Ana içeriğe atla

Define veya Gömü Aramak,Bulunmuş Defineyi Kullanmak Caiz mi?

Gömü Aramak Günahmı?,Define Aramak Günahmıdır?,Define Aramak Gunahmi?,Bulunmuş Defineyi Kullanmak Caiz mi?,Define veya Gömü Aramak Günah mı?..

Define Aramak Günah mıdır

- Define, hazine veya rikaz denilen konuda alimlerin farklı görüşleri vardır. Hanefilere göre, hem madenler, hem de eski devirlerde yer altına gömülen her türlü kıymetli eşya “Rikaz” kapsamındadır. Diğer üç mezhebe göre, madenler “Rikaz”kapsamında değildir.

- Altın-gümüş gibi defineler beş parçaya bölünür. Bunlardan beşte biri, devlet alır. Şafiilere göre bunu zekat olarak dağıtılması gerekir. Diğer mezheplere göre ise, kamu yararı için kullanılır.
- Alimlerin cumhuruna göre, bulunan defineden alınan beşte biri devlet tarafından dağıtılır. Bazı alimlere göre ise, defineyi bulan kimse de bu beşte birini bizzat kendisi de dağıtabilir(bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 2/786).
Şahsın kendi evinde veya han ve otelinde yaptığı kazada vergi kapsamına giren madenlerden birine rastlarsa, İmam Ebû Hanîfe’ye göre, bundan yergi alınmaz. İmameyn'e göre, diğerlerinde olduğu gibi beşte bir vergi alınır. (Et-Tebyîn – Zeylaî)
Başkasına ait bir arazide yapılan kazıda define ya da vergi kapsamına giren bir madene rastlanırsa, bunun beşte biri mutlaka devlete vergi olarak ödenir. Geriye kalan kısım, İmam Ebû Hanîfe'ye göre, arazi sahibine aittir. (Şerh-i Tahavi - Fetâvâ-yi Hindiyye)
Arazinin sahibi var, ama bilinmiyorsa, varisleri de ortada yoksa veya tanınmıyorsa, devlet hazinesine bırakılır. (Tatarhaniyye-Bedayi-Bahrirâik-Şerh-i Tahavi) Vârisleri tesbit edildiğinde onlara verilir, Tespiti mümkün olmadığında olduğu gibi devlet hazinesine devredilir.
Yapılan kazılarda, başkasına ait olmayan bir arazide silah, kap, süs eşyası, ve benzeri şeyler bulunursa, bu da define sayılır ve beşte bir vergisi alınır. (Et-Tebyin - Zeylai - Fetâvâ-yi Hindiye; bk. Celal Yıldırım, Kanaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/147-149)
Not: Madenler ve deniz mahsulleri konularında detaylı bilgi için aşağıdaki açıklamaları okumanızı tavsiye ederiz.
“Sizin için yerden çıkardıklarımızdan infak ediniz...” (Bakara: 2/267) ifadesi ile genel olarak ziraî mahsullerden zekât yükümlülüğüne işaret edilmiş olduğuna ve ayetteki “infak ediniz” emrinin, fakihlerin çoğunluğu tarafından “zekâtını veriniz” anlamında tefsir edildiğine yukarıda temas edilmişti. Allah Teâlâ topraktan çeşitli mahsuller bitirdiği gibi, O'nun yarattığı çok çeşitli madenler de yine topraktan çıkarılmaktadır. Bu sebeple, fakihler zikredilen âyetin umumi anlamı gereğince madenlerde de ödenmesi gerekli bir hakkın bulunduğunu düşünmüşlerdir.
Hz. Peygamberin hadislerinde ve sahabe uygulamasında yer altında bulunan define ve madenlerin vergilendirildiğine dair çeşitli rivayet ve bilgiler bulunur. Fıkıh literatüründe “rikâz” madenleri, diğer yeraltı zenginliklerini ve yer altında gömülü antika, hazine ve benzeri eşyayı ifade eden geniş bir kapsama sahiptir. Bu itibarla konu rikâz, madenler, deniz mahsulleri olmak üzere üçlü bir ayırım içinde ele alınabilir. Ama ben konu define olduğundan sadece birini yani rikazı anlatacağım;

a) Rikâz
Rikâz terimi, maden, define ve hazine gibi kendiliğinden yeraltında bulunan veya insanlar tarafından yeraltına gömülüp gizlenen her türlü kıymetli maden ve eşyayı ifade eder.
Hz. Peygamber'in “Rikâzda humus (1/5 nisbetinde vergi) vardır” (Ebû Ubeyd, el-Emvâl, nr. 856-860) buyurduğu, Hz. Ömer'in Medine dışında bulunan 1000 dinar altın paranın 200 dinarını devlet adına beytülmâle aldığı, Hz. Ali'nin de madenleri rikâz diye isimlendirip, çıkarılan maden parçalarından ve bulunan eski devirlere ait paralardan 1/5 nispetinde vergi aldığı rivayet edilir. (Ebû Ubeyd, a.g.e, nr. 871, 874-875)
Rikâzla ilgili hadis ve sahabe tatbikatını değerlendiren fakihler, bu terimin kapsamı üzerinde görüş ayrılığına düşmüşlerdir.
İmam Şafiî, îmanı Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'e göre rikâz eski devirlerde yer altına saklanan ve İslâmî devirde bulunan kıymetli eşya, hazine ve definedir. Madenler rikâzın kapsamına girmez. Hatta İmam Şafiî rikâzı sadece Câhiliye devrinde gömülmüş olan altın ve gümüşe hasreder.
Hanefî fakihleri ise hem madenleri ve hem de eski devirlerde yer altına gömülüp gizlenen her nevi kıymetli eşyayı rikâz mefhumu içinde mütalaa ederler.

Rikâz; eski devirlerde yer altına gömülen veya herhangi bir sebeple yer altında kalan kıymetli eşyayı ifade ettiğinde,
1. Mevât (işlenmemiş, sahipsiz) topraklarda veya sahibi bilinmeyen topraklarda bulunmuş ise 1/5'i vergi olarak alınır, kalan 4/5'i bulana verilir. Mülk arazide bulunmuş ise Hanefîler'e göre 4/5'i mülk sahibi veya vârislerine ait olur. Bu eşyayı gayri müslim tebaadan biri veya çocuk da bulsa durumda bir değişiklik olmaz.

2. Bulunan altın-gümüş ve kıymetli eşyanın İslâmi alâmet (mühür, yazı gibi) taşıması halinde “lukata” hükümleri uygulanır. Bu halde bulunan eşya bir sene müddetle usulüne uygun ilân edilir, sahibi çıkmazsa beytülmâle teslim edilir.

3. Bu nevi bulunan eşyanın vergilendirilmesi için cumhura göre nisab da aranmaz. İmam Şafiî nisab şartını ileri sürmüştür.

4. Fakihler rikâzın 1/5 nisbetinde vergiye tâbi olabilmesi için, bulunduktan sonra üzerinden bir sene geçmesinin şart olmadığında görüş birliğindedir.
Rikâz ile ilgili hadislerde, alınan 1/5 nisbetindeki verginin zekât verilecek kimselere mi, yoksa fey kapsamında düşünülüp zekâtın dışında kalan muhtelif devlet giderleri için mi harcanacağı hususunda açıklık yoktur. Bu sebeple fakihler rikâzın dağıtımı hususunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
İmam Şafiî rikâzdan alınan 1/5 nispetindeki verginin zekât verilecek kimselere sarf edileceğini, Ebû Hanîfe, bir görüşe göre İmam Mâlik ve Ahmed b. Hanbel ise bu gelirin fey hükümlerine tâbi olup zekât dışında, kamu hizmetlerine harcanacağım savunmuşlardır.
Rikâz, yer altına gömülmüş altın, gümüş, hazine yani kenz ve define anlamına alındığında önemli bir devlet geliri sayılmamalıdır. Çünkü bu çeşit hazine ve antik eşyanın bulunup çıkarılması sık sık rastlanan bir olay değildir. Ancak, Hanefî fakihlerine göre madenler rikâz mefhumu içinde mütalaa edildiğinden, rikâzın vergilendirmesi büyük önem taşımaktadır. Hemen aşağıda izah edeceğimiz gibi, bu durumda hem kapsamı genişlemiş olacak ve hem de maden vergi nispetleri 1/5 olarak kabul edildiğinden devlet gelirleri içinde önemli bir yekûn tutacaktır.

Yorumlar

DUALAR

Aşık Etme Duası (Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua)

Sizlerden gelen sorular; Nihat HATİPOĞLU aşık etme duasını paylaşır mısınız?, ayetel kürsi ile aşık etme duası var mı?, aşık etme duası 14 gün, anında aşık eden dua var mı?, çok tesirli aşık etme duası paylaşır mısınız?, aşık etme duası mishakal, deli gibi aşık etme duası var mı?,en etkili aşk duası paylaşır mısınız?,  denenmiş  birini kendine aşık etme duası var mı..?  şeklinde soruluşmuş sorulardı. Tüm bu soruların cevaplarını aşağıda sizler için paylaştık. Allah ettiğiniz duaları kabul etsin inşallah. Birini Kendine Aşık Etmek İçin Dua-Nihat HATİPOĞLU BİRİNİ KENDİNE AŞIK ETMEK İÇİN DUA (BÜYÜ DEĞİLDİR) ; Erkeği Aşık Etme Duası-Kızı Aşık Etme Duası: Kuvvetli bir celbiye için uygulamadır. Bizzat denenmiş bir uygulamadır, herhangi bir yapılış zamanı yoktur, önerilen okuma düzeni bir hafta boyunca günde 1 defa okumaya niyet etmedir fakat genel anlamda bir hafta dolmadan hacetimiz görülmüş olur. (14 gün okumada ise okumadan sonra 40 gün başka bir işlem ya da okuma yapılmaması

Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Emel HATİPOĞLU Kimdir?

Sizden Gelen Sorular : Nihat HATİPOĞLU Evli mi?,Nihat HATİPOĞLU'nun Eşi Kimdir?,Emel HATİPOĞLU Kimdir?.. Ünlü ilahiyat profesörü Nihat Hatipoğlu sosyal medyada dolaşan bir fotoğraf nedeni ile birden bire gündeme bomba gibi düştü. Tesettürlü ancak oldukça bakımlı genç bir kadın hayranı ile çekilen fotoğrafı basına yayılan Nihat Hatipoğlu, konu hakkında sert konuştu. Bazı internet kullanıcıları fotoğraftaki genç kadının Nihat Hatipoğlu'nun eşi olduğu bile iddia edildi ve Hatipoğlu ilginç eleştirilere maruz kaldı. GENÇ KADINLA EVLENECEK DİYENLER OLDU  Nihat Hatipoğlu' nun genç ve güzel tesettürlü bir kadın hayranı ile çektirdiği fotoğraf adeta olay oldu. Nerede çekildiği bilinmeyen fotoğraf, kısa sürede sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasına girdi. Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü ilahiyatçıyı eleştirirken, bazıları da fotoğrafın son derece normal olduğunu savundu.  NİHAT HOCA ÇIKAN HABERLERE İSYAN ETTİ   Bu kare üzerinden bazı kesimler ünlü

Kumardan Kurtulmak İçin En Etkili Dua

Sizlerden gelen sorular; Kumardan kurtulmak için ne yapmalı?, Kumar bağımlılığından tamamen kurtulmak mümkün mü?, Kumar bağımlılığı nasıl tedavi edilir?,Kocami kumardan KURTULMAK için dua paylaşır mısınız?, Cübbeli Ahmet Hoca kumardan KURTULMAK için Dua, kumardan kurtulmak için Esmaül Hüsna, Kumardan kurtulma duası Diyanet, Kumardan korunmak için okunacak dua, Sanal kumardan kurtulma yolları, kumardan kurtuldum... SORU:  Kocamı kumardan kurtulmak için dua paylaşır mısınız? CEVAP : “Bismillahirrahmanirrahim. Ya eyyühellezine amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamüricsün min ameliş şeytani fectenibühü lealleküm tüfl i hun innema yüriydüş şeytanü en yükaa beynekümül adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salati fehel entüm müntehun. Ve etiy’ullahe ve etiy’ur rasule vahzeru. Fe in tevelleytüm fa’lemu ennema ala resunlinel belağulmübin. Allahümme huz hubbül hamri vel meysiri bihakkı kelamukel kadim ve rasulikel kerim ve bielfi elfin la h

Aşırı Şehvetten Kurtulma Duası

Her ne kadar Allah (azze ve celle) bunu fıtrî olarak zevk ve lezzet gibi hediyelerle birlikte vermiş olsa da kişi bu hissi kontrol altında tutmadığı taktirde hem dünyâ hem âhiret cihetiyle zor durumda kalacaktır. Fikri haram, bakışı haram, meylî haram olan kişi zinâ gibi büyük bir günahla karşı karşıya gelecektir. Bedenen bunu yapmasa da uzuvları ile bir bakıma zinâ işlemiş olacaktır. Peki bu histen nasıl kurtulacağız? Şehvetten Kurtulma Duası Bismillahirrahmanirrahim, Allahumme yâ senede men lâ senede lehü. Ve yâ zuhre men lâ zuhre lehü. Ve yâ câmi’eşşettâti. Ve ya râhimel emvâti. İrhamni rahmeten tuğninî biha an rahmeti men sivâke. Allahumme lâ emlikü linefsi nef’an ve la dârren ve lâ mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûran. Allahumme vessî’li fîmâ rezaktenî. Ve bârik li fîmâ ve hebtenî. İnneke alâ külli şey’in kadîr. Ve lâ tusallit aleyye bizünûbi men lâ yerhamunî yâ erhamerrâhimîn. Verzuknî hayre’ddünya vel âhireti yâ Rabbel âlemîn. İlahi, in afevteni fe lâ yenkusu fî mülkike şey

Eşinin Ci..sel Organını Yalamak (Öpmek) Gusül Gerektirir mi?

Sizden Gelen Sorular : Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusul Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organına Dokunmak Gusül Gerektirir mi?, Eşinin Cin..el Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Cin..el Organı Öpmek Gusül Gerektirir mi?, Erkek Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?, Karşı Cinsin Ci..sel Organını Görmek Gusül Gerektirir mi?.. Cin..el ilişki gerçekleşmeden (orgzım olmadan) veya meni dışarı çıkmadan cin..el organı öpmek yada yalamaktan dolayı cünüp olmazsınız. Bu durumla ilgili haram olmamakla beraber şu hususlara dikkat etmeliyiz: – Öncelikle böyle bir davranış onurlu ve kişilikli olmaya aykırı bir davranıştır, tiksindiricidir. – İkinci olarak, cin..el organlardan sürekli olarak bir takım maddeler çıkmaktadır ve bunlar pis olan akıntılardır.  Böyle bir durumda kişi, Hz. Peygamber’in (sa): " Ağızlarınızı tertemiz yapın çünkü onlar Kuran yoludur"  diye nitelendirdiği ağzına pis maddeler almış olacaktır. Üçüncü olarak, İslam’ın insan sağlığına ne kadar değ