Ana içeriğe atla

İslami Açıdan Tenkit veya Eleştiri

Tenkit veya eleştiri nedir? Eleştirideki usul ve esaslar nelerdir? Eleştiren ve eleştirilen kişi nelere dikkat etmelidir?

İslami Açidan Tenkit ve Eleştiri

Tenkit, bir şeyin kusurunu göstermek, ayıbını ortaya koymak; bir kelâmın içindeki kusurları ayıklayarak, sözdeki güzellikleri ortaya çıkartmak demektir. Tenkit edene münekkit denir. Türkçe’de tenkit yerine kullanılan "eleştiri", bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek maksadıyla incelemek şeklinde tanımlanmaktadır.

Görüldüğü gibi tenkit veya eleştiri, kusurlu, eksik veya sakıncalı olan bir şeye müdâhale edip, doğrusunun ve hatasız olanın ortaya çıkması yönünde bir düzeltme çabasıdır.

Her şeyden önce prensip olarak yapılan eleştirinin yani tenkidin doğru, olumlu, Allah’ın rızasını gözeten bir amacı olmalıdır.

İnsanlar arası ilişkilerin sağlıklı ve sürekli olması için açık ve dürüst iletişim en önemli koşullardan biridir. İnsanlar birbirleriyle bilgi, duygu, görüş ve düşüncelerini çekinmeden paylaşabilmeli, kendilerine ve karşılarındakine güvenerek konuşabilmeli ve dinlediklerine de güvenebilmelidirler.

Sosyal yaşamda ve iş ortamlarında yaşanan sorunların çok önemli bir kaynağı güven eksikliği nedeniyle açık ve dürüst iletişim kurulamamasıdır. İnsanlar gerçekleri söylediklerinde çoğu kez tepkiyle karşılaşmakta söylediklerine söyleyeceklerine pişman olmaktadırlar. Çoğu zaman da böyle bir endişe duydukları için açık ve dürüst iletişim kurmaktan, gerçekleri konuşmaktan kaçınmaktadırlar.

Şüphesiz, eleştirinin farklı etki yapan tarzları, türleri ve dozları vardır. Kişilik özelliklerine yönelen, başkalarının yanında rencide eden, kişinin beklemediği bir anda donup kalmasına neden olan, umutlarının heves ve heyecanının tükenmesine neden olan yıkıcı eleştiri, aslında eleştiriden çok art niyetli bir saldırıdır. Eleştiri, yıkmak, bitirmek ve yok etmek amacıyla yapılırsa saldırgan bir davranışa dönüşür ve büyük olasılıkla giderek tırmanan olumsuz bir çatışma sürecini başlatır.

Gerçek eleştiri, yol gösteren, destek sağlayan, moral ve ilham veren, yapıcı ve olumlu ifadeler içeren ve gerçek dostlar arasında olması gereken bir iletişim biçimidir. Böyle bir iletişim tarzına ortam oluşturan ilişki anlayışı, sağlıklı bir eleştiri kültürünün oluşmasına bağlıdır.

Eleştiriler, sağlıklı ve sürekli ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürekli besleme anlayışı ile olmalıdır. Aynı şekilde, sağlıklı ve faydalı bir eleştiri, iyi niyetli, yol gösterici, destekleyici, iyileştirici ifadeleri ve önerileri içeren mesajları sabırla, anlayışla dinleme ve bu eleştiriler doğrultusunda kendini değiştirebilme, geliştirebilme sonucunu vermelidir. Bu anlamda bir elştiride önemli olan, eleştiren veya eleştirilen kişi değil eleştirilen konu, durum veya özelliktir.

Doğru ve sağlıklı bir eleştiri olması için, hoşgörü, sabır, anlayış, etkili ve empatik dinleme, saygı ve nezaket temellerine dayalı olarak fikirler ve konular üzerinde yapılmasını gerektirir. Kişilere ve kişilik özelliklerine yönelik eleştiriler çoğu kez dedikodu, suçlama, şikâyet, saldırı, duygusal taciz ve benzeri nitelikler taşır ve bunların hiçbir yerde yeri yoktur.

Eleştiride dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Kimler nasıl tenkit edilir?

- Genel prensip olarak şahsiyetçilik yapmamak esas olmakla birlikte, insanlara verdiği zarar, fikirlerinin güçlü olmasından ziyade, şahsına yapılan itibardan kaynaklanıyorsa, ara sıra onun şahsına da atıfta bulunmak icap edebilir.

- Dünyevî konumu ne olursa olsun, kişinin ortaya koyduğu fikirler İslam’ın  ehlisünnetin akidesiyle bağdaşmıyorsa, bu düşüncenin yanlışlığını ortaya koymak gerekir.

- Eleştiri dozu, eleştiren ile eleştirilen kişi arasında normalde var olan saygı, sevgi perdesini yırtmayacak düzeyde olmalıdır. Bu ölçü, aile fertleri için olduğu gibi, yabancılar için de geçerlidir. Buna göre, evladın babasını eleştirmesi, talebenin hocasını eleştirmesi, küçük kardeşin abisini eleştirmesi çok dikkatli bir üslupla yapılmalıdır. Keza, bizim gibilerin İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii gibi büyük müçtehitleri, İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbanî gibi müceddidleri eleştirmesi ille de söz konusu olacaksa, kesinlikle onlara duyduğumuz saygı sınırlarını aşmayacak düzeyde olmalıdır.

- Bir kusuru abartarak sahibinin bütün iyiliklerini hiçe saymak eleştirinin ilmî değil, garazlı olduğunun göstergesidir.

- Haset, kıskançlık, ötekicilik gibi bir duygu ve bir bakış açısına sahip olan kimsenin eleştirilerinde Allah’ın rızasını gözetmesi imkânsız gibidir.

- Karşıdakini yenilgiye uğratma, filanca büyük zatı eleştirebilecek güçte olduğunu kanıtlama, kamu oyu nezdinde yeni bir misyon görüntüsünü yakalama, şöhrete soyunma gibi düşünceler, ilmî, kalbî, aklî eşletirlerin -insaf ölçüleri içerisinde- yapılmasına engel unsurlardır.

- Eleştiri yapacak kimsenin, haber kaynağını kontrol etmesi gerekir.Haber kaynağı sağlam olmayan kişinin tenkidi, hedefine ulaşmamaya mahkumdur. Kur’an şöyle der: “Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onu iyice araştırın. Aksi taktirde bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât, 49/6). Çünkü eleştirilen kişiye iftira atılmış, sözleri çarpıtılmış veya en azından, yanlış anlaşılmış olabilir. Dolayısıyla fâsık ve münâfık haber kaynaklarının haberlerine karşı son derece titiz olmalı, verdikleri haberlerde çarpıtmanın olabileceğini mutlaka hatırda tutmalıdır.

- Bir topluluğa duyulan kin ve öfkenin, o topluma adaletli, insaflı ve ölçülü davranılmasına engel olmamalıdır. (bk. Maide, 5/8). Buna göre eleştirirken haklı yere eleştirmeli, bir hakkın ortaya çıkması için eleştirmeli, eleştiri, haksızlığa ve kişisel çıkarlar üzerine bina edilmemelidir.

- Eleştiri yapıcı olmalıdır. Yapıcı olmayan tenkit ya sövgüdür, ya da cidaldir. Eğer tenkid kırıcı, insanları küstürücü ise, o artık cidale dönüşmüş demektir. Cedelleşen insanlar her yolu deneyerek, muhatabına cevap yetiştirmeye çalışır. Kur’an cidalci insanların vasıflarını sayarken, bir konu hakkında bilgisi, yol gösterici bir rehberliği ya da aydınlatıcı bir yazılı belgesi olmaksızın tartışmanın ne kadar anlamsız olduğuna dikkat çeker. (Hac, 22/3,8).

- Eleştiren kişi, muhatabın olayı kişiselleştirdiği ve nefis müdâfaasına başladığı anda, bu işten vazgeçip, tenkidi orada bitirmesi gerekir.

- İnsan psikolojisi göz önüne alınarak, yerine göre tenkidi, isim vermeden yapıp, muhatabın, eleştiriden kendine düşen payı almasını ve durumunu düzeltmesini tasarlamak, Peygamberî ahlâka uygundur.

- Eleştirirken, yapıcı bir üslup kullanmalı, etrafından insanları boşaltıcı ve itici değil, kazanıcı ve çekici bir dille yaklaştığı bilinmelidir. Bu, beden, kelam ve kalp dilinin birlikte işe koyulduğu bir dildir. Hz. Peygamber’in Mü’minleri tenkid sadedinde onlara yumuşak davrandığına Kur’an tanıklık etmektedir. (Âl-i İmran, 3/159).

- Eleştiride sövgü, alay, küçümseme ve kişiliğe saldırı birbirine karıştırılmamalıdır. Eleştir ne kadar içten ve samimi olursa, başka bir anlatımla, ne kadar Allah rızasına yönelik olursa, o kadar verimli olacaktır. Eleştirilen kimse, eleştirenin iyi niyetini anlamalı, samimiyetini görmelidir. Aksi taktirde muhatabın, savunma pozisyonuna geçebilir. Kur’an, müşriklerin tanrı edindikleri şeriklerini hiçbir şekilde tasvip etmemekte, hiçbir doğruluk payı tanımamaktadır. Her fırsatta, Allah’ın dışında tanrı edinilen varlıkların anlamsızlığını dile getirmektedir. Fakat Kur’an asla onlara sövmemekte ve sövmeyi de yasaklamaktadır. (En’am, 6/108).

Eleştirilen kişi açısından baktığımızda ise;

- Eleştiriden rahatsız olmamak gerekir. Kendine güvenen kişiler eleştiriden rahatsızlık değil, memnuniyet duyarlar. Çünkü bunun bir çok faydası olabilir. Çok zaman, nice yanlış anlamalar, eleştiri sayesinde açığa kavuşur ve yeni dostlukların oluşmasına sebep olabilir.

- Eleştirilen kişi, eleştiri üslubu ne olursa olsun eğer doğruluk arayışında ise öncelikle konuya odaklanmalıdır. Eleştiri getirene takıldığında, konuyu ıskalamış ve inancının artışını engellemiş olur.

- Eleştiri sadece başkalarına yönelik olmaz. Kişinin kendi kendini eleştirmesi de gereklidir. Buna öz eleştiri (oto kritik) ya da nefis muhasebesi adı verilmektedir. Öz eleştiri, cemaatler ve cemiyetler için de kullanılabilir ve bu durumda, refiklerine karşı kendilerini gözden geçiren, kusurlarını tespit edip giderme yolunu seçen cemaat ve cemiyetlere işaret eder. Kur’an bu konuda harikulade bir uyarı yapmakta, insanlara iyiliği emrederken kendi nefsimizi unutmamamız hususunda bizi ikaz etmektedir. (Bakara, 2/44)

Özetlemek gerekirse:

1. Önce araştırmak sonra eleştirmek gerekir. Araştırmadan yapılan eleştiriler ister istemez duygusal dalgalanmaların etkisinde kalır.

2. Kişiliği değil tutum ve davranışları eleştirmek lazımdır. Doğrudan kişiliği hedef alan eleştiriler hiç bir işe yaramadığı gibi, yeni kin ve düşmanlık tohumlarının atılmasına yol açar.

3. Karşı tarafı dinlemek gerekir. Karşı tarafın öne sürdüğü fikirlere kulağını kapayarak, peşin hüküm ve önyargıyla yapılan eleştiriler, sorunu çözmek bir yana daha da ağırlaştırır.

4. Çözüm önerisi geliştirilmelidir. Salt eleştiri, fayda yerine zarar verir.

5. Eleştiriden önce özeleştiri yapılmalıdır. Hatalarının ve zaaflarının bilincinde olan kişi, eleştirilerini daha insaflı yapar ve karşı tarafa daha anlayışlı davranır.

6. Eleştiride tarafsız olunmalıdır. Taraflı eleştiriler, yolsuzlukları arttırır, şiddet eğilimini besler. “Biz” ve “onlar” ayırımı yerine, “hak" ve "doğru” ölçüleri esas alınmalıdır.

7. Eleştirilerden yararlanılmalıdır. Eleştirilere kulak verildiğinde ve bu eleştiriler içselleştirildiğinde düşünceler yeni boyutlar ve derinlik kazanır.

Elştirilecek kişinin yerine kendimizi koyarak, Allah'ın rızasını elde etmek için yapılacak bir eleştiri, dini anlamda tebliğ olur ve bu da bir ibadettir.
Kaynak: Sorularla İslamiyet

Yorumlar

DUALAR

Aşık Etme Duası (Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua)

Sizlerden gelen sorular; Nihat HATİPOĞLU aşık etme duasını paylaşır mısınız?, ayetel kürsi ile aşık etme duası var mı?, aşık etme duası 14 gün, anında aşık eden dua var mı?, çok tesirli aşık etme duası paylaşır mısınız?, aşık etme duası mishakal, deli gibi aşık etme duası var mı?,en etkili aşk duası paylaşır mısınız?,  denenmiş  birini kendine aşık etme duası var mı..?  şeklinde soruluşmuş sorulardı. Tüm bu soruların cevaplarını aşağıda sizler için paylaştık. Allah ettiğiniz duaları kabul etsin inşallah. Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua-Nihat HATİPOĞLU BİRİNİ KENDİNE AŞIK ETMEK İÇİN DUA (BÜYÜ DEĞİLDİR) ; Erkeği Aşık Etme Duası-Kızı Aşık Etme Duası: Kuvvetli bir celbiye için uygulamadır. Bizzat denenmiş bir uygulamadır, herhangi bir yapılış zamanı yoktur, önerilen okuma düzeni bir hafta boyunca günde 1 defa okumaya niyet etmedir fakat genel anlamda bir hafta dolmadan hacetimiz görülmüş olur. (14 gün okumada ise okumadan sonra 40 gün başka bir işlem ya da okuma yapılmaması

Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Emel HATİPOĞLU Kimdir?

Sizden Gelen Sorular : Nihat HATİPOĞLU Evli mi?,Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Kimdir?,Emel HATİPOĞLU Kimdir?.. Ünlü ilahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu sosyal medyada dolaşan bir fotoğraf nedeni ile birden bire gündeme bomba gibi düştü. Tesettürlü ancak oldukça bakımlı genç bir kadın hayranı ile çekilen fotoğrafı basına yayılan Nihat Hatipoğlu, konu hakkında sert konuştu. Bazı internet kullanıcıları fotoğraftaki genç kadının Nihat Hatipoğlu'nun eşi olduğu bile iddia edildi ve Hatipoğlu ilginç eleştirilere maruz kaldı. GENÇ KADINLA EVLENECEK DİYENLER OLDU  Nihat Hatipoğlu' nun genç ve güzel tesettürlü bir kadın hayranı ile çektirdiği fotoğraf adeta olay oldu. Nerede çekildiği bilinmeyen fotoğraf, kısa sürede sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasına girdi. Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü ilahiyatçıyı eleştirirken, bazıları da fotoğrafın son derece normal olduğunu savundu.  NİHAT HOCA ÇIKAN HABERLERE İSYAN ETTİ   Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü

Aşırı Şehvetten Kurtulma Duası

Her ne kadar Allah (azze ve celle) bunu fıtrî olarak zevk ve lezzet gibi hediyelerle birlikte vermiş olsa da kişi bu hissi kontrol altında tutmadığı taktirde hem dünyâ hem âhiret cihetiyle zor durumda kalacaktır. Fikri haram, bakışı haram, meylî haram olan kişi zinâ gibi büyük bir günahla karşı karşıya gelecektir. Bedenen bunu yapmasa da uzuvları ile bir bakıma zinâ işlemiş olacaktır. Peki bu histen nasıl kurtulacağız? Şehvetten Kurtulma Duası Bismillahirrahmanirrahim, Allahumme yâ senede men lâ senede lehü. Ve yâ zuhre men lâ zuhre lehü. Ve yâ câmi’eşşettâti. Ve ya râhimel emvâti. İrhamni rahmeten tuğninî biha an rahmeti men sivâke. Allahumme lâ emlikü linefsi nef’an ve la dârren ve lâ mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûran. Allahumme vessî’li fîmâ rezaktenî. Ve bârik li fîmâ ve hebtenî. İnneke alâ külli şey’in kadîr. Ve lâ tusallit aleyye bizünûbi men lâ yerhamunî yâ erhamerrâhimîn. Verzuknî hayre’ddünya vel âhireti yâ Rabbel âlemîn. İlahi, in afevteni fe lâ yenkusu fî mülkike şey

Kumardan Kurtulmak İçin En Etkili Dua

Sizlerden gelen sorular; Kumardan kurtulmak için ne yapmalı?, Kumar bağımlılığından tamamen kurtulmak mümkün mü?, Kumar bağımlılığı nasıl tedavi edilir?,Kocami kumardan KURTULMAK için dua paylaşır mısınız?, Cübbeli Ahmet Hoca kumardan KURTULMAK için Dua, kumardan kurtulmak için Esmaül Hüsna, Kumardan kurtulma duası Diyanet, Kumardan korunmak için okunacak dua, Sanal kumardan kurtulma yolları, kumardan kurtuldum... SORU:  Kocamı kumardan kurtulmak için dua paylaşır mısınız? CEVAP : “Bismillahirrahmanirrahim. Ya eyyühellezine amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamüricsün min ameliş şeytani fectenibühü lealleküm tüfl i hun innema yüriydüş şeytanü en yükaa beynekümül adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salati fehel entüm müntehun. Ve etiy’ullahe ve etiy’ur rasule vahzeru. Fe in tevelleytüm fa’lemu ennema ala resunlinel belağulmübin. Allahümme huz hubbül hamri vel meysiri bihakkı kelamukel kadim ve rasulikel kerim ve bielfi elfin la h

Eşinin Ci..sel Organını Yalamak (Öpmek) Gusül Gerektirir mi?

Sizden Gelen Sorular : Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusul Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organına Dokunmak Gusül Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Cin..el Organı Öpmek Gusül Gerektirir mi?, Erkek Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Karşı Cinsin Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?.. Cin..el ilişki gerçekleşmeden (orgzım olmadan) veya meni dışarı çıkmadan cin..el organı öpmek yada yalamaktan dolayı cünüp olmazsınız. Bu durumla ilgili haram olmamakla beraber şu hususlara dikkat etmeliyiz: – Öncelikle böyle bir davranış onurlu ve kişilikli olmaya aykırı bir davranıştır, tiksindiricidir. – İkinci olarak, cin..el organlardan sürekli olarak bir takım maddeler çıkmaktadır ve bunlar pis olan akıntılardır.  Böyle bir durumda kişi, Hz. Peygamber’in (sa): " Ağızlarınızı tertemiz yapın çünkü onlar Kuran yoludur"  diye nitelendirdiği ağzına pis maddeler almış olacaktır. Üçüncü olarak, İslam’ın insan sağlığına ne kadar değ