’terafna bi zünubina fe hel ila hurucim min sebıl

12. Zaliküm bi ennehu iza düıyellahü vahdehu kefartüm ve iy yüşrük bihı tü’minu fel hukmü lillahül aliyyil kebır

13. Hüvellezı yürıküm ayatihı ve yünezzilü leküm mines semai rizka ve ma yetezekkeru illa mey yünıb

14. Fed’ullahe mhlisıyne lehüd dıne ve lev kerihel kafirun

15. Rafıud deracati zül arş yülkır ruha min emrihı ala mey yeşaü min ıbadihı li yünzira yevmet telak

16. Yevme hüm barizun la yahfa alellahi minhüm şey’ li menil mülkül yevm lillahil vahıdil kahhar

17. Elyevme tücza küllü mefsim bima kesebet La zulmel yevm innellahe serıul hısab

18. Ve enzihüm yevmel azifeti izil kulubü ledel hanaciri kazımın ma liz zalimıne min hamımiv ve la şefııy yüta’

19. Ya’lemü hainetel a’yüni ve ma tuhfis sudur

20. Vallahü yakdıy bil hakk vellezıne yed’une min dunihı la yakdune bi şey’ innellahe hüves semıul besıyr

21. E ve lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne kanu min kablihim kanu hüm eşedde minhüm kuvvetev ve asaran fil erdı fe ehazehümüllahü bi zünubihim ve ma kane lehüm minellahi miv vak


22. Zalike bi ennehüm kanet te’tıhim rusülühüm bil beyyinati fe keferu fe ehazehümüllah innehu kaviyyün şedıdül ıkab

23. Ve le kad erselna musa bi ayatina ve sültanim mübın

24. İla fir’avne ve hamane ve karune fe kalu sahırun kezzab


25. Fe lemma caehüm bil hakkı min ındina kaluktülu ebnaellezıne amenu meahu vestahyu nisaehüm ve ma keydül kafirıne illa fı dalal

26. Ve kale fir’avnü zerunı aktül musa vel yed’u rabbeh innı ehafü ey yübeddile dıneküm ev ey yuzhira fil erdıl fesad


27. Ve kale musa innı ustü bi rabbı ve rabbiküm min külli mütekebbiril la yü’minü bi yevmil hısab

28. Ve kale racülüm mü’minüm min ali fir’avne yektümü ımanehu etaktülune racülen ey yekule rabbiyellahü ve kad caeküm bil beyyinati mir rabbiküm ve iy yekü sadikay yüsıbküm ba’dullezı yeıdüküm innellahe la yehdı men hüve müsrifün kezzab

29. Ya kavmi lekümül mülkül yevme zahirıne fil erdı fe mey yensuruna mim be’sillahi in caena kale fir’avnü ma ürıküm illa ma era ve ma ehdıküm illa sebıler raşad

30. Ve kalellezı amene ya kavmi innı ehafü aleyküm misle yevmil ahzab


31. Misle de’bi kavmi nuhıv ve adiv ve semude vellezıne mim ba’dihim ve mellahü yürıdü zulmel lil ıbad

32. Ve ya kavmi innı ehafü aleyküm yevmet tenad

33. Yevme tüvellune müdbirın ma leküm minellahi min asım ve mey yudlilillahü fe ma lehu min had

34. Ve le kad caeküm yusüfü min kablü bil beyyinati fe ma ziltüm fı şekkim mimma caeküm bih hatta iza heleke kultüm ley yeb’asellahü mim ba’dihı rasula kezalike yüdıllüllahü men hüve müsrifüm mürtab


35. Ellezıne yücadilune fi ayatillahi bi ğayri sültanin etahüm kebüra makten ındellahi ve ındellezıne amenu kezalike yatbeullahü ala külli kalbi mütekebbirin cebbar

36. Ve kale fir’avnü ya hamanübni lı sarhal le allı eblüğul esbab

37. Esbabes semavati fe attalia ila ilahi müsa ve innı le ezunnühu kaziba ve kezalike züyyine li fir’avne suü amelihı ve sudde anis sebıl ve ma keydü fir’avne illa fı tebab

38. Ve kalellezı amene ya kavmit tebiuni ehdiküm sebıler raşad

39. Ya kavmi innema hazihil hayatüd dünya meta’uv ve innel ahırate hiye darul karar

40. Men amile seyyieten fe la yücza illa misleha ve men amile salihüm min zekerin ev ünsa ve hüve mü’minün fe ülaike yedhulunel cennete yürzekune fıha bi ğayri hısab

41. Ve ya kavmi malı ed’uküm ilen necati ve ted’unenı ilen nar

42. Ted’unenı li ekfüra billahi ve üşrike bihı ma leyse lı bihı ılmüv ve ene ed’uküm ilel azızil ğaffar

43. La cerame ennema ted’unenı ileyhi leyse lehu da’vetün fid dünya ve la fil ahırati ve enne meraddena ilellahi ve ennel müsrifıne hüm ashabün nar

44. Fe setezkürune ma ekulü leküm ve üfevvidu emrı ilellah innellahe basıyrum bil ıbad

45. Fe vekahüllahü seyyiati ma mekeru ve haka bi ali fir’avne suül azab

46. Ennaru yu’radune aleyha ğudüvvev ve aşiyya ve yevme tekumüs saatü edhılu ale fir’avne eşeddel azab

47. Ve iz yetehaccune fin nari fe yekulud duafaü lillezınestekberu inna künnü leküm tebean fe hel entüm muğnune anna nasıybem minen nar

48. Kalellezı nestekberu inna küllün fıha innellahe kad hakeme beynel ıbad

49. Ve kalellezıne fin nari li hazeneti cehennemed’u rabbeküm yühaffif anna yevmem minel azab

50. Kalu eve lem tekü te’tıküm rusülüküm bil beyyinat kalu bela kalu fed’ ve ma düaül kafirıne illa fı dalal

51. İnna henensuru rusülena vellezıne amenu fil hayatid dünya ve yevme yekulül eşhad

52. Yevme la yenfeuz zalimıne ma’ziratühüm ve lehümül la’netü ve hehüm suüd dar

53. Ve le kad ateyna musel hüda ve evrasna benı israilel kitab

54. Hüdev ve zikra li ülil elbab

55. Fasbir inne va’dellahi hakkuv vestağfir li zembike ve sebbıh bi hamdi rabbike bil aşiyyi vel ibkar

56. İnnellezıne yücadilune fı ayatillahi bi ğayri sültanin etahüm in fı sudurihim illa kibrum ma hüm bi baligıyh festeız billah innehu hüves semıul besıyr

57. Le halkus semavati vel erdı ekberu min halkın nasi ve lakinne ekserannasi la ya’lemun

58. Ve ma yestevil a’ma vel besıyru vellezıne amenu ve amilus salihati ve lel müsi’ kalılem ma tetezekkerun

59. İnnes saate le atiyetül la raybe fıha ve lakinne ekseran nasi la yü’minun

60. Ve kale rabbükümüd’unı estecib leküm innellezıne yestekbirune an ıbatetı seyedhulune cehenneme dahırın

61. Allahüllezı ceale lekümül leyle li teskünu fıhi ven nehara mübsıra innellahe le zu fadlin alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun

62. Zalikümüllahü rabbüküm haliku külli şey’ la ilahe illa hüve fe enna tü’fekun

63. Kezalike yü’feküllezıne kanu bi ayatillahi yechadun

64. Allahüllezı ceale lekümül erda kararav ves semae binaev ve savveraküm fe ahsene suveraküm ve razekaküm minet tayyibat zalikümüllahü rabbükam fe tebarakellahü rabbül alemın

65. Hüvel hayyü la ilahe illa hüve fed’uhü muhlisıyne lehüd dın elhamdü lillahi rabbil alemın

66. Kul innı nühıtü en a’büdellezıne ted’une min dunillahi lemma caeniyel beyyinatü mir rabbı ve ümirtü en üslime li rabbil alemın

67. Hüvellezı halekaküm min türabin sümme min nutfetin sümme min alekatin sümme yuhricüküm tıflen sümme li teblüğu eşüddeküm sümme li tekunu şüyuha ve minküm mey yüteveffa min kablü ve li teblüğu ecelem müsemmev ve lealleküm ta’kılun

68. Hüvellezı yuhyi ve yümıt fe iza kada emran fe innema yekulü lehu kün fe yekun

69. E lem tera ilellezıne yücadilune fı ayatillah enna yusrafun

70. Ellezıne kezzebu bil kitabi ve bima erselna bihı rusülena fe sevfe ya’lemun

71. İzil ağlalü fı a’nakıhim ves selasil yüshabun

72. Fil hamımi sümme fin nari yüscerun

73. Sümme kıyle lehüm eyne ma küntüm tüşrikun

74. Min dunillah kalu dallu anna bel lem nekün ned’u min kablü şey’a kezalike yüdıllüllahül kafirın

75. Zaliküm bima küntüm tefrahune fil erdı bi ğayril hakkı ve bima küntüm temrahun

76. Üdhulu ebvabe cehenneme halidıne fıha fe bi’se mesvel mütekebbirın

77. Fasbir inne va’dellahi hakk fe imma nüriyenneke ba’dallezı neıdühüm ev neteveffeyenneke fe ileyna yürceun

78. Ve le kad erselna rusülem min kablike minhüm men kasasna aleyke ve minhüm mel lem naksus aleyk ve ma kane li rasulin ey ye’tiye bi ayetin illa bi iznillah fe iza cae emrallahi kudiye bil hakkı ve hasira hünalikel mübtılun

79. Allahüllezı ceale lekümül en’ame li terkebu minha ve minha te’külun

80. Ve leküm fiha menafiu ve li teblüğu aleyha haceten fı suduriküm ve aleyha ve alel fülki tuhmelun

81. Ve yürıküm ayatihı fe eyye ayatillahi tünkirun

82. E fe lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim kanu eksera minhüm ve eşedde kuvvetev ve asaran fil erdı fe ma ağna anhüm ma kanu yeksibun

83. Felemma caethüm rusülühüm bil beyyinati ferihu bima ındehüm minel ılmi ve haka biham ma kanu bihı yestehziun

84. Felemma raev be’sena kalu amenna billahi vahdehu ve kefarna bima künna bihı müşrikın

85. Fe lem yekü yenfeuhüm ımanühüm lemma raev be’sena sünnetellahiletı kad halet fı ıbadih ve hasira hünalikel kafirun

MUMİN SÛRESİ MEALİ VE ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm
1.Hâ Mîm.

2,3.Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır.

4.Allah’ın âyetleri hakkında inkâr edenlerden başkası tartışmaya girişmez. Onların şehirlerde gezip dolaşmaları seni aldatmasın.

5.Onlardan önce Nûh’un kavmi ve onlardan sonra gelen topluluklar da yalanlamıştı. Her ümmet kendi peygamberini yakalayıp cezalandırmaya azmetmişti. Hakkı yok etmek için batıl şeyler ileri sürerek tartışmışlardı. Bu yüzden onları kıskıvrak yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış, (gördüler)!

6.Böylece Rabbinin, inkâr edenler hakkındaki, “Onlar cehennemliklerdir” sözü gerçekleşmiş oldu.

7.Arş’ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler, O’na inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru.”


8.“Ey Rabbimiz! Onları da, onların babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları da, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”

9.“Onları kötülüklerden koru. Sen o gün kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmiş olursun. İşte bu büyük başarıdır.

10.İnkâr edenler var ya, muhakkak onlara: “Allah’ın (size) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan daha büyüktür. Çünkü siz imana çağırılırdınız da inkâr ederdiniz” diye seslenilir.

11.Onlar da şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa da dirilttin. Günahlarımızı kabulleniyoruz. Şimdi (bu ateşten) bir çıkış yolu var mı?”

12.“Bu, sizin tevhid çerçevesinde Allah’a çağrıldığında inkâr etmeniz, O’na ortak koşulduğunda ise inanmanız sebebiyledir. Artık hüküm yüce ve büyük Allah’a aittir.”

13.O, size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indirendir. Ancak O’na yönelen, düşünüp ibret alır.

14.O hâlde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin.

15.O, dereceleri hakkıyla yükseltendir, Arş’ın sahibidir. Buluşma günü hakkında (insanları) uyarmak için, irâdesiyle ilgili vahyi kullarından dilediğine, kendi indirir.

16.O gün onlar ortaya çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. Bugün mülk (hükümranlık) kimindir? Tek olan, her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında tutan Allah’ındır.

17.Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün asla zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

18.Yaklaşmakta olan gün konusunda onları uyar. O gün yürekler gam ve tasa ile dolu, (sanki) gırtlaklara dayanmıştır. Zalimlerin ne sıcak bir dostu, ne de sözü dinlenir bir şefaatçisi vardır.

19.Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.

20.Allah, hak ve adâletle hükmeder. Allah’tan başka taptıkları ise hiçbir hükümde bulunamazlar. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

21.Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar, kendilerinden daha güçlü ve yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Böyle iken Allah, günahları sebebiyle onları yakaladı. Onları Allah’ın azabından koruyacak hiç kimse olmadı.

22.Bunun sebebi şu idi: Peygamberleri onlara apaçık mucizeler getiriyorlardı da onlar inkâr ediyorlardı. Bu yüzden Allah da onları yakalayıverdi. Şüphesiz O, güçlüdür, cezası da çok şiddetlidir.

23,24.Andolsun ki biz Mûsâ’yı mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun’a, Hâmân’a ve Kârûn’agönderdik. Onlar ise; “Bu çok yalancı bir sihirbazdır” dediler.

25.Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince, “Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın” dediler. Fakat kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmıştır.

26.Firavun dedi ki: “Bırakın beni, Mûsâ’yı öldüreyim. (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum.”

27.Mûsâ da, “Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım” dedi.

28.Firavun ailesinden, imanını gizlemekte olan mü’min bir adam şöyle dedi: “Rabbim Allah’tır, dediği için bir adamı öldürecek misiniz? Hâlbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirdi. Eğer yalancı ise, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylerin bir kısmı başınıza gelecektir. Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru yola eriştirmez.”

29.“Ey kavmim! Bugün yeryüzüne hâkim kimseler olarak iktidar ve saltanat sizindir. Ama başımıza geldiğinde bizi, Allah’ın azabından kim kurtarır?” Firavun, “Ben size ancak kendi görüşümü bildiriyorum ve sizi ancak doğru yola götürüyorum” dedi.

30,31.İman etmiş olan adam dedi ki: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah, kullarına asla zulmetmek istemez.”

32,33.“Ey kavmim! Gerçekten sizin için, o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçmaya çalışacağınız günden korkuyorum. (O gün) sizi, Allah’(ın azabın)dan kurtaracak kimse yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek de yoktur.”

34.Andolsun, daha önce Yûsuf da size apaçık deliller getirmişti de, onun size getirdikleri hakkında şüphe edip durmuştunuz. Daha sonra o ölünce de, “Allah, ondan sonra aslâ peygamber göndermez” demiştiniz. İşte Allah, aşırı giden şüpheci kimseleri böyle saptırır.

35.Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

36,37.Firavun dedi ki: “Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Mûsâ’nın ilâhını görürüm(!) Çünkü ben, onun yalancı olduğuna inanıyorum.” Böylece Firavun’a yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve doğru yoldan saptırıldı. Firavun’un tuzağı, tamamen sonuçsuz kaldı.

38.O inanan kimse dedi ki: “Ey kavmim! Bana uyun ki, sizi doğru yola ileteyim.”

39.“Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı ancak (geçici) bir yararlanmadır. Ahiret ise ebedî olarak kalınacak yerdir.”

40.“Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.”

41.“Ey kavmim! Bu ne hâl? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz ise beni ateşe çağırıyorsunuz.”

42.“Siz beni Allah’ı inkâr etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyleri O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi mutlak güç sahibine, çok bağışlayana (Allah’a) çağırıyorum.”

43.“Şüphe yok ki sizin beni tapmaya çağırdığınız şeyin ne dünya ne de ahiret konusunda hiçbir çağrısı yoktur. Kuşkusuz dönüşümüz Allah’adır. Şüphesiz, aşırı gidenler cehennemliklerin ta kendileridir.”

44.“Size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını hakkıyla görendir.”

45.Allah, onu, onların hilelerinin kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini, azâbın en kötüsü kuşattı.

46.(Öyle bir) ateş ki, onlar sabah-akşam ona sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun” denilecektir.

47.Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara, “Biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?” derler.

48.Büyüklük taslayanlar ise şöyle derler: “Biz hepimiz ateşin içindeyiz. Şüphesiz Allah, kullar arasında (böyle) hüküm vermiştir.”

49.Ateşte olanlar cehennem bekçilerine, “Rabbinize yalvarın da (hiç değilse) bir gün bizden azabı hafifletsin” derler.

50.(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır.

51.Şüphesiz ki, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.

52.O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır.

53,54.Andolsun, biz Mûsâ’ya hidayet verdik. İsrailoğulları’na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat’ı) miras bıraktık.

55.Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın va’di şüphesiz gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ederek tespih et.

56.Allah’ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

57.Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

58.Kör ile gören, iman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz.

59.Kıyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.

60.Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.”

61.Allah, içinde rahat edesiniz diye geceyi ve (her şeyi) gösterici (aydınlık) olarak da gündüzü yaratandır. Şüphesiz Allah, insanlara karşı sonsuz iyilik sahibidir, fakat insanların çoğu şükretmezler.

62.İşte her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah! O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Durum bu iken nasıl oluyor da (haktan) döndürülüyorsunuz?

63.Allah’ın âyetlerini inkâr etmekte olanlar, işte böyle döndürülürler.

64.Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!

65.O, diridir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde sadece Allah’a itaat ederek (samimi olarak) O’na ibadet edin. Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur.

66.De ki: “Rabbimden bana apaçık deliller gelince, Allah’ı bırakıp da taptıklarınıza tapmam bana yasaklandı ve bana, âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.”

67.O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.

68.O, yaşatan ve öldürendir. Bir şeye karar verdiğinde, ona sadece “ol” der, o da oluverir.

69.Allah’ın âyetleri hakkında tartışanları görmedin mi? Nasıl da döndürülüyorlar?

70.Onlar, kitabı (Kur’an’ı) ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar bilecekler.

71,72.O zaman onlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu hâlde kaynar suda sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.

73,74.Sonra onlara, “Allah’ı bırakıp da ortak koştuklarınız nerede?” denilir. Onlar da, “(Yüzüstü bırakıp) bizden uzaklaştılar. Hayır, demek ki, biz önceleri hiçbir şeye tapmıyormuşuz, (taptıklarımız bir hiçmiş)” derler. İşte Allah, inkârcıları böyle saptırır.

75.Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden ötürüdür.

76.Onlara, “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!” (denir).

77.Sen sabret! Şüphesiz Allah’ın verdiği söz gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz azâbın bir kısmını sana göstersek de (ya da göstermeden önce) seni vefât ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.

78.Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir peygamber, Allah’ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah’ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.

79.Allah, bir kısmına binesiniz, bir kısmını da yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır.

80.Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır. Gönüllerinizdeki ihtiyaçlara kendileri üzerinden ulaşasınız diye onları yaratmıştır. Onlarla ve gemilerle taşınırsınız.

81.Allah, size âyetlerini gösteriyor. Allah’ın hangi âyetlerini inkâr edersiniz?

82.Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha çok, daha güçlü ve onların yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Fakat kazanmakta oldukları şeyler onlara bir fayda vermemişti.

83.Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.

84.Azabımızı gördükleri zaman, “Yalnız Allah’a inandık; O’na ortak koşmakta olduğumuz şeyleri inkâr ettik” dediler.

85.Fakat azâbımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah’ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkârcılar hüsrana uğradılar.

MÜMİN SURESİ FAZİLETİ ve SIRLARI
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Herşeyin bir özü vardır. Kur'ânın özü ise, "Hâ mîm"lerdir.”
“Her kim Âyet-el kürsî ve Mü'min sûresini okursa, o gün içerisinde bütün fenâlıklardan muhâfaza olunur.”

“Cennet bahçelerinde yükselmeyi arzu eden kimse, "Hâ mîm"leri okusun.”
“Her kim Mü'min sûresini (İleyhil masîr)e kadar ve Âyet-el kürsî'yi sabahleyin okursa, bu kimse bütün bela ve musibetlerden korunur. Akşam okursa, sabaha kadar bütün fenâlıklardan muhâfaza olunur.”

“Hâ mîm'ler yedidir: Cehennemin kapıları da yedidir. Her Hâ mîm gelip Cehennemin bir kapısına durur ve; "Yâ Rab, bana inanan ve beni okuyan kişiyi bu kapıdan içeri sokma" diye yalvarır.”

“Kim Mü'min sûresini okursa, ona duâ etmeyen ve onun için istigfârda bulunmayan hiçbir nebî, sıddîk, şehid ve mü'min rûhu kalmaz.”
“Allahü teâlâ, yedi Hâ mîm'leri bana Tevrât yerine; Elîf lâm râ'lardan Tâ sîn mîm'lere kadar olan sûreleri İncil yerine; Tâ sîn mim'ler ile Hâ mîm'ler ve Mufassal yani Hucurât'tan sonraki sûreler ile üstün kıldı, benden önce hiç bir peygamber onları okumamıştır.”

Peygamber efendimiz bu surenin fazileti hakkında şöyle buyurmuştur : Her kim bu Mümin suresini "İleyhil masîr" âyetine kadar ve âyetel kürsî´yi sabahleyin okuyacak olursa akşam oluncaya kadar bunların sayesinde korunmuş olur. Kim de bunları akşamleyin okursa sabahlayıncaya kadar bunlar sayesinde korunmuş olur.

Abdullah b. Abbas´ın şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Herşeyin bir özü vardır. Kur´amn özü de Hâ.Mim.lerdir."Abdullah b. Mes´ud ise şöyle demiştir: "Ben (okurken) Hâ.mîm.lere geldiğim zaman kendimi, içinde süslendiğim gül bahçelerine düşmüş hissederim.

"Peygamber efendimiz bir hadis-i şerifimle şöyle buyurmuştur : "Şayet düşman size geceleyin baskın yapacak olursa "Hâ.Mîm." deyin. Onlar yardım göremez, (galip gelemez) Diğer bir rivayette ise:"Baskına uğradığınız zaman parolanız "Hâ.Mîm." olsun. Düşmanınıza yardım olunmaz." Duyurulmuştur.

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki : "Kim Mümin suresini okursa, ona dua etmeyen ve onun için istiğfarda bulunmayan hiçbir Nebi, Sıddık, Şehid ve mümin ruhu kalmaz."


Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki : "Her kim sabahladığı zaman Mümin suresinin 1-3 ayetlerini ve Ayetül-Kürsi yi okursa, akşama kadar bunların sayesinde korunur ve kim bunları akşamladığı zaman okursa, bunları nsayesinde sabaha kadar (bütün müsibetlerden) korunur."

Rivayet Edildi ki : Her kim her üç günde bir Mümin Suresinin tamamını okursa, Allah’ü Teala onun gelmiş, geçmiş ve gelecek hatalarını bağışlar, affeder. O kimseyi takva sahibi bir kişi yapar ve onun ahiret hayatını, dünya hayatından daha hayırlı bir hayat ve yaşam yapar; ahireti cennet olur.

Kötü insanın şerrinden emin olmak için 7 kere okunur.
Her kimin ciğer, kalp ve dalağında rahatsızlık bulunurda (maddi çareler aramak, yani doktora gitmek ve verdiği tedaviyi uyguladıktan sonra) bu sureyi yazıp zemzem suyunun içine koyup içerse, Allah’ın izniyle hastalığına şifa olur.

Haksızlığa uğrayıp da haklı olan davayı kazanmak için bir kere Besmele ile beraber Mümin Suresinin 12. ayetini 537 kere tekrarlanır. (Unutmamak gerekir ki Kaderde tespit edilen ne ise onun önüne Allah’ın izni ile hiç bir kimse ve şey geçemez. Takdir yüce Allah’ındır. Kulun yapması gereken rıza ve sabırdır. Yalan söylemek müslümana yakışmaz)

Şerli kimselerin kötülüklerinden korunmak için bir kere Besmele ile beraber .Mü’min Suresinin 44. ayetini okuyup dua edilmelidir.

Hayvanların sayı bakımından artıp, bereketlenmesi için Mü’min Suresinin 79-81. ayetleri bir kağıda yazılıp suyun içinde bekletildikten sonra onlara (Hayvanlara) içirilmelidir.


Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki : "Her kim Müminun Suresini okumaya devam ederse, ölüm anında melekler, o kimseye cennetlerle onu müjdeler." 

Abdullah ibni Abbâs (Radıyallahü Anhüma)’dan rivayetle, Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki : "Bana on âyet indi ki, kim hakkını vererek (hükmünü yerine getirerek yaşayarak) onları okursa, Cennete girer: Bu, Müminun Suresinin ilk on ayetidir." 


Mü’minûn Suresi’nin Sırları Hakkında Rivayetler
Bu sureyi okuyan kimseler, imani ve itikadi yönden düzelir, imanın kemaline erer.
İbni Kuteybe (Rahimehullah) şöyle bir rivayette bulunmuştur. 
"Bir adama deri hastalığı isabet etmiş, cildi soyulmuştu. Her türlü ilacı denediyse de bir derman bulamadı. Sonra derdine derman ümidiyle bir kafileye katılarak Hicaz’a doğru yola çıktı. Hastalığı şiddetlenince Küfe’ye yakın bir yerde kafile-den ayrıldı. Hz. Ali (Radıyallahü Anh)’nin medfün bulunduğu söylenen Meşhed’e gelip orada geceledi. O gece rüyasında Hz. Ali (radıyallahü Anh)’yi gördü. Ona:
-"Ya Ali (Radıyallahü Anh)! Görmüyor musun bana ne oldu! Bana şifa olacak şeyi şöyle!" dedi Hazreti Ali (Radıyallahü Anh) o adama Müminun suresinin 14.
ayetini okudu. Adam sabah uyanınca Cilt Hastalığının tamamen iyileştiğini, cildinin gayet güzel bir hal aldığıunı hayretle müşahede etti.
 
Ayeti Kerime derhal tesirini göstermişti.

Not: Bu ayeti kerime sedef ve her türlü cilt hastalığına tam bir iman ile yedi gün yedişer defa okunmalıdır.

Yalancılara karşı İlahi yardıma kavuşmak isteyen kişi, Müminun suresinin 26. ayetini okumalıdır.

Yolculuğunu selametle geçirmek isteyen kişi, ulaşım aracından inerken Müminun suresinin 29. ayetini okumalıdır.

Kötülük yapmasından korkulan bir kişinin yanına girmeden önce Müminun suresinin 93-94 ayetleri okunursa, o korktuğundan emin olur.
Belalardan emin olmak ve şeytandan korunmak için Müminun suresinin 97-98. ayetlerini okumak lazımdır.

İmam Şafii (Rahimehullah) Mısır’a ulaşınca, insanlar onu çok güzel bir şekilde karşıladılar. Herkes İmam Şafii’yi misafir etmek istiyordu. Halifenin adamlarından biri yanına gelerek ona kendisiyle halifeye kadar gelmesini söyledi. İmam Şafii (Rahimehullah) o askeri takip ederek saraya kadar geldi. Saraya girince Müminun suresinin 97-98. ayetlerini okudu. İmam Şafii Hazretleri bu ayeti okuyunca, ayet derhal tesirini gösterdi ve hakkında kötü düşünen halife onu ayakta karşıladı. Onu meclisinde en iyi yere oturttu. Ayrıca ona bir hediye de sundu.

Muhammed bin İbrahim (Radıyallahü Anhüma)’dan rivayet edilmiştir. Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bir savaş müfrezesinde bize görev verdi ve sabah-akşam (Müminun suresinin 115-118)ayetlerini okumamızı bize emretti. Biz bu ayet-i kerimeyi okuduk da ganimet elde ettik ve selamet bulduk.


Abdullah ibni Mesud (Radıyallahü Anh)’a kulağından şikayeti olan bir kimse getirildi. O kimseye Müminun suresinin 115. ayetinden sonuna kadar sureyi okuyarak kulağına nefes etti. O kişi de derdinden kurtuldu. Bu olay Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e intikal edince buyurdu ki : "Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kimse yakinen inanarak bu ayeti celileleri bir dağ üzerine okumuş olsaydı, dağ yerinden oynardı."
"Bunalıma düşen, sinir hastası olan veya sara hastalığına tutulan veya cinlenmiş kişilerin kulaklarına Müminun Suresinin 115 ve 116 ayetleri okunursa, Allah’ın izniyle şifa olur. Şayet bu hastalıklar geçmezse, 21 gün 21 kere okunur."

Allah yar ve yardımcınız olsun, dua ile kalın. Dua öğren, dua oku...

Yorumlar

DUALAR

Aşık Etme Duası (Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua)

Sizlerden gelen sorular; Nihat HATİPOĞLU aşık etme duasını paylaşır mısınız?, ayetel kürsi ile aşık etme duası var mı?, aşık etme duası 14 gün, anında aşık eden dua var mı?, çok tesirli aşık etme duası paylaşır mısınız?, aşık etme duası mishakal, deli gibi aşık etme duası var mı?,en etkili aşk duası paylaşır mısınız?,  denenmiş  birini kendine aşık etme duası var mı..?  şeklinde soruluşmuş sorulardı. Tüm bu soruların cevaplarını aşağıda sizler için paylaştık. Allah ettiğiniz duaları kabul etsin inşallah. Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua-Nihat HATİPOĞLU BİRİNİ KENDİNE AŞIK ETMEK İÇİN DUA (BÜYÜ DEĞİLDİR) ; Erkeği Aşık Etme Duası-Kızı Aşık Etme Duası: Kuvvetli bir celbiye için uygulamadır. Bizzat denenmiş bir uygulamadır, herhangi bir yapılış zamanı yoktur, önerilen okuma düzeni bir hafta boyunca günde 1 defa okumaya niyet etmedir fakat genel anlamda bir hafta dolmadan hacetimiz görülmüş olur. (14 gün okumada ise okumadan sonra 40 gün başka bir işlem ya da okuma yapılmaması

Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Emel HATİPOĞLU Kimdir?

Sizden Gelen Sorular : Nihat HATİPOĞLU Evli mi?,Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Kimdir?,Emel HATİPOĞLU Kimdir?.. Ünlü ilahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu sosyal medyada dolaşan bir fotoğraf nedeni ile birden bire gündeme bomba gibi düştü. Tesettürlü ancak oldukça bakımlı genç bir kadın hayranı ile çekilen fotoğrafı basına yayılan Nihat Hatipoğlu, konu hakkında sert konuştu. Bazı internet kullanıcıları fotoğraftaki genç kadının Nihat Hatipoğlu'nun eşi olduğu bile iddia edildi ve Hatipoğlu ilginç eleştirilere maruz kaldı. GENÇ KADINLA EVLENECEK DİYENLER OLDU  Nihat Hatipoğlu' nun genç ve güzel tesettürlü bir kadın hayranı ile çektirdiği fotoğraf adeta olay oldu. Nerede çekildiği bilinmeyen fotoğraf, kısa sürede sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasına girdi. Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü ilahiyatçıyı eleştirirken, bazıları da fotoğrafın son derece normal olduğunu savundu.  NİHAT HOCA ÇIKAN HABERLERE İSYAN ETTİ   Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü

Kumardan Kurtulmak İçin En Etkili Dua

Sizlerden gelen sorular; Kumardan kurtulmak için ne yapmalı?, Kumar bağımlılığından tamamen kurtulmak mümkün mü?, Kumar bağımlılığı nasıl tedavi edilir?,Kocami kumardan KURTULMAK için dua paylaşır mısınız?, Cübbeli Ahmet Hoca kumardan KURTULMAK için Dua, kumardan kurtulmak için Esmaül Hüsna, Kumardan kurtulma duası Diyanet, Kumardan korunmak için okunacak dua, Sanal kumardan kurtulma yolları, kumardan kurtuldum... SORU:  Kocamı kumardan kurtulmak için dua paylaşır mısınız? CEVAP : “Bismillahirrahmanirrahim. Ya eyyühellezine amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamüricsün min ameliş şeytani fectenibühü lealleküm tüfl i hun innema yüriydüş şeytanü en yükaa beynekümül adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salati fehel entüm müntehun. Ve etiy’ullahe ve etiy’ur rasule vahzeru. Fe in tevelleytüm fa’lemu ennema ala resunlinel belağulmübin. Allahümme huz hubbül hamri vel meysiri bihakkı kelamukel kadim ve rasulikel kerim ve bielfi elfin la h

Aşırı Şehvetten Kurtulma Duası

Her ne kadar Allah (azze ve celle) bunu fıtrî olarak zevk ve lezzet gibi hediyelerle birlikte vermiş olsa da kişi bu hissi kontrol altında tutmadığı taktirde hem dünyâ hem âhiret cihetiyle zor durumda kalacaktır. Fikri haram, bakışı haram, meylî haram olan kişi zinâ gibi büyük bir günahla karşı karşıya gelecektir. Bedenen bunu yapmasa da uzuvları ile bir bakıma zinâ işlemiş olacaktır. Peki bu histen nasıl kurtulacağız? Şehvetten Kurtulma Duası Bismillahirrahmanirrahim, Allahumme yâ senede men lâ senede lehü. Ve yâ zuhre men lâ zuhre lehü. Ve yâ câmi’eşşettâti. Ve ya râhimel emvâti. İrhamni rahmeten tuğninî biha an rahmeti men sivâke. Allahumme lâ emlikü linefsi nef’an ve la dârren ve lâ mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûran. Allahumme vessî’li fîmâ rezaktenî. Ve bârik li fîmâ ve hebtenî. İnneke alâ külli şey’in kadîr. Ve lâ tusallit aleyye bizünûbi men lâ yerhamunî yâ erhamerrâhimîn. Verzuknî hayre’ddünya vel âhireti yâ Rabbel âlemîn. İlahi, in afevteni fe lâ yenkusu fî mülkike şey

Eşinin Ci..sel Organını Yalamak (Öpmek) Gusül Gerektirir mi?

Sizden Gelen Sorular : Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusul Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organına Dokunmak Gusül Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Cin..el Organı Öpmek Gusül Gerektirir mi?, Erkek Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Karşı Cinsin Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?.. Cin..el ilişki gerçekleşmeden (orgzım olmadan) veya meni dışarı çıkmadan cin..el organı öpmek yada yalamaktan dolayı cünüp olmazsınız. Bu durumla ilgili haram olmamakla beraber şu hususlara dikkat etmeliyiz: – Öncelikle böyle bir davranış onurlu ve kişilikli olmaya aykırı bir davranıştır, tiksindiricidir. – İkinci olarak, cin..el organlardan sürekli olarak bir takım maddeler çıkmaktadır ve bunlar pis olan akıntılardır.  Böyle bir durumda kişi, Hz. Peygamber’in (sa): " Ağızlarınızı tertemiz yapın çünkü onlar Kuran yoludur"  diye nitelendirdiği ağzına pis maddeler almış olacaktır. Üçüncü olarak, İslam’ın insan sağlığına ne kadar değ